Dolardaki Artış Work and Travel Programını Nasıl Etkiledi?

Her yıl binlerce öğrenci tarafından tercih edilen Work and Travel programı bu sene TL’nin dolar karşısında değer kaybı nedeniyle başvuruda bulunmak isteyen öğrencilerin kafasında bir takım soru işaretlerine yol açtı. Öğrencilerin akıllarında pandemiden ve doların artmasından kaynaklı bazı soru işaretleri bulunsa da her yıl olduğu gibi bu yılda hayallerinin peşinden koşmak isteyen Work & Travel öğrencilerinin programa olan taleplerinde bir azalışa rastlanmamaktadır.

Her sene olduğu gibi  bu sene de programa olan talebin azalmamasının başlıca sebepleri arasında Amerika’da çalışılan işlerin saatlik ücretlerine gelen zamlar da bulunmaktadır. Ülkemizde dolar kuru artsa da öğrenciler gittiklerinde dolar kazandıkları için hem Türkiye’de yapmış oldukları masrafları hem de oradaki yaşam masraflarını karşılayabilmektedir.

Haftalık 40 saatlik yasal çalışma saatlerinin üzerinde çalışıp mesaiye kalan öğrenciler saatlik ücretlerin 1,5 katını kazanırlar ve böylelikle ayda ortalama 1800-2200 dolar kazanma fırsatı yakalarlar. Genel bir matematik hesaplamasıyla öğrenciler 3 ayda program ücreti masrafını çıkarmış, yaşam masraflarını karşılamış ve gezmek için ekstra para biriktirmiş olurlar. Bu nedenle krizi fırsata çevirmek isteyen öğrenciler için dolar kurundaki artış aslında bir avantajdır. Özellikle ikinci veya üçüncü bir işte çalışan öğrenciler Türkiye’ye döndüklerinde hem güzel bir birikimle dönmüş hem de asla unutamayacakları, harika bir yaz geçirmiş olurlar.

 

 

Avustralya’da Para Kazanmak

Yurt Dışına Yerleşince Geçim Derdi Bitiyor mu ?

 Yoksa her şey, sosyal medya hesaplarında gösterilen fotoğraflar kadar mı ?

Bir çok kişinin yurt dışına yerleşme isteğinin altında, hiç kuşkusuz, daha fazla para kazanıp, refah içerisinde yaşama isteği yatıyor.

Evet, malesef ülkemizdeki ekonomik koşullar, gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Yaşam standartları, her geçen gün biraz daha düşüyor. Haklı olarak, kaçmak kurtuluşmuş gibi geliyor. Ama maalesef, yurt dışında da hayat, beklenildiği kadar kolay değil. Hele, bir de göçmen olarak hayat, normalden iki kat daha zor.

Unutmayın ki ;

Hiçbir ülke, kollarını açmış bir şekilde sizin gelmenizi beklemiyor.

Hiçbir ülke, size bereketli ve bol kazançlı iş imkanları sunmayacak.

Hiçbir ülke, hayatı size kolaylaştırmayacak. Siz, yine tırnaklarınız ile kazıyarak bir yerlere geleceksiniz. Üstüne, bir de bunu tek başınıza, hiç kimseden destek almadan yapmak zorunda kalacaksınız.

Ama yok, ben artik dayanamıyorum, firsatım da var, mutlaka gideceğim diyorsanıız ,size bazı önerilerim olacak.

Beklentilerinizi çok iyi belirleyin

Ekonomik sebeplerden dolayı yurt dışına yerleşmeye karar vermeden önce, kendinize sormanız gereken bir kaç soru var.

  • Yurt dışında nasıl bir refah seviyesine ulaşmayı hedefliyorsunuz ?
  • Hedefinize ulaşmak için kendinize ne kadar zaman tanıyorsunuz?
  • Sıfırdan başlamaya hazır mısınız ?
  • Hiç bilmediğiniz şartlarda, çoğu zaman ikinci sınıf vatandaş statüsünde mücadele etmeye gücünüz var mı?
  • Hazırlıklı olun! Hayat mücadelesi normalden daha zor olacak.

Yurt dışında yapacağınız iş ve kazanacağınız gelirin sizi tatmin etmesi, Türkiye’de bırakmayı düşündüğünüz yaşam koşullarınız ile doğru orantılı. Bu sebepten dolayı, ulaşmak istediğiniz hedeflerinizi çok iyi belirlemeniz gerek. Bu hedeflerinize uygun ülke seçimi de çok önemli. Her ülkenin göçmen kanunları farklı olduğundan dolayı, hedeflerinizi gerçekleştirebileceğiniz ülkeyi doğru belirlemeniz gerekiyor.

Unutmayın, havalimanına adım attığınız andan itibaren, hayata sıfırdan başlamış olacaksınız. Hatta bazı ülkelerde, bir göçmen olarak, eksiden bile başlama şansınız olabilir .

Peki şimdi gelelim benim yaşadığım ülkeye, Avustralya’ya.. Size biraz buradaki durumlardan bahsetmek istiyorum.

Avustralya’da İş Bulmak Kolay mı ?

Avustralya’da bir şirkette devamlı bir iş bulma imkanınız neredeyse çok az maalesef. Bırakın göçmenleri, kendi halkı bile devamlı iş bulma konusunda oldukça sıkıntı çekiyor. Buradaki şirketlerde genelde 6 ya da 1 yıllık kontratlar dahilinde iş bulabiliyorsunuz. Eğer kontrat sonunda, çalıştığınız şirket kontratınızda bir uzatmazsa yapmaz ise, farklı bir iş bulana kadar yine işsiz kalıyorsunuz.

Peki göçmenler için durum nasıl ?

Eğer meslek sahibiyseniz ve Avustralya’ya göç ettikten sonra kendi mesleğiniz ile devam etmek istiyorsanız, size tavsiyem, göç etmeden önce mutlaka diplomanızın Avustralya’da geçerli olup olmadığını kontrol edin. Çünkü burada,  dünyadaki bazı özel üniversiteler dışındaki üniversitelerin diplomaları genelde kabul edilmiyor. Bu sebepten dolayı da meslek sahibi olan kişiler, ya tekrar üniversite okumak zorunda kalıyorlar ya da meslekleri ile ilgili bazı özel kursları tamamlayıp ,zorlu sınavlardan geçmeleri gerekiyor. Bu süreçler tamamlanana kadar da, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için aşağıda belirttiğim iş dallarından bir tanesini seçmek durumda kalıyorlar.

Göç ettikten sonra sizi bekleyen ilk iş imkanları

  • Türk komitesi ile tanışıp, herhangi bir kebap salonunda part time çalışabilirsiniz
  • Dil bilginiz yeterli ise restaurant ya da cafeler de çalışabilirsiniz
  • Son zamanlarda Uber eat ve Uber popüler iş alanlarından. Fakat Uber yapabilmeniz için en az 1 yıl kullandığınız Avustralya ehliyetiniz olması gerek. Öğrenciler genelde Uber Eat ( paket servis ) te çalışmayı tercih ediyorlar. Bunun için sadece bisikletiniz olması yeterli .
  • Yanınızda biraz birikim ile geldiyseniz, Türkiye’den hediyelik eşya ithalatı yapıp internette satabilirsiniz. Ama bu iş o kadar uzun yıllardan beri yapılıyor ki hem kar marjları çok düştü hem de ürünleri popülerliği azaldı.

İlk iş imkanlarından bahsettik ama bunun dışında, geliş vizenizdeki çalışma saatleri izinleriniz de çok önemli. Çünkü, vizenizde belirtilen saatler dışında yasal olarak çalışma izniniz olmayacak.

Sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmanız da  yine vize türünüze bağlı. Zaten sağlık kartı alamazsanız, hasta olmamak için dua etmekten başka şansınız kalmıyor. Çünkü ücretler dudak uçuklatan cinsten 🙂

Avustralya’da yaşamak için ne kadar paraya ihtiyacınız var

Bu çok göreceli bir durum. Yaşayacağınız şehir ve hayat standartlarınıza göre bu durum değişkenlik gösterecektir. Ama standart, oldukça mütevazı bir hayat için 3 kişilik bir ailenin ayda ortama AUD 6000-7500 gibi bir rakama ihtiyacı olacaktır .

Daha net hesaplama için buraya girebilirsiniz

Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, yurt dışına yerleştiğinizde geçim derdiniz son bulmayacak. Aksine, alıştığınız standartınızda da bir düşüş yaşanacak. Ayakta kalabilmek için çok ağır bir mücadele vereceksiniz. Sonunda elde edeceğiniz refahın, beklediğiniz seviyede olacağının da bir garantisi yok malesef. Zaten ilk gittiğinizde standartınız o kadar çok düşecek ki, normale yaklaşmaya başladığınızda şükür demeye başlayacaksınız.

Çok karamsar bir tablo çizdim değil mi?:) Ama malesef gerçekler bu şekilde.

Yukarıda anlattığım detaylardan, hayatını tamamen bırakıp, daha iyi şartlarda yaşam arayışı içerisinde olan göçmen adayları daha çok etkilenecektir . Öğrenciler veya iş sebebi ile yurt dışına yerleşenler için durum daha farklı olacaktır.

Öğrenciler için inanılmaz bir hayat tecrübesi

Öğrenciler, hem okuyup hem de çalıştıkları için durumlarından genelde memnunlar. Hatta, bu süreci iyi yönetmeyi başardıklarında, para bile biriktirebiliyorlar ki bu onların gelecekleri için çok büyük bir yatırım. Aynı zamanda, farklı kültürlerlerden bir çok insan tanıyıp, onlar ile kaynaşıp, okul sürecini unutulmaz bir maceraya dönüştürebiliyorlar.

Ama, tabi ki bunları yapamayan öğrenci adayları da mevcut. Yurt dışında başarabilmek için, kişilik özelliklerinizin çok güçlü olması gerekiyor . Kendinize güvenirseniz, sosyal olursanız, zorluklar karşısında pes etmezseniz, o zaman başarırsınız. Aksi taktirde, kırılgan bir psikololi ile buralarda başarma olasılığınız maalesef diğerlerine göre daha az olacaktır.

İş sebebi ile göç edenleri, ekonomik sıkıntılardan daha çok, özlem ve kültürel farklılıklar vuruyor…

Türkiye’de çalıştıkları şirketin yurt dışı ofislerine belirli bir süre için gidenler ya da yabancı bir şirketin daveti üzerine gidenler için durum daha farklı . Elde edecekleri gelir belli olduğundan dolayı, ekonomik açıdan diğer göçmenlere göre daha az zorlanıyorlar.

Sosyalleşme anlamında da daha şanslılar . Zaten belli bir grubun içerisine gittikleri için, hayata daha çabuk adapte olabiliyorlar.

Zaten genelde, yurt dışı ofislerine belirli bir süre için gidildiğinden dolayı, kontrat sonunda ülkeye geri dönüp, bıraktığınız yerden devam etme şansınız her zaman mevcut. Bu sebepten dolayı da, bu kategori de yurt dışına yerleşen kişiler , diğer göçmen adaylarının karşılaştıkları zorlukları yaşamıyorlar.

Öneriler

Yukarıda anlattıklarımı özetlemek gerekirse ;

Ben gözümü kararttım, bu yeni maceraya atılmaya hazırım diyorsanız, size bazı önerilerim olacak. Ne kadar hazırlıklı ve bilinçli giderseniz o kadar rahat adapte olursunuz.

  • Vize türünüz ile neler yapabileceğinizi çok iyi araştırın. İnternette çok genel bilgiler var. Bazen, küçük ayrıntıların içinde büyük imkansızlıklar yatabiliyor.
  • Mesleğinizi yapmak istiyorsanız;
    Diplomanızın, gideceğiniz ülkede geçerli olup olmadığını kontrol edin.
    Diplomanız geçerli değilse, mesleğinizi yapmaya hak kazabilmek için yapmanız gerekenleri araştırın
  • Mesleğiniz ile ilgili çalışabileceğiniz şirketleri belirleyin.
  • Bu şirketlerin, eleman alma prosedürlerini araştırın.
  • Gitmeyi düşündüğünüz bölgedeki head hunterlar ile önceden iletişime geçin ve yapabilecekleriniz ile ilgili bilgiler alın.
  • Günlük yaşamınızı sağlayabilmek için çalışabileceğiniz iş alanlarını iyi belirleyin.
  • Yaşam şartlarını çok iyi araştırın. Yanınızda götüreceğiniz paranın size ne kadar yeteceğini iyi hesaplamaya çalışın.

Lütfen unutmayın, ne kadar hazırlıklı ve bilinçli giderseniz o kadar rahat ve çabuk adapte olursunuz.

