Macera Dolu Work and Travel ile Yol Açık, Yola Çık!

Macera Dolu Work and Travel ile Yol Açık, Yola Çık!

Bu yaşına kadar bir geceliğine arkadaşında dahi kalamamış, evin tek çocuğu bir kız düşünün. Amerika mı? Hem de tek başına? Tam olarak bir hayaldi bu. Sonra ne mi oldu? Buyrun bakın neler oldu, neler yaşadı o kız…

1. Hayallerime ilk adımlarım..

1. Hayallerime ilk adımlarım..

Her şey bir kavanozla başladı. Uzun yıllardır bu tarz yazılar okuyor, fotoğraflar inceliyor, yurtdışına çıkma ve farklı kültürler tanıma hayalleri kuruyordum. Bunun için kumbara şeklinde bir kavanoz oluşturup üzerine de renkli kağıtlarla “yurtdışı için” diye not düştüm ve onun içerisinde para biriktirmeye başladım. Bu yaşıma kadar değil yurtdışına, şehirdışına bile, hatta ve hatta bir gecelik arkadaşımda kalmaya bile izin alamayan birisiydim. Ailemin tek çocuğuydum ve gözleri gibi sakınırlardı çünkü. Nasıl yapacaktım ben bunu? Ama bu siyah beyaz olan hayallerimin renklenmesi gerekiyordu artık. Bu yaşa bir daha gelinmeyecek ve bu fırsatlar bir daha güneş açmayacaktı. Ailemle çok ciddi bir konuşma yaptım ve bunun önemini çok güzel bir şekilde izah edince engel olamayacaklarını fark ettiler. Nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde bu konuda arkamda durmaya ve destek olmaya karar verdiler. İşte her şey şimdi başlıyor, kalp atışlarım şimdi anlam kazanmaya başlıyordu.

2. Evet, vizemi ikinci başvurumda aldım.

2. Evet, vizemi ikinci başvurumda aldım.

İşlemlerim beklediğimden çok daha hızlı ilerliyordu ve her şeyim sorunsuz ilerliyordu, ta ki ilk reddimi alana kadar.. Küçük sakin bir kasabada dondurma üzerine bir kafede kasiyerlik yapacaktım. O büyük gün gelmişti, mideme giren kramplar, ağrılar, tarifsiz heyecanım. Günlerce yemek yiyememiştim. Bu heyecanı inanın anlatmam mümkün değil… Konsoloslukta sıramı beklerken numaramın yandığını fark ettim ve görevliye ilk adımı ben attım bir selamla. Biraz konuştuktan sonra not ortalamamın düşük olması sebebiyle red aldım ilk görüşmemden. Fakat pes eder miyim? Ben ki o aileyi ikna etmiştim, hayallerim vardı, yapılacak çok şeyim vardı ve pes etmedim. İstanbul Konsolosluğu için bir randevu daha aldım. Hocalarımdan aldığım referans mektuplarımla beraber çıktım bu kez memurun karşısına. Gayet kendinden emin, kararlı ve azimli bir şekilde. O mektuplara gerek bile kalmadan çok zevkli bir sohbet sonunda vizem onaylandı. O ana dair tek hatırladığım oradan çıkarken gözlerimden yaşlar aktığı. İşte o yaş yanağımdan süzülürken anladım ki derin bir rüyada falan değildim, her şey gerçek oluyordu. Evet, yüzünüzdeki gülümsemeleri asla eksik etmeyin, inanın, inanın ve yine inanın.

3. Sadece isteyin, yapamayacağınız bir şey yok artık.

3. Sadece isteyin, yapamayacağınız bir şey yok artık.

Çok uzun bir yolculuğun ardından ayaklarım sonunda ABD topraklarına bastı. Yaklaşık 24 saattir bir şey yememiş olmam, 18 saattir yolda olmam hiçbir şey umrumda değildi. Havalimanından dışarıya çıktım ve o sıcak, nemli ve bir o kadar da huzur dolu hava yüzümü okşadı hoş geldin dercesine. Bir gülümseme attım işte orda hayata. Bu güne kadar hiçbir hayalim gerçek olmamıştı –ta ki o güne kadar-. Hala inanamıyordum çünkü o yaşıma kadar bir gece için arkadaşıma bile gidemeyen ben, tek başıma bir Amerika serüvenine atmıştım kendimi. Ne cesaret sen tek başına okyanus ötesine gidiyorsun? Bu sorunun cevabını hala bulabilmiş değilim ben. Ama yapın arkadaşlar, çıkın yola. Kimse yok demeyin, tek başınıza da çıkın. Yapamayacağınız hiçbir şey yok.