Son olarak;

Yurt dışında yapamama ihtimaliniz olduğunu aklınızdan asla çıkarmayın. Bu sebepten dolayı, bütün maddi imkanlarınızı göç etmek için kullanmayın . Oldu da geri dönmek zorunda kalırsanız, eski hayatınıza devam edebilecek gücünüz olsun.
Görüşmek üzere

Isin Damar

isindamar.com

Dubai’de Dil Eğitimi Rehberi

Dubai’de Dil Eğitimi Hakkında

Yurtdışında İngilizce dil eğitiminin son 2-3 yıldır en çok sorulan ve trend olmaya aday yeni destinasyonlardan biri kesinlikle Dubai’dir. İngilizcenin ana dil olmadığı bir ülkede, İngilizce öğrenmek nasıl mümkün olabilir ki diye önyargı ile yaklaşmayın. Dubai beklemediğiniz pek çok fırsatı bir arada bulabileceğiniz, İngilizce öğrenirken uluslararası bir kültürde yaşam deneyimi kazanacağınız bir metropoldür.

1971 yılında İngiliz sömürgesinden çıkarak Birleşik Arap Emirliklerini kurmuşlardır. Dubai yaklaşık 3.3 milyon nüfusu ile Emirliğin en büyük şehridir. Resmi dil  Arapça resmi dil olmakla birlikte, eğitim dili genelde İngilizce’dir. Buna ek olarak sadece Dubai’deki nüfusun neredeyse %85’nin yabancılardan oluştuğunu düşünecek olursak İngilizce konuşmak ile ilgili herhangi bir sıkıntı bulunmamaktadır.

Dubai’de Dil Eğitiminin Avantajları

Yıl içinde her hafta başlayan programları mevcuttur. Genel İngilizce’den, sınavlara hazırlık ve akademik programlara kadar pek çok program seçeneği ve tüm seviyelere yönelik İngilizce kursları vardır.

●     Kaliteli eğitim alacaksınız!
Dil okulunda çalışan tüm öğretmenlerin ya anadili İngilizcedir veya da anadil seviyesinde İngilizce bilmeleri gerekir. Öğretmenlerin hepsi Arap değildir, İngiltere, Amerika gibi ana dilin İngilizce olduğu ülkelerden gelen ve Dubai’de çalışan öğretmenler vardır. Öğretmenlerin yeterliliği açısından mutlaka CELTA ve DELTA sertifikalarının olması gerekir. Kullanılan eğitim materyallerinin büyük bir kısmı Cambridge onaylıdır.

●     Her gün saatlerce pratik yapma fırsatınız olacak.
Derste öğrendiğiniz teorik bilgileri hem okulda hem de sosyal yaşantınızda bol bol uygulayarak pratik yapma fırsatına sahip olacaksınız. Okulların sosyal aktivitelerinin yanı sıra, Dubai’de yerli kesim nüfusun %12 lik kısmıdır. Geri kalan kısım ülkeye çalışmak için gelen yabancılardan oluştuğu için çok kültürlü bir ortam söz konusudur.

●     Part time çalışma izniniz olacak.
Dubai’de minimum 12 haftalık bir eğitim alırsanız part time çalışma izniniz olacaktır. Part time işlerde çalışarak aylık konaklama ve kişisel ihtiyaçlarınızı karşılamanız mümkündür. Eğitiminizi bitirdikten sonra ise tam zamanlı işler için çalışma vizesine başvuru yapabilirsiniz.

●     Vize işlemleri oldukça kolaydır.
Dubai vize işlemlerinin e kolay yapıldığı ülkelerden biridir. Vize başvurusunda pasaport, başvuru formu ve tüm okul ödemesinin önden yapılması istenir. Vize başvurusu okul tarafından yapılır ve 2-4 hafta aralığında sonuçlanır. Vize alma oranı %99 seviyesindedir. Vizenin özel bir kriteri yoktur.

●     Yurtdışında dil eğitimi, iş bulma ve kariyerinize pozitif etki sağlayacak.
Dubai’de alacağınız dil eğitimi sonrası gerek teori, gerek pratik bazında kendinizi ilerletmiş olacaksınız. Yurtdışında nerede eğitim alırsanız alın, Türkiye’ye döndüğünüz zaman, hatta yurt dışında yapacağınız iş başvurularında bile, size pozitif bir şekilde yansıyacak ve sizi rakiplerinizden bir adım öne çıkaracaktır.

●     Eğitiminiz sonunda, tüm dünyada geçerli bir dil sertifikası alacaksınız.
Dubai’de almış olduğunuz program türüne ve bitirmiş olduğunuz seviyeye göre eğitim sonunda size bir sertifika verilecektir. Bu sertifikaya ek olarak isteyen öğrenciler İngilizce yeterliliklerini ispat etmek için Dubai’den dönmeden önce uluslararası geçerliliği olan IELTS gibi bir sınav da alabilirler. Dubai’deki dil okulunun size sağladığı sertifika, akademik başvurular hariç tüm dünyada geçerlidir.

●     Dil eğitiminden sonra mesleki veya akademik programlara devam etme imkanına sahip olursunuz.
Dubai’de dil eğitimi için aldığınız öğrenci vizesini, eğitiminize devam ettiğiniz sürece içeriden kayıtlı olduğunuz okul sizin adınıza vize uzatımı yapar.  Dubai’de özellikle İngiliz üniversitelerinin şubeleri vardır. Ve bunlardan alacağınız diploma Emirlik değil İngiliz diplomasıdır. Bu da akademik anlamda öğrencilere büyük bir avantaj sunar.

●     Yurtdışında yaşama tecrübesi elde edeceksiniz.
Dubai çok uluslu bir kültür mozaiğine sahiptir. Kaldığınız süre boyunca bu kültürü tanıma, farklı kültürlerde etkileşim içinde olma şansına sahip olacaksınız. Kamusal düzen, yeme,içme, giyinme alışkanlıkları ve sosyal hayat açısından pek çok Arap ülkesinden farklı, kısıtlamaların çok limitli olduğu modern bir yaşantı vardır.

Dubai’de Dil Okulu Eğitim Fiyatları

Dubai’de dil eğitimi almak istiyorsanız orta karar bir bütçe ayırmanız gerekecektir. Eğitim ücretleri program türüne ve süresine göre değişiklik gösterir. Okullar katalog fiyatlarının yanı sıra yıl içerisinde uyguladıkları özel indirim ve kampanyalar ile öğrencileri cezbederek daha uygun fiyatlar sunmaktadırlar.Örneğin Dubai’de 12 hafta eğitimin maliyeti 3000 USD den başlamaktadır.  Bu fiyatlara eğitim, vize masrafları ve 2 haftalık yurt konaklamaları dahildir. Dersler haftanın 5 günü Pazar-Perşembe arasındadır.

Dubai’de Yaşam

Kültürel olanaklar: Dil eğitimi alırken aynı zamanda pek çok aktiviteye katılabilirsiniz. Okulun her hafta organize ettiği sosyal aktiviteler vardır. Çöl safarisi, helikopter turu, Abu Dhabi gezisi, kayak, Ferrari world, Virtual Park, yat turu, Hatta gölü’nde bisiklet ve yürüyüş turları bunlardan sadece bazılarıdır. Yeme-içme konusunda tüm kültürlere hitap eden dünya mutfakları, tüm markaları bulabileceğiniz alışveriş merkezleri vardır.

Öğrenci olanakları: Dubai’de dil eğitiminin yanı sıra, öğrenciler lisans ve yüksek lisans eğitimlerine burada devam edebilirler. Es Dubai’nin pek çok üniversite ile lisans ve yüksek lisans anlaşmaları mevcuttur. Akademik eğitimine devam etmek isteyen öğrencilere üniversite yerleştirme hizmeti sunulur.

Ekonomik durum: Dubai yaşam masrafları açısından Türkiye ile kıyaslarsanız pahalı bir ülkedir. Sonuçta gelirinin petrolden elde ettiğini düşünürsek yaşam masraflarında ona göre maliyetleri vardır. Ancak New York, Londra, Sydney gibi pek çok şehir ile kıyasladığınız zaman da daha ekonomiktir. Aylık yaşam masraflarınız oda kiralama, yeme içme dahil ortalama 1000 USD civarındadır. Çalışarak bunu karşılamanız mümkündür.

Dubai Dil Okulları Hakkında SSS

1) Dubai’de konaklama seçenekleri nelerdir?

Dubai’de öğrencilerin ilk gidişte tercih ettiği seçenek yurt konaklamasıdır. Yurt okula otobüs  ile 30-35 dakika mesafededir ve konaklamadan okula ücretsiz servis vardır. Yurtlarda tek ve çift kişilik özel odalar mevcuttur.Ortak kullanım mutfak, çamaşırhane, yüzme havuzu, fitness salonu ve yüksek hız internet imkanı ile standartların oldukça üzerinde bir konaklamadır.

Daha ekonomik konaklama tercih eden öğrenciler, gittikten sonra oda kiralama yapabilirler. Kiralık evler okula yürüme mesafesinde olduğu için ulaşım masrafı çıkmaz. İki-Üç kişilik odalarda,elektrik, su gibi giderler dahil aylık 400-500 USD ye oda bulmak mümkündür.

2) Dubai’de Aylık Yaşam Maliyetleri ne kadar tutar?

Daha önce de söylediğimiz gibi Dubai Türkiye’ye nazaran pahalı, ama diğer ülkelerle karşılaştırınca ekonomiktir. Oda kiralama, yeme içme, faturalar ve kişisel ihtiyaçlar dahil bir öğrencinin  aylık 1000 USD masrafı olur. Elbette harcama alışkanlıklarını bu miktarı yükseltebilir. Bu durum tamamen bütçeniz ile alakalıdır. Ayrıca çalışarak bu giderleri karşılayabileceğinize de unutmayın.

3) Dubai’de iklime göre hava durumu ve hava koşulları nasıldır?

Dubai’de sıcak çöl iklimi vardır. Gece ve gündüz arasında sıcaklık farkı oluşur. Yılın hemen hemen her zamanı güneşlidir. Kışları sıcaklık 14-23, yazları ise 29-42 derecedir. Her tarafta klima olduğu için yaşam bu anlamda kolaydır.

4) Türkiye’ye uçak ile uzaklığı nedir ve ortalama uçak bileti fiyatı ne kadardır?

İstanbul-Dubai direkt uçuş süresi 4 saat sürmektedir. THY, Pegasus, Emirates, Fly Dubai gibi pek çok havayolu firmasının direkt uçuşları vardır. Uçak bileti fiyatları tek yönde ortalama 120 USD den başlar.

5) Seyahat ve Sağlık Sigortası zorunlu mudur?

Dubai’de sağlık hizmetleri ücretlidir. Belki sadece çok acil bir durumda ücretsiz faydalanma imkanı olabilir. Bu yüzden vize onayı çıktıktan sonra, seyahat öncesi mutlaka Türkiye’den Dubai’de geçerli bir sağlık sigortası yaptırmanız gerekir.

6) Dubai’ye Öğrenci Vizesi nasıl alınır? Koşulları nelerdir?

Dubai en kolay vize alınacak ülkelerden biridir. Diğer ülkeler gibi özel şartları yoktur. Okul ve vize ücretleri vize başvurusundan önce ödenir. Vize başvurusunu Dubai’den okul öğrencinin adına yapar. Vize sonuçlanması ortalama 2-4 haftadır. İlk etapta 3 aylık vize verilir. Daha sonra bu bir 3 ay daha eğitime gitmek isterseniz yine okul tarafından uzatılır. 6 ayda bir giriş çıkış yapmak gerekir. Verilen vize tek girişlidir.

7) Dubai’de kayıt yaptırdığımız dil eğitimini bitirdikten sonra, dil eğitimimi uzatabilir miyim? Lisans veya yüksek lisans eğitimine devam edebilir miyim?

Dubai’de pek çok yabancı üniversitenin kampüsleri vardır. Lisans veya yüksek lisans eğitiminize kolaylıkla devam edebilir ve mezun olunca ilgili üniversitenin diplomasını alabilirsiniz.

8) Dubai’de Yasal Çalışma İzni Var mı? Koşulları nelerdir?

Dubai’de eğitim alırken part time çalışma izniniz vardır Ve ülkeye giriş yaptığınız an çalışma izni de devreye girer. İş bulmak sizin sorumluluğunuzdadır. Elbette İngilizce seviyesi iş bulma sürecinizi etkiler. Okul işe yerleştirme hizmeti sunmaz ama bu konuda gerekli desteği verir. Dubai’de saatlik ücret yoktur. Aylık ortalama elde edilebilecek maaş 1000-1200 USD civarıdır ve vergiye tabii değildir. Eğitim sonrası meslek grubunuza göre tam zamanlı çalışma izni için başvuru yapabilirsiniz.

Danışman Yorumu

Dubai İngilizce dil eğitimi denilince akla ilk gelen ülkeler arasında yer almıyordu. Ancak son 2 senedir Türk öğrencilerin Dubai’ye olan yaklaşımları, araştırdıkça ve gidip orada eğitim alan öğrencilerin referansları, çalışan kesimin geri dönüşleri sonucunda olumlu yönde değişiklik gösterdi. Herkes Arapça konuşurken İngilizce öğrenmek mümkün değildir ön yargısı ise tamamen ortadan kalkması bile büyük ölçüde kırıldı. Bunun en önemli nedeni ise Dubai’de yaşayan insanların neredeyse %12 lik kısmı yerel halktan oluşurken gelen kalan büyük bir kısmın ülkeye çalışma ve eğitim için gelmiş olan yabancılardan oluşmasıdır. Çok farklı ülkelerden gelen insanlar sayesinde kültür mozaiği çok geniştir. Aynı zamanda her ne kadar resmi dil Arapça olsa da eğitim dili İngilizcedir. Sürekli olarak İngilizce iletişim kurmanız ve farklı kültürlerle etkileşim halinde olmanız mümkündür.

Dubai’de eğitim alırken part time çalışma izninin olması ise İngiltere, Amerika, Kanada gibi ülkelerde dil eğitimi alırken çalışamayan öğrencileri cezbeder. Öğrenciler çalışarak aylık masraflarını çıkartabilirler. Elbette iş bulana kadar ne kadar zaman geçeceğini bilmediğiniz için yaşam masrafları için belli bir bütçe ayırmak gerekir. Ancak çalışma başlayınca aylık gidrleri karşılamak mümkün olacaktır.  Elde edilen gelir üzerinde herhangi bir vergi kesinti yoktur. Eğitim bittikten sonra full time çalışma iznine başvurma imkanı da vardır.

Vize işlemlerinin kolaylığı ise Dubai’nin en önemli avantajlarından biridir. Vizede özel bir kriter olmaması, bir sürü evrakla uğraşma bir de üzerine acaba olumlu sonuç alır mıyım stresi yoktur. Okul vize işlemlerini öğrencinin adına yapmaktadır. Oldukça zahmetsiz ve öğrenciyi uğraştırmayan bir vizedir.

Dubai eğlence, gezme, alışveriş, yeme içme konusunda ise çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Ülkede kılık kıyafet veya günlük yaşam kuralları konusunda çok katı uygulamalar yoktur. Örneğin metro da kadın erkek ayrı veya karışık vagonlar vardır. Veya haftanın belli bir günü sadece kadınların gittiği kulüpler bulunur. Tüm dünya mutfaklarını bulmak kolaydır. Sonradan yapılmış modern ve lüks bir şehir olduğu için kayak pistinden yapay göle kadar her şey vardır. Çöl safarisi, helikopter turları gibi pek çok farklı aktivite bulmak mümkündür.

Yurtdışı dil eğitimi için seçeneklerinizi gözden geçirirken herkesten farklı bir deneyim elde etmek, daha rahat bir gidiş süreci yaşamak ve uluslararası bir ortamda yaşam deneyimi sahibi olmak istiyorsanız Dubai son zamanların en cazip seçeneğidir.

Pandemi Sürecinde Hangi Ülkeler Öğrenci Kabul Ediyor?

Son günlerde hepimizi etkisi altına alan Covid-19, herkesin hayatında ve gelecek planlarında çeşitli değişiklikler yapmasına yol açtı. Dünyanın her yerinde ortak gündem olan pandemi sonrası bazı ülkeler çeşitli uygulama kararları aldı ve bu ülkeler tarafından yurtdışında eğitim görmek isteyen öğrenciler için çeşitli düzenlemeler getirildi. Gelin birlikte hangi ülkenin pandemi sürecinde ne durumda olduğunu en güncel halleriyle detaylıca inceleyelim.

Amerika Birleşik Devletleri

Turist vizesi başvurusunun kapalı olduğu Amerika’da dil eğitimi almak isteyen veya lisans/ yüksek lisans eğitimi almak isteyen öğrenciler öğrenci vizesine başvurabilirler. Fakat konsolosluklar tam kapasitede çalışmadıkları için randevular çok az ve en yakın randevu tarihi Eylül 2021 olarak karşımıza çıkmaktadır. En son yaptığı güncel açıklamada konsolosluk; tam kapasite çalışmaya başladıklarında geriye dönük randevuların açılacağını ve ileri tarihli randevusu olan öğrencilerin randevu tarihini geriye dönük olarak değiştirebileceğini açıkladı. Ülkeye girişte ise Şikago ve Boston hariç 14 gün zorunlu karantina uygulaması bulunmuyor. Ayrıca, Boston için uçuştan önceki 72 saat içerisinde alınmış PCR test zorunluluğu bulunuyor.

İngiltere

Dil eğitimleri için en çok tercih edilen ülkelerin başında gelen İngiltere pandemi sürecinde en esnek davranan ülkelerden biri oldu. Yaklaşık 1 ay öncesine kadar ülkeye giren Türk öğrencilere 14 günlük karantina uygulaması bulunmazken, artık Türk öğrenciler de ülkeye girdikten sonra 14 günlük karantinada durmak zorundalar. Öğrenci vizelerinde herhangi bir kısıtlama bulunmazken sonuçlar maksimum 2-3 haftada sonuçlanıyor.

Kanada

Uçuşlar yalnızca 18 Mart öncesinden öğrenci vizesi bulunan öğrenciler için açıkken PCR testi zorunluluğu bulunmamaktadır. Fakat ülkeye giriş yapan her öğrencinin 14 gün karantinada bulunması zorunludur. Dil okuluna gidecek olan öğrenciler için vize başvuruları açık fakat öğrencilerin ülkeye giriş yapabilmesi için okulların bulunduğu il ve bölge hükümetinden onaylı bir Kovid-19 hazırlık planının olması gerekmektedir. Vize başvuru sonuçlarının açıklanması 5 ay kadar sürmektedir.

İrlanda

İrlanda’da ülkeye girişte PCR testi zorunluluğu bulunmamaktadır fakat öğrencilerin ülke girişinde 14 gün self karantinada kalması gerekmektedir. Güncel olarak dil okulu için vize başvurularını kabul etmeyen İrlanda yalnızca akademik eğitim alacak lisans veya yükseklisans öğrencilerini kabul etmektedir.

Malta

Yeşil pasaport ve mevcut schengen vizesine sahip olan öğrenciler yalnızca okul kaydını yaptırarak Malta’ya seyehat edebilirler. Okul kabul belgesi bulunmayan öğrenciler ülke girişinden geri gönderilmektedir. Yalnızca 13 hafta ve üzeri dil eğitimi başvurularını kabul eden Malta’da vize işlemleri okullar aracılığı ile Malta’daki konsolosluktan yürütülmektedir. Gerekli belgelerin Malta’ya gönderilmesi, vizenin açıklanması ve belgelerin öğrencinin eline ulaşması 4-8 hafta kadar sürebilmektedir. Zorunlu karantina uygulaması bulunmamaktadır.

Avustralya

Avustralya ve Türkiye arasındaki uçuşlar ikinci bir açıklama yapılana kadar kapalı. Bu nedenle herhangi bir vize başvurusu yapılamamaktadır.

Amerika Maine Eyaletinde Work&Travel Yapmanız İçin En Önemli 4 Neden

Maine Eyaleti Amerika’nın kuzeydoğusunda yer alır. New England diye tabir edilen bölgede yer alan Maine, güneyinde New Hampshire,batısında Atlantik Okyanusu, kuzeyinde ise Kanada’ya komşudur

Maine coğrafyası, Stephen King’in romanlarına devasa hayalet ve canavarların saklandığı ormanlarıyla konu olmuştur. Mavinin ve yeşilin başkenti gibi olan Maine’i, özellikle sonbahar aylarında dökülen yaprakların oluşturduğu renk cümbüşüyle görülesi yerler arasında en başa almanız gerekir.

Doğal güzelliklerinin yanı sıra yeme içme kültürü, yaz turizmi, limanları ve yüksek ticaret hacmiyle refah seviyesinin yüksek olduğu eyaletlerden birisidir.

Gel gelelim Maine eyaletinde Work and Travel yapmanız için en önemli 4 nedene.

1- Eşsiz doğa güzellikleriyle karşılaşırsınız.

Acadia National Park

Kamp ve hiking severler 161 kilometreden hiking yolu ve eşsiz manzarasıyla Acadia Ulusal parkı sizleri bekliyor.

The Old Port and Portland Head Lighthouse, Pemaquid Point Light, Nubble Lighthouse ve daha fazla filmlere konu olmuş deniz fenerleriyle karşılaşabilirsiniz

2- Eşsiz sahillerinde güneşin ve kumun tadını çıkarabilirsin.

Kuzey dedik diye korkmayın! Maine sürprizle dolu eşsiz sahillerinde güneşlenme fırsatı da sunuyor sizlere. Dikkat su soğuk olabilir 🙂

3- Festivalleriyle sizleri büyüler…

Kuzeyin insanı soğuk olur derler, inanmayın! Sağlamasını yapmak istersek eğer  Maine’de yılın hemen hemen her ayında farklı bir festival ile karşılaşabilirsiniz.

Windjammer Festival

Sugarloaf Bud Light Reggae Festival

4-Zengin mutfak kültürü sizi aç bırakmaz!

Maine Atlantik Okyanusunun bütün nimetlerinden fazlasıyla faydalanmaktadır. Deniz ticaretinin yoğun olduğu eyalette hemen hemen her yerde bir Lobster (Istakoz Tabelasına) rastlayabilirsiniz.

Bonus Olarak,

Minimum Asgari ücretin saatlik 11$ olduğu Maine eyaleti yukarıda sayılanlara ek olarak ikinci iş potansiyelinin yüksek olduğu bir eyalettir. Work And Travel Programı için unutulmaz bir yaz geçirmek istiyorsan Maine’i kesinlike listenin ilk sırasına almalısın!

 

2020 Yazında Work and Travel Katılımcılarının Vergi İadesi Hakkında Bilgilendirme Webinarı

2020 yazında ABD’de Work and Travel programına katılmış öğrencilerin, vergi iadesi ile ilgili tüm sorularına cevap bulabilecekleri Sprintax firmasının katkılarıyla, tamamen ücretsiz ve herkesin katılabileceği online seminer gerçekleştirilecektir.

Bu online seminerde, kimlerin 2020 vergi iadesinden yararlanabileceği, nasıl vergi iadesi alınabileceği,  FICA, değiştirilmiş iadeler, Sprintax’taki yeni özellikler ve çok daha fazlası gibi konular ele alınacaktır.

Sprintax’ın katkılarıyla gerçekleşecek bu webinara aşağıdaki linkten ücretsiz bir şekilde kayıt olabilir, 24 kasım tarihinde webinara katılarak, vergi iadeleri hakkında detaylı bilgilere ulaşabilir ve önümüzdeki sezon hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Work and Travel, J1 Katılımcıları için Sprintax Vergi Webinarı

24 Kasım Salı, 13:30

Webinara kayıt olmak için: https://register.gotowebinar.com/register/4886700675851251468

BridgeUSA

 

J-1 Vizesi, Amerika Birleşik Devletleri’nde seyahat etmek ve deneyim kazanmak isteyen uluslararası adaylar için sayısız fırsat sunmaktadır.  Çok yönlü programlar, yabancı uyrukluların birkaç haftadan birkaç yıla kadar değişen süreler boyunca öğretmek, öğrenmek, çalışmak, araştırma yapmak, özel beceriler göstermek veya staj yapmak için ABD’ye gelmesini sağlar. ABD Dışişleri Bakanlığı ECA (Eğitim ve Kültür İşleri Bürosu) tarafından yürütülen özel sektör programlarını “BridgeUSA” ismiyle tek bir çatı altında topladı.

Bünyesinde Profesör, Araştırma Görevlisi, Öğretmen, Ortaokul Öğrencisi, Kısa Süreli Bursiyer, Uzman, Üniversite Öğrencisi, Au Pair, Kolej ve Üniversite Öğrencisi, Stajyer ve Work&Travel programı gibi programları barındıran BridgeUSA’in misyonu “Barışçıl bir dünya için insanlar ve uluslar arasında kalıcı dostluk köprüleri kurmak için değişim programlarını dönüştürüyoruz. Olumlu değişim yaratmak için yeni nesil global liderleri bir araya getiriyoruz. Kendinizi bulmanız ve kariyerinizde ilerlemenizde, ömür boyu sürecek arkadaşlıklarınızda, Amerikan yaşamını ve kültürünü deneyimlemenizde, kültürler arası anlayışta her zaman olduğunuz liderler olmanız için bir köprü görevi görüyoruz.” Olarak karşımıza çıkmaktadır.

Work and Travel; Wisconsin Dells Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Amerika Birleşik Devletleri’nin orta kuzey kısmında bulunan Wisconsin Dells, eşsiz doğasıyla oraya gidenleri  kendine hayran bırakır. Peynir ve tereyağının üretiminde oldukça başarılı bir eyalet olan Dells’in bu konuda ünü dünyaya yayılmıştır. Turizm, bölgenin en büyük gelir kaynaklarından biridir. Bunun sebebi  Dells’de çok fazla göl ve nehir olmasıdır. Buralarda  düzenlenen etkinlikler sayesinde bölgeye her sene çok fazla turist gelir. Bu faktör o bölgeye work and travel öğrencilerinin de gitmesini sağlar.