4. Kararlarınızı kendiniz için verin.

4. Kararlarınızı kendiniz için verin.

Kişiliğinize göre şekillendirin kararlarınızı, ki mutluluğu tadabilesiniz. Ben doğaya ve tarihe düşkün olmamdan dolayı tam da bununla alakalı bir yere gittim; Williamsburg, Virginia. Doğal harikalığı büyüleyici, tarihi yerleri unutulmayacak güzellikteydi. Büyük bir ormanın içinden geçen bir bisiklet yolu hayal edin. Havasıyla kuşuyla ağacıyla her şeyiyle mükemmel ve sonsuzluk gibi bir şeydi benim için. Çekin o havayı, ciğerlerinize kadar içinize çekin..

5. Huzuru yakalayın.

5. Huzuru yakalayın.

Bir anda dünyayı, diğer insanları, ve hatta diğer her şeyi unutabileceğiniz şeyler yaparsanız iyisinizdir, mutlusunuzdur, huzurlusunuzdur. Tavsiyeler üzerine Waller Miller Park’a gidip bir kayık kiraladım. Su ile aynı seviyede olan sen, yanından geçen ördekler, yemyeşil bir orman ve ağaçların üzerinden cıvıldayan kuşlar. Benim için huzur tam da burasıydı. İşte o gün anladım ben ne kadar doğru bir yere geldiğimi.

6. Bazen canınız kebap çeker..

6. Bazen canınız kebap çeker..

Açlık mı? En büyük derdimdi benim. Türk mutfağından oralara düşünce e tabi haliyle oralarda kebap bulunmuyor. Tam da işte böyle derken haber geldi bizlere. Amerika’lı teyzelerimiz amcalarımız bizler için yemek daveti vermişler. Bizler de toplanıp gidelim dedik tabiki ve her milletten genç vardı neredeyse. Amerikalı teyzelerimiz amcalarımız bizler için yemekler yapmışlar, masalarımıza gelip teker teker sohbet ettiler, kültürlerimiz hakkında bilgi aldılar. Dışarıda oyun sahasında bizlerle oyunlar oynadılar. Bununla da kalmayıp kaldığımız yeri ziyarete gelip upuzun masa kurup kebap yaptılar bizler için. Amerikalıların yardımseverliliğini içinizde hissedeceksiniz.

7. Tüm yorgunluğunuz hedefinize ulaşana kadardır.

7. Tüm yorgunluğunuz hedefinize ulaşana kadardır.

Gezinin her türlüsünü denedim fakat bir şehri özgürce arşınlamak kadar güzel bir şey yoktur. Sırtımda ağır yükümle ve elimde haritamla Washington DC sokaklarında dolaşıyordum büyük bir heyecanla. Özellikle görmek istediğim yerleri haritamda işaretlemiş, deli gibi bulmaya çalışıyordum sıcağın altında. Tam artık yorgunluktan vazgeçmek üzereyken sağıma bakmamla orayı gördüm; Smithsonian Institution Castle. Hedefinize ulaşana kadar her şey size zor gelir, bıktırır, ter döktürür fakat işte onu başardığınız an size tüm yorgunluğunuzu unutturur. Hayal edin, çabalayın ve isteyin.

8. Büyük heyecan, Los Angeles.

8. Büyük heyecan, Los Angeles.

Hayallerdir insanın içerisindeki en önemli yere sahip olan. Batı Amerika hayalimin gerçekleştiği, oraya ayak bastığım günü ve anı unutmam mümkün olamaz. İlk gün araba kiralayarak Hollywood Dağı’na çıkmaya karar verdik. Zar zor bulduk en sonunda ve arabayı park edip yokuşu yürümeye başladık. Köşeyi döner dönmez karşımda “HOLLYWOOD” yazısını görmemle çocuk gibi havalara uçmam bir oldu. Tepeye çıktım, karşımda o meşhur imza, arkamda ise o devasa şehir Los Angeles ayaklarımın atındaydı. Unutulmaz bir an, unutulmaz bir mutluluk..