Work and travel öğrencisi için Wisconsin Dells’in sunduğu iş olanakları fazlasıyla çeşitliliğe sahiptir. Restoranlar, oteller (resort,motel), eğlence ve su parkları, alışveriş mağazaları açısından zengindir. Work and travel için Dells’e giden bir öğrenci hiç zorlanmadan ikinci iş bulabilir ve verimli bir çalışma dönemi geçirebilir. Sosyal yaşam benim için önemli diyen varsa eğer Dells bu konuda da çok iyidir.

Wisconsin Dells’e Nasıl Gidebilirim?

Uçakla Madison’a giderseniz oradan Wisconsin Dells’e geçmek daha kolay. Yolculuğunuz yaklaşık olarak 1 saat sürecektir. Nonstop uçuş bulmak çok zor. Genelde Work And Travel öğrencileri İstanbul’dan nonstop Chicago O’hare Havalimanı’na uçup, oradan otobüs ile Wisconsin Dells’e geçme şıkkını tercih etmektedirler. Tercih sizin, ama Chicago’daki otobüs istasyonu pek tekin değildir. Saatleri iyi ayarlayamazsınız orada sabahlamak gerekebilir ki bunu pek isteyeceğinizi sanmıyorum. Havalimanından Forest Park yönüne doğru Blue Line trenine binip Clinton Station’da inin ve 5 dakika yürüyerek Union Station’a ulaşabilirsiniz. Bileti online olarak www.amtrak.com sitesinden veya istasyondaki gişeden alabilirsiniz.

Öncelikle ilk edinmeniz gereken şey: Entertainment Kart!

Bu kartı alabilmek için ilk pay check’inizi (maaş) almanız gerekmektedir. Entertainment kart downtowndaki bir ofisten alınıyor. Prosedüre gidince daha detaylı hâkim olabilirsiniz. Bu kartı aldıktan sonra karşınıza yaklaşık 50 tane eğlence merkezi gelecek. 7D sinemadan, 360 derece dönen Roller Coasterlara kadar ne ararsanız burada. Bu kartta belirtilen aktiviteleri bir kereye mahsus olarak ücretsiz yapma hakkınız oluyor. Aktivite dışında bazı restoranlarda ve mağazalarda indirim olanakları da sağlıyor. Boş günleriniz az olursa kartı bitirmeniz pek mümkün değil.

Bu programın size katacağı çok şey var arkadaşlar. Yeter ki bu programı neden yaptığınıza dair fikriniz olsun. Bireysel konuşursak, benim orta seviye bir İngilizce alt yapım vardı.  Benim için iyi bir pratik oldu ama daha da iyi olabilirdi tabii.

Ayrıca yazın Amerika’da nereye giderseniz gidin olduğunuz yerde çok sayıda Türk olacak. Gider gitmez, mümkün olduğu kadar ingilizce konuşabileceğiniz insanlarla arkadaşlık kurup muhabbet etmeye çalışın. Eğer amacınız İngilizceyi pekiştirmekse bu söylediklerimi uygulama da fayda var. Şu an düşündüğümde neredeyse dünyanın çoğu yerinde muhabbet edebileceğim güzel dostlarım var. Bu gerçekten güzel bir duygu. Umarım hepiniz work and travel ile hayal ettiklerinize ulaşırsınız!

 

 

 

Corona Virüs Sonrası Yurtdışı Eğitim Programları Nasıl Etkilendi?

Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Corona virüsü nedeniyle olağanüstü bir dönemden geçmekteyiz. İlk ortaya çıkışında neredeyse hayatı durma noktasına getirse de, ülkemizde ve dünyada yeni normal hayata geçiş yapıldı. Virüsle mücadelemiz gün geçtikçe daha olumlu sonuçlara yol açıyor ve gün geçtikçe bu virüsle yaşamaya alışır hale geliyoruz. Ülkeler, virüs nedeniyle Dünya çapında ekonomik ve kültürel anlamda büyük zararlar gördü. Özellikle Türkiye’nin ve diğer çoğu ülkenin sınırlarını kapatması, seyahat yasakları ve alınan büyük önlemler sebebiyle birçok sektör gibi Yurtdışı Eğitim Sektörü de zor bir dönemden geçiyor.

Bu dönemde birçok öğrenci yurtdışı eğitim hayallerini ertelemek zorunda kaldı. Bütün risklere rağmen hayallerinin peşinden giden öğrenciler de oldu. Hatta bu öğrenciler pandemi sürecini pozitife çevirerek daha çok eğitim alıp daha çok çalışma şansı elde ettiler.

Peki corona virus nedeniyle yurtdışı eğitim firmaları ve eğitim programları ne durumda? Bu sene Work and Travel, Dil okulu ve Üniversite programlarında güncel durumlar ne? Bu dönemde yurtdışına giden öğrenciler oldu mu? 2021 için yurtdışı eğitim programları devam edecek mi? Sizler için bu soruları cevapladık, gelin birlikte okuyalım!

Coronavirus sonrası Work and Travel Programı.

Her sene binlerce öğrenci Türkiye’den yurtdışına eğitim, çalışma ve seyahat amaçlı gitmekte. Özellikle Work and Travel programı için Türkiye’nin her bir yanından binlerce öğrenci hayallerini gerçekleştirmek için Amerika’ya gidiyor. Bu sene Work and travel programına başvurusu olan birçok Üniversite öğrencisi, pandemi sebebiyle programlarını iptal etmek zorunda kaldı. Bu nedenle yurtdışı eğitim firmaları, Amerikadaki J1 Sponsorları, İşverenler ve özellikle gitmek isteyen öğrenciler fazlasıyla mağdur oldu.

Yaklaşık binlerce öğrencinin Amerika hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olan yurtdışı eğitim firmaları ve sponsorlar, coronavirüs sebebiyle birçok öğrencinin programlarını iptal etmek zorunda kaldılar. Work and Travel programının bütün aşamalarını tamamlayıp, vizesini alan öğrencilerin birçoğu da sürecin belirsizliği nedeniyle gitmeye cesaret edemediler. Bu durumda bütün dünyada yaşanan belirsizlik ve kaos iki tarafa da maddi açıdan mağduriyet yaşattı. Öğrencilerin mağduriyetini giderebilmek için yurtdışı eğitim firmaları kendi sundukları sözleşmelere göre, ücret iadeleri yapmaya başladı. Bazı yurtdışı eğitim firmaları 2021 yılı için gitmek isteyen öğrencilere güzel indirimler sundu.

Peki ‘’Coronavirus döneminde öğrencilerin hiçbiri mi work and travel gidemedi?’’ diye soracak olursanız; cevabımız, HAYIR!

2020 yılında Amerika Hayallerini gerçekleştiren Work and Travel öğrencileri!

Her şeye rağmen hayallerini ertelemek istemeyen, vizelerini konsolosluk kapanmadan almış, sıkı önlemlerini alarak korkusuz bir şekilde yurtdışına açılan 1000’e yakın öğrenciler de oldu.  YERO, StudyZONE, Westline, Campus, Success, Ozman ve United Towers gibi yurtdışı eğitim firmalarının desteği ile Work and Travel öğrencileri yaz aylarını Amerika’da çalışarak ve gezerek geçirdi, üstelik büyük olanaklarla!

Normalde bu programa bu sene yaklaşık 8000+ kişi gidecekken, maalesef çok az sayıda öğrenci gidebildi. Giden öğrenciler bu kaostan karlı çıktı, coronavirüs çalışma şartlarını ve aldıkları ücretleri olumlu yönde etkiledi. Öğrenciler tüm kişisel önemlerini alarak, hem fazla çalışma saati aldılar, hem de fazla para kazandılar.

2020 yılında programa gitmek isteyen öğrenciler, program ücreti olarak yurtdışı eğitim firmalarına 2300-2700 dolar aralığında ödeme yaptılar. Bunun üzerine uçak, vize ve harçlık gibi masraflar da eklenince öğrenciler toplam 4000-5000 dolar aralığında bir harcama yaptılar. Bu sene yazını Amerika’da geçirme şansına sahip öğrenciler, bu ücretlerinin çok daha fazlasını kazanarak Amerika’yı gezme şansını da yakaladılar. İsteyen öğrenciler ikinci işlerde de çalışarak ve kurun artışıyla beraber, Türkiye’ye ekstra parayla dönmeye hazırlar. Durum böyle olunca Work and Travel programı, bir öğrenci için her açıdan çok avantajlı bir program.

Böyle bir süreçte gitmek isteyen öğrencilere yardımcı olan firmaları ve giden tüm öğrencileri tebrik ediyoruz, sağ salim ülkemize dönmelerini diliyoruz.

Peki 2021 yılında Work and Travel programı olacak mı?

Akıllarda tek soru; ‘’ 2021 yılında Work and Travel programı olacak mı?’’ Başkan Trump’ın aldığı karar ile tüm çalışma ve kültürel değişim vizeleri şimdilik askıya alındı. Programın gidişatı 31 Aralık 2020 tarihine kadar herkes için risk taşımaktadır.  Ocak 2021’de Başkan Trump’tan çıkacak karara göre, her şey belli olacak.

2020 yılında gidemeyen bir çok öğrencinin 2021 yılına programlarını kaydırmaları nedeniyle, 2021 yılı için Work and Travel kontenjanı sınırlı sayıda olacaktır. Bu nedenle 2021 yazı programa katılmak isteyen öğrenciler, sınırlı sayıda kontenjanlardan yararlanmak için Temmuz ayından itibaren kayıtlarını yaptırmaya başladılar. Programın gidişatı ocak ayında netleşeceği için, Başkan Trump’ın kararı hem öğrenciler, hem Yurtdışı Eğitim Firmaları, hem ABD’deki işveren ve sponsorlar için kritik durumdadır. Hep beraber Ocak ayında alınacak kararları dört gözle bekliyoruz!

Yurtdışı Dil Okullarında son durumlar nedir?

İngilizce eğitimi için her yıl binlerce öğrenci yurtdışına gidiyor. Bunlar içinde en popülerleri İngiltere, Amerika, Kanada, Avustralya, İrlanda ve Malta. Pandemi nedeniyle bir çok lokasyon sınırları hala kapalı olsa da, dil okulları pandemi nedeniyle öğrencilere hiç görülmeyen indirimler sağladı. Kaplan, ILAC, EC gibi önde gelen dil okulları öğrencilere %20, %40 hatta %60’a varan indirimler yaptı. Çoğu öğrenci bunlardan faydalanarak, böyle bir dönemi eğitimleri için fırsata çevirdiler.

‘’Peki öğrenciler vize alabiliyor mu? Sınırlar açıldı mı?’’ 

İngiltere, İrlanda, Amerika, Kanada ve Malta’ya şuan öğrenci vize başvuruları açık. Tabi bazı kıstaslar da bulunmakta;

Bu süreçte ilk vize başvurularını açan ülke İngiltere oldu. Yurtdışı eğitim firmaları sayesinde şu an İngiltere’de eğitimlerine başlamış bir çok öğrenci bulunmakta. Herhangi bir kısıtlama olmamakla birlikte tabi ki bu dönemdeki başvuruların ayrıca dikkatli incelendiğini belirtmek isteriz.

Amerika için kısıtlı sayıda randevularla F1 ( Öğrenci ) vizeleri için yüz yüze mülakatlarına Eylül ayı içerisinde başladı ve öğrenci kabulu yapmakta.

İrlanda ve Malta için belirli şartlar bulunmakta; İrlanda vize başvurularını, İrlanda’da minimum 25 haftalık eğitim almak koşuluyla kabul ederken, Malta için bu süre minimum 13 haftalık eğitimlerdir.

Kanada vize başvurularını pandemi nedeniyle online olarak almaktadır. Fakat bu dönemde vize süreçlerinin çok uzun sürdüğünü söylemek mümkün.

Yurtdışında Üniversite Eğitimleri

Avrupa’da Üniversite eğitimi alacak ve almak isteyen öğrenciler için süreç güzel ilerlemekte. Şu an Polonya, Çekya, Macaristan ve Ukrayna gibi lokasyonlarda eğitim alacak öğrenciler, çoktan vizelerini aldı ve üniversitelerine yerleştiler. Ülkeye girişlerde bazı koşulları bulunmakta. Öğrenciler gerekli koşulları yerine getirdiğinde hiçbir sıkıntı yaşamadan yeni normalde kariyer hedeflerine kolaylıkla ulaşabilirler.

Avrupa’da üniversitelerine yerleşen öğrencilerin dersleri güz döneminde yüz yüze olacak fakat tüm üniversiteler herhangi bir durumda online sisteme geçmeye de hazırlıklılar.

İnanıyoruz ki 2021 daha güzel olacak…

Edumag ailesi olarak, yaşadığımız onca kötü günden sonra iyi şeylerin de olduğunu görmek bizi çok mutlu ediyor. Umarız ki hayallerini ertelemek zorunda kalan tüm öğrenciler, 2021 yılında gerçekleştirir. Rahatça, korkusuzca ve en önemlisi sağlıkla tekrardan tüm dünyayı gezip, görebileceğimiz günler çok yakında. Öğrencilerin yurtdışında yaşadığı yeni maceraları okumak için şimdiden sabırsızlanıyoruz.