9. İstanbul'u andıran şehir; San Francisco..

9. İstanbul'u andıran şehir; San Francisco..

Eğer San Francisco yolundaysanız kesinlikle yolda o meşhur San Francisco şarkısını dinlemelisiniz. Farklı bir heyecan basıyor, sabırsızlanıyorsunuz her dakika. Hele ki adım attığınız an. Bu şehir benim için tam olarak İstanbul ve New York City şehirlerinin karışımından oluşmuş güzellikteydi. Muhteşem havasıyla, devasa köprüleriyle, meşhur caddeleriyle kendine aşık etti diyebilirim.

10. Dünya içinde apayrı bir dünya; VEGAS

10. Dünya içinde apayrı bir dünya; VEGAS

Ve LAS VEGAS..! Buraya adım attığınız an her şeyi unutuyorsunuz; şimdiye kadar bildiğiniz, gördüğünüz, duyduğunuz her şeyi. Dünyadan kendini tamamen soyutlamış, kendi içerisinde ayrı bir evrene sahip olan, asla ve asla uyumayan, caddelerinde ışıkları sönmeyen, yürürken o mükemmel binalardan gözlerinizi alamayacağız, görüp görebileceğiniz en güzel şeyleri ve hatta dünyanın en büyük otelleri ve kumarhanelerini görebileceğiniz o muhteşem şehir, Vegas. İşte bunu anlatmam mümkün değil, sırf Vegas için gidin, gidin ve bu güzellikleri yaşayın..!

11. Bazen farkında olmadan korkularınızı yenersiniz. Nasıl mı?

11. Bazen farkında olmadan korkularınızı yenersiniz. Nasıl mı?

Yüksekliği 1600 metreyi bulan dünyanın en büyük kanyonu, Grand Canyon. Sabahın 4’ünde kalkıp yola çıktık burayı görmek için. Yükseklik korkum vardır normalde ve bu yüzden günün tadını çıkaramamaktan korkuyordum. Fakat nasıl oldu bilmiyorum, belki de buraya bir daha ayak basamayacak olma ihtimalindendir, korku falan kalmadı o devasa güzellik karşısında. En uçlara kadar adımlarımı attım ve o güzel manzaranın tadını çıkardım. Hayatımın en güzel manzarası karşımdaydı çünkü.

12. Hayaller şehri; New York City

12. Hayaller şehri; New York City

Aman Tanrım, Flatiron binası mıydı o gördüğüm? Hani o filmlerde, televizyonlarda, fotoğraflarda gördüğüm “üçgen bina”.. İnanılmaz güzelliklerle, inanılmaz mimarilerle dolu New York City. Sabah çok erken saatlerde çıktım sokaklarına. Çok farklı bir dünya, farklı insanlar, farklı bir yaşam.. İnanılmaz kalabalığın arasından sıyrıla sıyrıla, yine elimde haritamla hedeflerime yürüyordum ve yaklaştıkça kalbimin gümbürtüsünü hissediyordum. Görüp görebileceğiniz en düzenli şehir olarak nitelendirebilirim burayı. Hayaller şehri; New York City!

13. İşte artık hayalleriniz hayal değil..

13. İşte artık hayalleriniz hayal değil..

Hayatımın en büyük duygu karmaşasıydı son günüm. Bir yandan topraklarına, ailene, sevdiklerine duyduğun özlem; diğer yandan da Amerika’ya, bu insanlara, bu güzelliklere duyacağın özlem. Hangisi ağır basıyordu? Mutluluk mu, üzgünlük mü? İnsana çok şey katıyor bu macera, çok şey öğreniyorsunuz, at gözlüklerinizi çıkarıyorsunuz ve gerçek hayatı görüyorsunuz. Asıl değişiminizi ise Türkiye’ye döndüğünüzde fark ediyorsunuz. Yol açık, yola çık; siyah beyaz hayallerini renklendirmek için çık..!

YAZAR HAKKINDA
Kübra Kılınç

EDUMAG Yazarı