Unutmayalım ki; önlemlerimizi hiç bırakmadan, 2021’e sağlıkla ve güzel umutlarla girmek hepimizin elinde!

İrlanda’da Hem Yüksek Lisans Yap Hem Çalış!

Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer alan İrlanda üniversiteleri, yüksek lisans yaparak kaliteli eğitim almak isteyen herkese bir fırsat olmaktadır. Genellikle İrlanda’da seçeceğiniz yüksek lisans program süresi 1 yıldır. İrlanda’da yüksek lisans yapmak neden ayrıcalıklıdır diye düşünecek olursak, cevabımız net!

İrlanda, eğitim gördüğünüz sürede part-time ve mezun olduktan sonra  ise 2 yıl full time çalışma izni veren bir ülkedir. Bu İrlanda’da yüksek lisans yapmak isteyen öğrenciler için önemli bir kariyer basamağıdır. Bu süre zarfında öğrenciler İrlanda’da çeşitli sektörler için iş başvuruları yapabilirler. Yazılım, bilişim, pazarlama ve teknoloji alanındaki sektörlerin öncü isimleri Apple, Facebook, Twitter, Microsoft, Google, Linkedin, Yahoo, Oracle, Ebay, SAP, DELL gibi şirketlerin Avrupa Merkez ofisleri İrlanda’da yer almaktadır. Bu şirketlerde çalışma imkanının yanında, adı geçen şirketler için çalışan bazı alt kuruluş ya da ajanslarda da iş imkanına sahip olabilirsiniz.

Yazılım ve Bilişim sektörünün yanında İrlanda’da finans ve bankacılık sektörünün önde gelen isimleri KPMG, Pwc, Deloitte, E&Y, BNP Paripas, State Street, Grant Thornton gibi şirketlerin ofisleri de Dublin şehrinde yer almaktadır. Ve şirketler sık sık Türk pazarları için Türkçe bilen nitelikte iş ilanları açmaktadır. Bu İrlanda’da yüksek lisans yapmak isteyen herkes için mükemmel bir fırsattır.

Yüksek lisans kabul şartlarına gelecek olursak öğrencilerin yurtdışında eğitimlerine devam edebilecek düzeyde İngilizce’ye sahip olduklarını ispat etmeleri aranan ilk şarttır. İrlanda’da yüksek lisans yapmak için gerekli olan IELTS skoru üniversite ve bölüme göre değişkenlik gösterse bile minimum 6.0 talep edilmektedir. Bazı okullarda ise Etapp, PTE, Cambridge gibi sınavlarında IELTS 6.0-6.5 denkliğindeki puanların geçerliliği de söz konusudur. Fakat yeterli dil puanına sahip değilseniz, İrlanda’ya dil okuluna gelerek de İngilizcenizi geliştirebilirsiniz. İrlanda’da dil eğitimi ile ilgili ayrıntılı bilgiyi İrlanda’da Work & Study Hakkında Bilmeniz Gerekenler içeriğinde bulabilirsiniz.

İrlanda’da Yüksek Lisans başvurusu için gerekli belgeler ise İngilizce dil yeterlilik puan belgeniz, mezun olduğunuz üniversiteden İngilizce not dökümünüz (trasnkript), diplomanız, İngilizce özgeçmişiniz ve niyet mektubunuz, pasaportunuzun resimli sayfasının fotokopisi bir de opsiyonel olarak ekleyeceğiniz 2 adet referans mektubunuz. Eğer İrlanda’da ikamet ediyorsanız oturum izniniz olan IRP kartınızı da sunmalısınız.

Bazı üniversiteler mezuniyet ortalamanızın 4 üzerinden en az 2.5 olmasını talep etmektedir. Ancak, bazı üniversiteler için 2.00’ın üzerinde olması da yeterlidir.

Lisans olarak okuduğunuz alan İrlanda’da yüksek lisans için başvurduğunuz alanla ne kadar ilgili olursa kabul almanız o derece kolay olacaktır. Aynı zamanda tercih ettiğiniz alanda ne kadar yetkin ve bilgi sahibi olduğunuzda kabul almanızı doğrudan etkileyen bir faktördür. İrlanda’da bazı yüksek lisans programları ön kurslar yaparak farklı alanlarda master yapmak isteyen öğrencilerin master öncesi eksikliklerini kapatır.

Ayrıca, yeterli İngilizce puanını alamadıysanız, üniversiteler size Pathway adı verilen hazırlık programı da sunmaktadır.

İrlanda’da yüksek lisans ücretleri yıllık ortalama 8-17 bin Euro arasında değişmektedir. Bazı üniversitelerin danışmanlık şirketlerine sunduğu özel indirimleri ve taksit seçenekleri bulunmaktadır. İrlanda’da yüksek lisans için birçok farklı okul ve birçok farklı bölüm bulunmaktadır. Okumak istediğiniz bölümün hangi üniversitelerde bulunduğunu aşağıda bulabilirsiniz.

İrlanda’da kolaylıkla master/yüksek lisans kabulü alabileceğiniz üniversiteler

– TUD (Dublin Institute of Technology)

* Business, Computing, Law, Teaching and Learning, Pharmaceutical Science, Journalism & Media Communications

– Griffith College

* Business, Science & Health, Engıneering, Architecture & Built Environment, Humanities – Arts & Tourism

– DBS (Dublin Business School)

* Arts, Business, Computing, Psychology

– NCI (National University of Ireland)

* Business, Computing.

Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında olan İrlanda üniversiteleri

– Trinity College

– UCD

– DCU

Hibrit Model Akare Yurtdışı Eğitim Fuarı İlk Kez Yapılıyor!

Türkiye’de ilk kez hibrit model fuar yapacak olan Akare Yurtdışı Eğitim Fuarları 07-08 Kasım 2020 / 13:00 – 18:00 saatlerinde İstanbul’da fiziksel olarak tüm Türkiye’de ise online olarak düzenlenecek.

Akare Online Yurtdışı Eğitim Fuarları Türk öğrencilere parlak bir geleceğin kapılarını aralıyor. Daha önce İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılan fuarlar Akare Yurtdışı Eğitim furları artık internet erişiminin olduğu her yerden ziyaret edilebilecek. 07-08 Kasım 2020 / 13:00 – 18:00 saatleri arası ister online olarak evinizden ya da İstanbul Taksim The Marmara Hotel’de fiziksel olarak dünyanın en saygın lise, üniversite ve dil okulları ile görüşmek, Akare’ye özel indirimlerden ve burslardan yararlanmak için hemen Ücretsiz kaydınızı yaptırın!

Fuara katılanlara özel indirimler, burslar ve hediyeleri kaçırmayın. Yurtdışında konaklama dahil ücretsiz dil eğitimi ve PTE Academic sınavı giriş hakkı başta olmak üzere sürprizler sizi bekliyor. Akare Yurtdışı Eğitim Fuarlarına kayıt yaptırmak için https://www.akare.com.tr/

Dünya’nın en prestijli dil okulu ve üniversiteleri sadece bu fuara özel burs ve indirimleriyle birlikte evinize kadar geliyor. Konsolosluklar, PTE ve IELTS gibi prestijli dil sınav merkezi temsilcileri, yurt dışı eğitim danışmanlık firmaları ve birçok ülkede şubeleri bulunan dil okulu grupları temsilcileri ücretsiz seminerler ile öğrencileri yurtdışı eğitim hakkında ihtiyaç duyulan birçok konuda bilgi sahibi edecek. Ayrıca fuarımızda sertifikalı seminerler de yine sizi bekliyor. Hepsine ek olarak fuarımıza katılan okulların etkinliğe özel indirim ve burslarını kaçırmamak için sen de Akare Yurtdışı Eğitim Fuarı’nda aramızda ol.

 

Ukrayna’da Üniversite Eğitimi ve Avantajları

Ukraynada Üniversite Eğitimi ve Avantajları 

Sınav, sıralama ve puan stresi yaşamak istemiyor musunuz? Ya da istediğiniz bölüm için yeterli puanı alamadınız mı? Kariyerinizde farklılık mı yaratmak istiyorsunuz? İşte sizlere fırsat! Ukrayna’da istediğiniz bölümü sınavsız okuyabilirsiniz. YÖK ve Avrupa Birliği Denkliği ve Türkiye’deki vakıf üniversitelerinden daha uygun fiyatlar ile üstelik.

Ukrayna’da eğitim ve üniversiteler hakkında bilmeniz gerekenlerden kısaca bahsedelim;

  • Ukrayna üniversiteleri Avrupa Birliği standartları seviyesinde eğitim kalitesi veren üniversiteler arasındadır. Alacağınız mavi diploma ile diplomanız tüm Avrupa geçerli olacaktır. Ukrayna’da değil tüm dünyada gerek eğitim kalitesi gerek ise yaşam standartları açısından tercih edilen ülkeler arasında yer almaktadır.
  • Ukrayna’da dilediğiniz bölümde eğitim alabilmek için Türkiye’de AYT-TYT,DGS vs. gibi sınavları kazanmanıza yada sıralamaya girmenize gerek yoktur. Lise yada Ön lisans diplomanızın olması yeterlidir.
  • Ukrayna’da eğitim alabilmeniz için İngilizce yada Ukrayna dil hazırlığı almanız yeterlidir. Türkiye de dil öğrenemedim orada da öğrenemem gibi korkularınız kesinlikle olmasın yüzde yüz öğrenirsiniz, yurtdışı eğitimin yanı sıra dil öğrenme artısı da sağlamış olacak Ukrayna’da eğitim almak sizlere. Dil sorunu ortadan kalktıktan sonra dilediğiniz bölüme başvurunuzu yapıp eğitiminizi rahatlıkla sınav stresi olmadan alabilirsiniz, hedeflerinize ve hayallerinize adım adım ilerleyebilirsiniz.
  • Lise eğitiminizi 3 yılda tamamlayabilirsiniz. Lise eğitimini Ukrayna’da alanlar Türkiye’de üniversite de dilediği bölümü sınavsız okuyabilir. Aynı şekilde Ukrayna’da üniversite eğitimi alıyor bile olsalar, Türkiye’ye sınavsız, koşulsuz yatay geçiş imkanları bulunur.
  • Ukrayna üniversiteleri Türkiye’deki vakıf üniversitelerine göre çok daha ekonomiktir. Ukrayna’da yaşam şartları Türkiye ile aynıdır bu nedenle zorlanmazsınız.
  • YÖK’ün almış olduğu karar ile dünya sıralamasında ilk 500 sıralamasının içinde olan üniversitelerde eğitim alanların Türkiye’ye yatay geçiş imkanlarda bulunmaktadır.

Ukrayna’da eğitimin avantajlarından kısaca bahsettik. Ukrayna’da üniversite eğitimi almanın avantajları saymakla bitmez! Sizlerde farklı kültürleri keşfetmek kariyerinizde farklılık yaratmak istiyorsanız yurt dışı eğitimi tercih edebilirsiniz.

Work and Travel İngilizcemi Geliştirir mi?

Work and Travel programına katılım için en önemli kıstaslardan biri olan İngilizce dil bilgisi, öğrencilerin kafasında yer alan en büyük soru işaretlerinden biridir. Peki bu konuyla ilgili en çok merak ettiklerinizi birlikte ele alalım.

Work and Travel programına katılan bir öğrenci dilini geliştirir mi?

Bu sorunun cevabı kesinlikle evet! Fakat bu gelişimin sağlanabilmesi için öncelikli olarak katılımcı öğrencinin bir dil altyapısının olması gerekmektedir. Temel düzeyde bir İngilizce bilgisi maalesef bu program için yeterli olmayacaktır. Program kapsamında daha Amerika’ya gitmeden önce belli başlı mülakatlara gireceğiniz için hem danışman kurumlar hem de program sponsorları öğrencilerden minimum B1 (Intermediate) seviyede dil bilgisine sahip olmasını istemektedir ama bazı işler için bu seviye bile yeterli gelmemektedir.

Amerika’ya gittikten sonra dilimi nasıl geliştiririm?

Sonuçta gideceğiniz ülkenin anadili İngilizce olacağı için eğer içinize kapanık biri değilseniz ve sosyalleşme konusunda bir probleminiz yoksa çok rahat bir şekilde var olan İngilizce bilginizi pratiğe dökebilirsiniz.

Work and Travel programı kapsamında insan yoğunluğunun az olduğu yere bile gitseniz diliniz gelişecektir. Çünkü buralarda çalışacağınız yerdeki iş arkadaşlarınız, o yerlere gelen müşteriler ve daha birçok kişi ile her daim iletişim halinde olmak zorunda kalacaksınız. Bu durum da program süresi dahilinde dilinizde gözle görülür bir ilerlemeye yol açacaktır.

Yaptığım iş İngilizce geliştirmeme ne kadar katkı sağlar?

Work and Travel öğrencilerinin merak ettiği en önemli konulardan biri olan “yaptığım işte dilim gelişecek mi?” kısmında da yine mecburen İngilizce konuşmak zorundasınız. Bilinen en büyük yanlış bilgilerden biri de “Housekeeper olarak çalışan İngilizce konuşmaz, restoranlarda çalışanlar çok İngilizce konuşur” düşüncesidir. Sonuçta yapılan işler hizmet sektöründe olacağı için gelen müşterilerle, takım arkadaşlarınızla her daim İngilizce konuşmak durumundasınız.

Nasıl olsa mülakatları geçtim Amerika’ya gidince dilim gelişecek!

Her ne kadar işlerin mülakat zorluk derecesi farklı olsa da mülakatlarda sorulan sorular genelde benzerdir. Birçok öğrenci mülakatlara girmeden önce cevapları ezberleme gafletine düşmektedir ve Amerika’ya gitmeden önce İngilizce hazırlıklarını sekteye uğratmaktadır. Bu yapılan en büyük hatalardan biridir. Türkiye’de çok iyi İngilizce konuşan biri bile olsanız Amerika’ya gittiğinizde aslında dilinizin ne kadar yetersiz olduğunu göreceksiniz. Hatta ve hatta dilini geliştirmeyen öğrenciler iş yerlerine gittiklerinde sorunlar yaşayabilmektedir. Bu duruma düşmemek için oraya gidene kadar dil hazırlıklarınızı yeterince yaptığınızdan emin olun.

Dilimi geliştirmek için neler yapmalıyım?

Aslında dil geliştirmek için birçok yöntem olmasına rağmen bu kişisel olarak değişebilmektedir. Kimisi defter ve kitap açıp dil geliştirebilirken kimisi de dizi ve film izleme yoluyla bu gelişimi sağlamaktadır. Burada en önemli kriter size hangi yolun daha doğru olduğunu bulup ona göre hareket etmenizdir. Bu şekilde programınız başlayana kadar var olan dil bilginizi daha iyi seviyelere çekebilirsiniz.

Olmaz Demeyin, Yurtdışına Giderken Sağlık Sigortanızı İhmal Etmeyin!

Mezun olduktan hemen sonra yurtdışına gitme kararı aldım. Çeşitli değerlendirmeler sonucunda kararım Kanada/Vancouver’da 6 aylık dil okuluna gidip sonrasında da aklıma yatan bir college’da sertifika programına yazılmaktı. Başta her şey çok güzeldi bir sürü arkadaşım olmuştu, her gün bir yere gezmeye gidiyor, etkinliklere katılıyordum. Okulum harikaydı. Gideli 7 hafta olmuştu. Jetlag’ı atlatmış ve ortama baya bir uyum sağlamıştım. Sonra bir pazar günü 2 Fransız, 1 Koreli, 1 İspanyol ve bir de ben buz patenine gitme kararı aldık. Malum Kanada’dayız!!!

Arkadaşlarla sözleştiğimiz saatte buluşup puz pistine gittik.

Ayakkabılarımızı giyip piste indikten yaklaşık 15 dakika sonra aniden düştüm ve sonra bir daha kalkamadım. Görevliler beni dışarı çıkardıktan sonra alanda yer alan biri, o meşhur 911’i aradı. Yaklaşık 2 dakikada gelen ambulansla kendimi St. Paul Hastahanesi’nin acilinde buldum. Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki başta anlayamadım. Şaka sandım, ciddiye bile almadım küçük bir ezilme burkulma diye düşündüm. Ta ki, ambulans şoförüm elini 2 işareti yapmış bana doğru gelip 2 kemiğin birden kırılmış, durum vahim dedikten sonra kısa çaplı şokun ardından kendimi doktorumun ameliyatı salı günü mü yoksa çarşamba günü mü vereyim ikna çabalarıyla boğuşurken buldum.

Olmaz demeyin! Sağlık sigortanızı gitmeden yaptırın.

Evet yanlış duymadınız, evimden 10bin km uzakta dünyanın gerçek anlamda öbür ucunda, yalnız başına hastahane de doktorun ameliyat günü verme çabasıyla buldum kendimi. Gitmeden önce dil okulunun anlaşmalı olduğu sigorta şirketinden sigorta yaptırmıştım. Ancak neyi kapsayıp neyi kapamadığını bilmiyordum. Çünkü sözleşmesini bile okumamıştım. Sigortayı danışmanımın ısrarı üstüne yaptırmıştım, bende herkes gibi ne olacak ki düşüncesindeydim. İyi ki yaptırmışım !!

Akabinde doktorlara ailem olmadan ameliyat olmak istemediğimi ve sağlık sigortamın neyi kapsayıp kapsamadığını söyledim. Onlarda aileme hemencecik haber vermem gerektiğini, ayağımın ameliyatsız düzelemeyeceğini söylediler. Ayağım geçici alçıya alınmış, çeşitli ilaçlar verilmişti. Tabi ki işlemler için para vermedim o anda ama sizin bilgileriniz alınıyor hastahanede sonradan geliyor bütün faturalar eve, kullandığınız ambulans dahil !

Homestay’im beni hastahaneden aldı eve götürdü.

Ta daaaaaaaa; ailemi arama vakti gelmişti. Aradım ve durumu yavaş sakin ses tonuyla anlatsam da küçük çaplı krizler oldu, ailem çıldırdı. Sonrasında da Türkiye’ye dönme kararı aldım. Çünkü ailemin gelmesi, vize alma, hazırlık vs. süreçleri çok uzun zaman alacaktı. Ama benim bir an önce ameliyat olmam gerekiyordu. Benim dönmem daha kısa zaman alacağı için alel acele arkadaşlarım bavullarımı toparladı. Ancak 3 gün sonrasına bilet bulabildik tabi. Çarşamba oradan yola çıktım, Perşembe günü Türkiye’deydim. Havalimanında gözü yaşlı bir anne ve baba vardı beni bekleyen. Ee şimdi kırık ayakla nasıl geldin o kadar yolu normal insan dayanamıyor sen nasıl dayandın dediğinizi duyar gibiyim: görevlilerle konuştum zaten havalimanlarında özel servisler var size bebek gibi bakıyorlar kimse uçağa alınmadan siz biniyorsunuz, tamam dedikten sonra diğer yolcular alınmaya başlanıyor ve en son siz iniyorsunuz kimse size çarpıp düşürmesin canınızı yakmasın diye. Birde kabin ekibinin insiyatifiyle business class’dan bir yolcunun bileti ile benim economy class biletim değiştirildi. Yani uçuş sırasında yata yata geldim.

Türkiye’de 3 tane ameliyat oldum; ayağımın içine 12tane platin takıldı.

Yani Kanadalı doktorum haklıymış, ameliyatsız bu ayak sadece alçı ile düzelmeyecekmiş. Tabi ben bu süreçte Türkiye’deyken oradaki evime hastahane faturalarım gitmiş. Ambulans, alçıya alma işlem ücreti, takılan serumlar vs. derken bana yaklaşık 3bin dolarlık bir fatura gelmişti. Normal şartlar altında ambulans ücreti özel sigortalar tarafından karşılanmıyormuş. Ama ben hastahaneye kendi başıma gidebilecek durumda olmadığımdan ötürü sigorta benimkini kapsama içine dahil etti. Yani ayağım değil de kolum kırılsaydı ve ben ambulans çağırsaydım 960 dolarlık ambulans parasını kendi cebimden ödemek zorunda kalacaktım. O yüzden siz, siz olun ambulans çağırmayın tabi eğer sizin kendi başınıza gitmenize engel bir durum yoksa.

Diğer faturaların ödeme işlemleri de normalde şu şekilde yapılıyor:

siz gidip o faturaları ödüyorsunuz sonrasında bu ödenen faturaları sigorta şirketine beyan edip onlardan talep ediyorsunuz ödediğiniz ücreti. Ancak ben orada öğrenci olduğumu ve yanımda o kadar para olmadığını ve ödeyemeyeceğimi söyledim. Ve faturaları onlara direk gönderip ödemelerini rica ettim. Sigorta şirketindeki bayan çok tatlı olduğu için kabul etti ve benim cebimden 1kuruş dahi çıkmadı. Ancak bana bu iyiliği yapmalarının sebebi orada ameliyat olmak yerine kendi ülkemi seçmekte olabilir tabi. Sonuçta ameliyat ücretinin yaklaşık 20bin dolar tutacağı fatura yerine 3bin dolarla işi bitirmişlerdi(tabi bu Türk kafası da olabilirJ) orada yaşayanlardan öğrendiğim kadarıyla da eğer o faturalar ödenmeseydi de bana doğrudan bir şey olmayacağıydı. Ödenmeyen faturaların bir devlet kurumunda arşivlendiği, ilerde Kanada’ya giriş çıkışım konusunda bazı sorunlar yaratabileceğiydi. Ama onlara yabancı olduğumu ve prosedürleri bilmediğimi söylediğimde bir şekilde çözüme kavuşacağını söylediler.

Kimsenin önemsemediği şey: Sağlık Sigortası !

Sizlere tavsiyem şudur ki: kesinlikle ama kesinlikle o sigortayı yaptırın gittiğiniz yer neresi olursa olsun !!!!!!  Özellikle de okulunuzun antlaşması olan veya olmayan yabancı bir sigorta şirketine yaptırmanız. Belki daha fazla ödüyorsunuz ama daha emniyetli oluyor buna emin olun. Yani eninde sonunda size yardımcı oluyor ve insiyatif alıyorlar. Tabi, Türkiye’de de birçok sigorta şirketi var. Ancak kapsamlarını içeriklerini bilmediğim için bu konuda fikrim yok. Ama ne olursa olsun yaptırın, yaptırın, yaptırın !!!

Yurtdışında Staj İmkanı Bulabileceğiniz 10 Web Sitesi

Öğrenciler için yurtdışı staj bulabilecekleri siteleri derledik. Çok çeşitli alanlarda staj ve iş imkanları sunan faydalı sitelerden biri de size göre olabilir.

Internqueen.com

Yurtdışında staj yapmak isteyen bu programlardan yararlanmak isteyecek öğrencilerin başvuracağı dünyanın en iyi sitelerinden biridir. Amerika’da oldukça faal olan bu site Los Angeles, New York gibi şehirlerde tasarım, işletme finans alanlarında öğrencilerin staj yapmaları için imkan yaratır. Bu sitede, stajlar hakkında bilgi veren blog yazıları, online staj fırsatları, uzman tarafından hazırlanan özgeçmiş hazırlama ile ilgili alanlar mevcuttur.

Looksharp.com

Amerika Birleşik Devletleri’ne ait çoğu ilan bu sitede yayınlanmaktadır. İlan sayısı 50.000’leri geçen Looksharp sitesinde hazırlanmış özgeçmiş taslakları, motivasyon mektubu ve şehir bazı alınarak başvuru ilanları arama kolaylığı bulunmaktadır.

Coolworks.com

Bu sitede genellikle Kanada ve Amerika’da bulunmakta olan ilanlar yer alır. Yurtdışında staj yapmak isteyen insanların yaz sezonunda değerlendirebileceği önemli bir fırsat sunan bu siteye ziyarette bulunabilirsiniz.

Hercampus.com

Üniversitede öğrenci olan kadınlara yönelik blog yazılarının ve daha çok staj ilanının ağırlıkta olduğu bu site kadınlara yönelik bir sitedir. Staj arama ve başvuru sitesidir.

Collegelifestyles.org

Üniversite öğrencilerine hizmet sunan bu sitenin geniş bir yelpazesi vardır. Öğrenciler bu siteyi ziyaret ederek bir sürü iş ilanı ve iş başvurusu seçeneklerini kariyer planı yaparken değerlendirebilirler.

Levo.com

Genç profesyonellerin hizmet alacağı bu site tam aradıkları bir sitedir. Levo’da staj ilanlarından faydalanıp kariyer ile ilgili makaleleri bulabileceklerinden emin olabilirler. Ayrıca birçok profesyonel şirketin ilanını bu sitede bulup iletişime geçebilirsiniz.

Goabroad.com

Yurtdışında staj ve işe girmeyle ilgili planlarınız varsa bu site başvurabileceğiniz harika bir kaynak olacak. Düşünüyorsanız yurtdışında eğitim bölümleri için de faydalanabileceğiniz bu site aradığınız kaynak olacaktır.

Careersushi.com

Dünyadaki en genç beyinlerin en profesyonel iş adamlarıyla buluşturulmasını slogan yapan bu sitenin içerisinde staj ilanları ve iş ilanlarına ulaşabilirsiniz.

Aftercollege.com

Hayallerinizi süsleyen yurtdışında eğitim ve staj programları için oldukça ilanı bulunan site tam aradığınız site olabilir. Bilişim bilgi teknolojileri ve yazılım programlarıyla yoğunlukta olan sitede yüzbinlerce ilan bulunmaktadır.

Internships.com

Kendi özelliklerinize uygun staj programlarından yararlanmak istiyorsanız bu siteye başvurabilirsiniz. Bünyesinde 124.000 staj ilanını güncel olarak paylaşmaktadır.

Hangi Work and Travel İşleri Sana Göre?

Amerika’ya gitmek için kayıt yaptıran Work and Travel öğrencileri yoğun bir süreçten geçiyor. Tabi ki bu süreç iş seçme süreci..

Bu süreç biraz zorlu, stresli ve bir o kadar da eğlenceli bir süreçtir. Amerika’ya gittiğinizde hepiniz çalışma ortamının çok güzel olmasını, çalışırken aynı zamanda eğlenceli vakit geçirmek hepinizin en büyük isteği.

Work and Travel’a kayıt yaptıran ve iş listeleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan sizlerin aklındaki ”Work and Travel’da ne tür bir iş seçmem gerekiyor? Tercihlerim ne olmalı?” şeklindeki sorularınıza yanıt olabileceğini düşündüğüm iş önerilerini hazırladım.

İngilizce seviyelerine göre Work and Travel işleri

İlk olarak şunu belirtmem gerekiyor, Work and Travel işleri seçerken malum herkes İngilizce seviyesine göre seçim yapması gerekiyor. Intermediate seviyesindeki bir öğrenci garsonluk, kasiyerlik işlerinde çalışamıyor. Onun için İngilizce seviyenize göre size iş önerisinde bulunacağım. Hazırsanız başlayalım.

1. Intermediate seviyedekilere iş önerileri

Intermediate seviyesinde iseniz seçebileceğiniz işler arasında ilk olarak housekeeping var. Neden mi? Anlatayım..

İlk olarak, seçtiğiniz işin merkezi bir yerde olmasına özen gösterin. Bunu ne iş olursa olsun, ne seçerseniz seçin merkezi bir yerde olması iş seçiminde en önemli faktördür, hatta hiçbir şeye bakmadan ilk konumuna bakın ve lütfen ondan sonra işi değerlendirmeye alın.

İkincisi, eğer ki housekeeping olursanız işten en geç çıkma saatini 5’tir. Bütün işler arasında hoousekeeping’in çalışma saati en net olan iştir. Çünkü otellere müşteriler öğleden sonra 3-4-5(değişiklik gösterebilir) gibi alındığı için mecburen sizin işinizin en geç bu saatlere kadar bitmesi gerekiyor. E peki bu ne gibi avantaj sağlıyor? Şöyle ki etrafınızda ek iş yapacak çalışma alanları var ise yani merkezi bir yerde iseniz akşam için ikinci işi çok rahat bulabilirsiniz. Zaten restoranların en çok elemana ihtiyaç duyduğu saatlerde siz işten çıkıyorsunuz. Bundan daha büyük avantaj ne olabilir ki! Üstelik siz diliniz iyi olmadığı için housekeeping seçiyorsunuz ve bunu mükemmel bir şekilde avantaja dönüştürüp hem dilinizi geliştirmek için hem daha iyi para kazanmak için güzel bir fırsat sizin için.

2. Upper-Intermediate seviyedekilere iş önerileri

Upper-Intermediate seviyesinde iseniz böyle turistik bir adada bisiklet veya bot kiralama işi seçebilirsiniz. Hem olan İngilizcenizi bu işlerde çok daha üst seviyeye çekebilirsiniz hem de çalışırken daha çok mutlu çalışırsınız. Çünkü Amerikalılar konuşmayı gerçekten seviyorlar ve sıkılacağınızı hiç düşünmüyorum. Diğer yandan lunapark çalışanı olabilirsiniz. Kızlar için cankurtaranlık işini öneririm gerçekten yorulmuyorsunuz, yoruldum ben diyen de çok yüzmüştür. Sadece cankurtaranlıkta 1 hafta bir eğitim süreniz oluyor. Ben bu 1 haftanın çok kayıp olduğunu düşünmüyorum. Yine tekrarlıyorum, merkezi bir yerde iseniz ikinci işi kesinlikle arayın gittiğiniz gibi. Yaklaşık 4 ayınız var arkadaşlar, ne kadar dolu geçirebilirseniz o kadar iyi.

3. Advanced seviyedekilere iş önerileri

Advanced seviyesinde iseniz zaten önerebileceğim tek iş garsonluk. Özellikle akşamları alacağınız tipler sizi fazlasıyla mutlu edecektir.

Umarım mükemmel bir yaz geçirirsiniz. Görüşmek üzere!

Work and Travel’ın Gizli Cenneti : Cape Cod

Bu sene Work and Travel yapmaya karar verdiniz, belki de gideceğiniz eyaletleri çoktan araştırmaya başladınız, bir yandan da diyorsunuz ki “Şöyle uzaklara gideyim, bir Amerikan sahil kasabasına. Her sabah gözlerimi masmavi okyanusa açayım. Ayak basılmamış sahillerde kamp ateşi yakıp, dünyanın en güzel gün batımını seyredeyim. E gitmişken biraz da para kazayım…  ”

O zaman gelin sizleri, haritadan bakıldığında bükülmüş bir kolu andıran, boş zamanlarınızda balina izleme turlarına katılabileceğiniz kadar ilginç, rahmetli başkan John F. Kennedy’nin bile hayranı olduğu yarımada Cape Cod’a götüreyim.

Nerede bu Cape Cod ?

Cape Cod, Massachusetts eyaletinin (Boston’ın olduğu eyalet olarak da bilinir) doğu kısmında yer alan, Atlantik Okyanusu’na açılan bir yarımadadır. Ana kara ile bağlantısını 2 köprü ile sağlar. Güneyinde komşu olduğu 2 muhteşem ada nedeniyle literatürde “Cape Cod and Islands” olarak da geçer. İngilizlerin ilk ayak bastığı ve yerleştiği yerlerdir buralar. Çoğunlukla müstakil İngiliz evlerinden oluşan kasabalar sizleri adeta bir masalda gibi hissettirir.

Ben ise 2 sene Cape Cod’ın en ucunda bulunan Provincetown’da çalıştım. Hyannis ile birlikte en hareketli 2 town’u diyebiliriz bölgede. Bunun dışında irili ufaklı pek çok kasabası vardır. Ama buralar maalesef pek hareketli değildir. Genel olarak yaşlı kesim bölge halkını oluşturur ve off-season’da yani sonbahar, kış mevsimlerinde pek ziyaretçi almaz. Ama Mayıs ayından itibaren adeta bir turist akımı başlar ve özellikle zengin kesim bölgeyi ziyaret eder. Bu nedenledir ki konaklama fiyatları oldukça pahalıdır ve bulması biraz zor olabilir.

Neden Cape Cod’ta Work and Travel ?

Work and Travel camiasında herkesin bildiği bir tabir vardır : Size 1000 hikaye anlatırlar, 1001’inciyi yaşarsınız Work and Travel’da. “Ama emin olun en kötü tecrübeleriniz bile unutulmayacak, özlenecek birer hatıra olacak kalacaktır. Ben biraz şanslıydım ve çok güzel 2 sezon geçirdim. Şimdi Cape Cod’ın avantajlarına bir bakalım :

  • Öncelikle Cape Cod, Massachusetts eyaletinde olduğundan asgari ücret saatlik 12 dolardır. Bu miktar çoğu eyaletten fazladır. Haftada 40 saatten sonraki her saatte 1.5 katı maaş yani overtime alırsanız bu sizi gayet mutlu eder. Unutmayın bu sadece asgari ücret 🙂
  • Daha sonra, bölgede özellikle hareketli kasabalarda, eğer erken gelirseniz ikinci iş bulma şansınız oldukça yüksektir. Bulduğunuz ikinci iş, ilk işinize göre hem maddi hem de sosyal olarak sizi çok mutlu edecektir. Özellikle garsonluk, busserlik, dondurmacı gibi işlerde gayet yüksek miktarda bahşiş alırsınız. Zengin halk bahşiş vermekten hiç çekinmez 🙂
  • New York ve Boston’a birkaç saat içinde ulaşabilirsiniz. Benim burayı seçmemdeki en önemli etken bu olmuştu. Çalışırken boş zamanlarınızda otobüse atlayıp bir New York yapabilir, daha Work kısmında Travel’iniz doğu tarafını gezebilirsiniz.
  • Özellikle benim calıştığım Stop and Shop marketleri ve bazı birkaç işverenler size konaklama sağlıyor. Ve bunlar birkaç kasabada ve adalarda 25-30 gibi komik rakamlarda. Eğer böyle bir iş bulursanız çok iyi para biriktirirsiniz. Çünkü Cape Cod’da konaklamalar genelde haftalık 125 dolardan başlıyor.
  • Son olarak göreceli bir avantaj olarak düşünülse de etrafta aşırı bir Türk kalabalığı yoktur. Yani bir Wisconsin Dells değildir. Genelde başta Bulgaristan olmak üzere çoğu öğrenci Balkanlar’dan ve Rusya’dan gelir. Bu sayede çok Türkçe konuşmaz ve İngilizcenizi geliştirirsiniz.

Umarım bu bilgiler sizin için faydalı olur. Şimdiden hepinize harika bir yaz dilerim!

İrlanda’da Work & Study Hakkında Bilmeniz Gerekenler

İrlanda’dan herkese selamlar! İrlanda’nın son zamanlarda İngilizce eğitim için tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden birisi de dil eğitimi alırken aynı zamanda çalışabiliyor olmanız. Bu yazımızda İrlanda’da Work & Study programı hakkında bir şeyler paylaşmak istiyorum.

İrlanda’da dil eğitimi almanın avantajları neler?

İrlanda dil okulu son yıllarda çok fazla tercih edilmeye başlanmasına rağmen hala ana dili İngilizce olan ülkeler baz alındığında Türk sayısının en az olduğu ülkelerin başında İrlanda geliyor diyebiliriz. İngiltere, Amerika gibi ülkelerde dil okuluna gelen öğrencilerin çalışma hakkı olmaması; İrlanda dil okulu bu ülkeler karşısında ön plana çıkarıyor diyebiliriz.

İrlanda dil okulu fiyatları ise diğer ülkelere göre kısmen daha uygun diyebiliriz ancak kalite anlamında İrlanda dil okulu da çok üst seviyededir.

İrlanda’da Work & Study yapmanız için gerekenler neler?

25 hafta ve üzeri ILEP’e kayıtlı bir dil okuluna, haftalık minimum 15 saatlik bir İngilizce dil eğitimi programına kayıt olmanız durumunda bu hakka otomatik olarak sahip oluyorsunuz. 25 haftalık dil okulları fiyatları 2200€ ile 5000€ arasında değişmektedir. Türkiye’deyken minimum 25 haftalık dil okulunuzu ve konaklamanızı ayarladıktan sonra, uzun dönemli öğrenci vizesine başvuruyorsunuz. Vize süreci yoğunluğa göre değişiklik göstermesine rağmen ortalama 2-4 hafta sürmektedir.

İrlanda dünyada en yüksek maaş veren ülkelerden biridir.

Her şeyden önce size önemli bir bilgi vermek isterim; İrlanda saatlik asgari ücret olarak dünyada en yüksek maaşı veren ülkelerden birisi. 2019 yılı için İrlanda’da saatlik asgari ücret 9.80€. İrlanda’da 25 hafta dil eğitimi programına dahil olmanız durumunda yarı zamanlı çalışma hakkına otomatik olarak sahip oluyorsunuz. Haftalık 20 saat çalışma hakkınız olduğundan yola çıkarak hesapladığımızda, aylık ortalama olarak 800€ kazanabilirsiniz. İş veren izin verdiği sürece 20 saatin üstüne çıkma veya saatlik asgari ücrette artış olması durumlarını da dikkate alarak ne kadar kazanabileceğinizi hesaplayabilirsiniz.

İrlanda’da çalışma izni ve vize prosedürü

Uzun dönem öğrenci vizesine başvurduğunuzda size ilk olarak 3 aylık bir vize verecekler ve İrlanda’ya geldiğinizde gerekli evraklarla birlikte göçmenlik bürosuna başvurarak GNIB (yeni adıyla IRP) kartınızı almanız gerekecek. Bu kart toplamda 25 hafta + 2 ay ( bu 2 ay önemli ) İrlanda’da kalmanızı sağlayacak. Genellikle bu kart elinize geçtikten sonra çalışmaya başlayabiliyorsunuz. Ancak asıl olarak çalışmaya başlayabilmeniz için PPS (Personal Public Service) kartını almanız gerekmektedir. Bu kart sizin kişisel vergi numaranız oluyor ve işe giriş ve çıkışınızı bu sisteme kaydetmeniz gerekiyor. Bu süreçler alacağınız randevu tarihlerine göre 1-1,5 ayınızı alabilmektedir.

İrlanda’da nasıl iş bulunur?

Bu tarz süreçleri geçtikten sonra artık İrlanda’da nasıl iş bulabilirim kısmına gelebiliriz. Öncelikle, İrlanda’da iş bulabilmenin en önemli şartı çevre diyebilirim. Bundan sonraki en önemli madde ise tabi ki sizin girişkenliğiniz. Ancak şunu belirtmeliyim ki; İrlanda’ya geldim iş bulamadım diyen birisi ya hiç iş araştırması yapmamıştır ya da iş beğenmiyordur.

Geldiğinizde hiç İngilizceniz olmayabilir ama girişkenliğiniz sayesinde dilinizi kullanmadan çalışabileceğiniz bulaşıkçılık, temizlik gibi işlerde çalışmaya başlayabilirsiniz. Dilinizi geliştirdikten sonra artık kendinize daha uygun işler arayabilirsiniz. Ayrıca, Facebook’ta “İrlanda’da Eğitim ve Yaşam“ grubundan da Türklerden yardım alarak iş bulabilirsiniz. Bu grupta birçok kişi iş ilanı paylaşıyor ve iş bulabiliyor.

İrlanda’da tam zamanlı çalışmak mümkün mü?

Yukarıda 25 haftalık dil okulunuza 2 ay eklendiğinden bahsetmiştim. Bu 2 aylık kısmı eğer Haziran-Temmuz-Ağustos aylarına getirirseniz İrlanda’da tam zamanlı olarak çalışabilirsiniz ve Türkiye’den gelirken harcadığınız paranızın tamamını olmasa da büyük bir kısmını çıkarabilirsiniz. Haftalık 40 saat çalıştığınızdan yola çıkarak saatlik 10€’dan haftalık 400€ ve 10 haftada 4000€ kazanabilirsiniz. Bu süreçte de yaşam giderlerinize 1500€ harcasanız, 2500€ sadece son 10 haftalık kısımdan cebinize kalmış oluyor.

İrlanda’da yaşam giderleri ne kadar?

İrlanda’da dil eğitimi sırasında yarı zamanlı çalışarak aylık 800€ kazanabilirsiniz demiştim. Peki yaşam giderlerim ne kadar olacak, masrafları karşılayabilecek miyim diye bir soru aklınıza gelebilir. Yaşam giderleri için de yakında ayrıntılı bir paylaşımda bulunmayı düşünüyorum bu nedenle burada kısa bir şekilde bahsedeyim. Benim şu anki aylık yaşam giderlerim 600-700€ arasında değişiyor ve şu an tamamen kendi kendimi geçindirebiliyorum.

Bonus: İrlanda’da Work & Study hakkında bilgi verdiğim videomu izleyin:

İrlanda’da dil okuluna giderken aynı zamanda para kazanacağınız program hakkında bütün detayları bulabileceğiniz bu videomuzda, İrlanda dil okullarının şartlarını da bulabilirsiniz.

Umarım sizler için faydalı bir yazı olmuştur, İrlanda hakkında merak ettiğiniz bütün sorularınızı sorabilirsiniz.

Thanks a million!

Work and Travel Yapanlar İngilizce Öğreniyor Mu?

Work and Travel programı hakkında size edinmiş olduğum ufak tecrübelerden bilgi vereceğim. Aslında bu makaleyi yazma amacımın temel nedeni Amerika rüyasının sizin için bir kabusa dönüşmemesini istediğimdendir.

Gelelim konumuza. İngilizce geliştirme hayaliyle Amerika’ya gitmek isteyen arkadaşlar için birkaç sözüm var. Work and Travel programı, İngilizce için kesin sonuç doğuran bir program kesinlikle değildir.

Work and Travel programı, olan dilinizi geliştirme programıdır. Eğer bu zamana kadar hiçbir İngilizce altyapıya sahip olamadıysanız Amerika’ya gidip mükemmel bir İngilizce ile dönmeniz mümkün değildir.

Benim WAT yaptığım otelde benimle beraber çalışan 9 Türk vardı. Bu zamana kadar gramer, kelime vs altyapı ile gelen arkadaşlar gayet güzel bir şekilde olan İngilizce altyapılarını pratiğe dönüştürüp Türkiye’ye döndüler. Ama bir de benim gibi İngilizce altyapısı sıfıra yakın arkadaşlar ise sadece olmayan İngilizceyi iteleye iteleye konuşmaya çalıştık. Ama gerçekler dünyasından baktığımız zaman kesinlikle yetersiz bir gelişim ile geri döndük.

Şimdi siz gitmeden önce büyük hayallere kapılıp Work and Travel’da çok güzel bir İngilizce ile döneceğinizi bir kenara bırakın ve ne kadar bir İngilizce birikiminiz var onu test edin. Eğer güzel bir altyapıya sahip iseniz çok güzel bir şekilde İngilizcenizi geliştirip döneceğinizi şimdiden garanti veriyorum.

Amerika’da kaldığım süre zarfındaki güzel anılarımı da sizinle paylaşacağım. İlk makalemin bu konu hakkında olmasını istedim çünkü bende dahil bütün Work and Travel hayaliyle adım atan birçok arkadaşım bu konu hakkında maalesef yeteri kadar bir bilgiye sahip değil. Bir sonraki makalemde görüşmek üzere.

Bir Amerika Rüyası: Work & Travel

Amerika’ya gitmek birçoğumuzun hayalidir. Bu yazıda size bu hayalinizi gerçekleştirmek için katılabileceğiniz bir programdan yani Work and Travel’dan bahsedeceğim. Ben hazırlıkta okurken bu programı duydum ve sınıfın ikinci döneminde araştırmaya başladım. Konu hakkında araştırma yapmış olanlar az çok bilir bu programa katılmak için sayısız şirket var. Ben bunca şirketin arasından Studyzone’u tercih ettim çünkü CIEE gibi büyük ve alanında ün salmış bir Work and Travel sponsoru ile çalışan birkaç şirketten biri.

Herkesin merak ettiği program ücretiyle ilgili bilgi vermek istiyorum.

Başka şirketlerden başka fiyatlar duyabilirsiniz ben kendi ödediklerimden bahsedeyim. Programa kaydolmak için 300 Dolar Studyzone’a ödedim. Daha sonra Work and Travel danışmanım bana uygun gördüğü birkaç iş ile ilgili bana mail attı. Birincisi Denver’da bir otelde, ikincisi Kaliforniya’da bir restoranda üçüncüsü, Virjinya’da bir eğlene parkında. Denver’ı tercih etmeme sebebim gezilecek fazla yer olmamasıydı. Kaliforniya ise yaşamak için çok pahalı bir yer oraya işinizde belli bir miktar para kazandıktan sonra sadece gezmek için gitmenizi öneririm. Ayrıca eğlence parkında çalışmanın en güzel yanı istediğiniz roller coaster ve benzeri oyuncaklara bedava biniyorsunuz. Kendinize uygun işi seçtikten sonra yaklaşık 1500 Dolar daha ödemeniz gerekiyor daha sonra kağıt işlemleriniz başlıyor. Bu işlerin neredeyse hepsini danışman şirketler hallediyor sadece size söylenen vize gününde konsolosluğa gidip mülakata girip vize almanız ve pasaport çıkartmanız gerekiyor. Pasaport ücretleri alacağınız süreye göre değişiyor vizenin ücreti ise 195 Dolar. Ayrıca birçoğunuz uçak biletinin nasıl ayarlandığını da merak ediyordur. Benim danışman şirketim onu da ayarlamıştı. Gidiş dönüş bileti için yaklaşık 900 Euro ödedim. THY gibi şirketlerden kendiniz araştırırsanız sadece gidiş bileti ücretlerinin 5000 TL olduğunu göreceksiniz ama bu gözünüzü korkutmasın dediğim gibi danışman şirketler ellerinden geldiğince size az para harcatıyorlar. Gözlemlediğim diğer bir soru ise Amerika’ya ne kadar para götürmek yeterli olur. Ben 1000 Dolar götürdüm yanımda çalıştığım yer şehir dışında olduğu için kalacak yer veriyordu o yüzden bu tarz bir iş bulursanız 750 Dolar götürmeniz yeterli çünkü en çok para kalacağınız yere harcanıyor. Yanınızda bu kadar para götürmenizin sebebi ise çalışmaya başlar başlamaz ücret alamıyorsunuz çünkü paranızı alabilmeniz için sosyal güvenlik kartı çıkartmalısınız. Ben çalışmaya başladıktan bir buçuk ay sonra çıkartabilmiştim.

Çalışma ortamından bahsedecek olursam.

Oraya vardığımda çalışacağım iş, yiyecek ve içecek departmanı olarak geçiyordu yani işim tam olarak belli değildi. Vardıktan 3 gün sonra şirket oryantasyonuna katıldım. Oryantasyonda çalışabileceğimiz yerleri, nasıl sosyal güvenlik kartı alacağımızı ve nasıl banka hesabı açacağımızdan bahsettiler. Oryantasyon sonunda dondurma satan sevimli bir dükkanı tercih ettim çünkü diğer işlerde kızartma tarzı yemeklerle uğraşmanız gerekiyor tahmin edebileceğiniz gibi oralarda çalıştıktan sonra üzerinize sinen koku hoş değil ayrıca üzerinize yağ sıçrama ihtimali de var yani pek güvenli bir iş değil. Şimdi aklınızdan geçiyordur yağ sıçrama ihtimaline karsı bir önlem almıyorlar mı diye. Alıyorlar ama yeterli değil kolunuzun belli kısımları ve yüzünüz açıkta kalıyor. Ayrıca iş ile ilgili merak ettiğinizi düşündüğüm bir konu da kazanılan para. Parayı çalıştığınız saate göre alıyorsunuz yani ne kadar emek o kadar ekmek. Saat başı 7.75 Dolar kazanıyordum çok fazla çalışmayı sevmediğim ve oraya gezmeye gittiğim için aylık 900 Dolar civarı kazanıyordum.

Size biraz da eğlenceli kısımlardan bahsedeyim.

Öncelikle kaldığım yerden bahsedeyim. İlk oda arkadaşlarım 1 Çek 1 Kolombiyalı bir Taylandlıydı. Kısacası temel fıkrası gibiydik. Daha sonra bir Türk arkadaşım geldiği için iki kişilik boş yeri olan bir odaya geçtik. Orada ise 2 Kolombiyalı, 2 Türk’tük. Farketmişsinizdir, oda arkadaşı dedim çünkü yurtta kalıyorduk ama bu size kötü bir konaklama yeri olarak gözükmesin çünkü eğer evde kalırsanız tahminen 4-5 kişi olacaksınız ama yurtta kaldığınızda etrafınızda 390 farklı insan oluyor ve bu insanlar belki on belki on beş farklı ülkeden geliyorlar. Şimdi nereleri nasıl gezdiğimden bahsedeyim. Haftanın en az 5 günü çalışmak zorunda olduğumuz için çalışırken sadece Virginia’yı ve Washington’ı gezebildik ayrıca şirketin yaptığı gezilere katılabildik. Sadece Virginia dememe bakmayın, koskoca eyalet gezilecek bir suru müze, anıt ve kocaman bir sahili var. Şirket gezilerinde ise Atlantic City, Niagara Falls ve Washington’ı gezdik. Atlantic City hakkında siz de benim gibi ”Fakir Vegas’ı” lafını duymuşsunuzdur. Gerçekten de öyle. 4-5 adet büyük kumarhane var, gerisi gecekondu gibi evler, vasat restoranlar ve barlarla dolu. Ama bu eyaletin sadece kötü yanları yok kocaman bir plajı ve hayatınızda görebileceğiniz en büyük alışveriş merkezlerine sahip. Washington’ı az çok tahmin ediyorsunuzdur. Her yer anıt, her yer tarih. Gerçekten etkileyici müzeleri var kesinlikle tavsiye ederim çünkü Amerikan kültürü hakkında birçok şey öğreniyorsunuz ayrıca burada Beyaz Saray ve Pentagon Memorial gibi görülmesi gereken birçok anıt var. Niagara Falls hakkında sizin bilmediğiniz bir şeyler yazmak gerçekten zor. Bildiğiniz gibi büyüleyici bir şelale ve gerçekten büyük mağaralarla dolu bir yer. Niagara Falls’da gezebilmek için 40 dolar ödemeniz gerekli. Görevliler bu ücret karşılığında size orada gezebileceğiniz yerlere girebilmeniz için bilet veriyorlar. Bu yerler dışında yani 40 dolara dahil olmayan geziler de var. Mesela ben helikopterle 100 Dolar gibi bir ücrete Niagara’yı gökyüzünden seyretmiştim.

Son olarak benim Work and Travel maceram neden kısa sürdü onu anlatayım.

Benim Work and Travel’ım normalden daha kısa sürdü çünkü Proficency sınavına geç kaldım. Eylüldekine girmem gerekiyordu, o yüzden Türkiye’ye 1 ay kadar erken döndüm. Yani iş bittikten sonra gezmek için zamanım olmadı. Eğer bana sorarsanız bir daha gitmek ister misin diye kesinlikle evet derim gerçekten güzel bir macera her ne kadar erken bitirmek zorunda kalsam da.

Aytunç Uz | ODTÜ İşletme

Kaynak: Glokalweb