İngilizce Eğitiminin Önündeki 6 Engel

İngilizce Eğitiminin Önündeki 6 Engel

Nitelikli öğretmen yetiştirmenin yollarından biri de hizmetiçi eğitimlerdir. Bu eğitimler sayesinde öğretmenler kendilerini yeniler, geliştirir ve etkili öğretim yaparlar. Ancak ülkemizde hizmetiçi eğitimler gereken olumlu etkiyi veremiyor. Bu da İngilizce öğretimindeki sorunlarla başa çıkılmasını engelliyor.

Eğitim-öğretimin etkili olması için nitelikli öğretmenlere ihtiyaç var. Öğretmenlerin nitelikli olmalarını sağlamanın yollarından biri de hizmetiçi eğitimlerdir. Bu eğitimlerde öğretmenlerin mesleki bilgi ve becerilerini arttırmak ve onların eğitimdeki yenilikleri uygulayabilecek yeterlikte olmalarını sağlamak hedeflenir. Çünkü mesleki eğitimi sadece 4-5 yıllık üniversite dönemiyle sınırlı kalan birinin 25-30 sene boyunca etkili öğretmenlik yapması beklenemez. Bu öğretmenler kendilerini geliştirmek konusunda vicdanlarıyla baş başa bırakılmış olurlar ve eğitim, kişilerin vicdanlarına bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.

Hizmetiçi eğitim özellikle bizim gibi eğitim reformlarının sıklıkla yapıldığı ülkelerde daha da önemli hale geliyor. Bu reformları uygulayacak olan öğretmenlerin yeterlikleri geliştirilmezse öğretmen bildiğini okumaya devam eder ve reformlar kağıt üzerinde kalır. Son dönemde yapılan eğitim reformlarından sonra hizmetiçi eğitimler gereği gibi planlanmadı. Örneğin, 4+4+4 sistemiyle birlikte İngilizce öğretimi ilkokul ikinci sınıflarda okutulmaya başlandı. Ancak öğretmenler İngilizce’nin bu yaş gruplarında nasıl öğretilmesi gerektiği konusunda eğitim almadılar. Bu durum öğrencilerin yaşlarına uygun ve etkili bir İngilizce öğretimi almalarını engelleyebilir.

Hizmetiçi eğitimin elzem olduğu diğer bir değişiklik ise, son yıllarda pilot okullarda haftada 15 saat İngilizce derslerinin verildiği hazırlık sınıflarının oluşturulması ve bu sınıflarda İngilizce’nin farklı dil becerilerine (okuma, yazma, dinleme, konuşma) odaklanan derslerin verilmesidir. Öğretmenlere bu becerilerin ayrı ayrı kapsamlı bir şekilde nasıl öğretileceği konusunda hizmetiçi eğitimler verilmedi. Hizmetiçi eğitimden geçmeyen bir öğretmen yine bildiği şeyi, örneğin dil bilgisi öğretimini, yapmayı sürdürecek ve böylelikle yapılan değişiklik bir işe yaramayacak.

Hizmetiçi eğitimlerin nasıl olması gerektiğini tespit etmek için öğretmenlerin görüşlerini anlamak önemli. Bu amaçla yürüttüğüm ve ‘Professional Development in Education’ dergisinde yayımlanan bir araştırmamda ülkemizde 50 şehirde ilkokul, ortaokul ve liselerde görev yapan 2476 İngilizce öğretmeninin almış oldukları hizmetiçi eğitim programlarının güçlü ve zayıf yönleri hakkındaki görüşlerini ortaya koyma fırsatı buldum. Çalışmamın temel bulguları şöyle.

Hizmet-içi eğitim programlarının güçlü yönleri

Katılımcılar hizmet-içi programların mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamasının yanı sıra onlara meslektaşlarıyla işbirliği kurma fırsatı yarattığını söylüyorlar. Mesleki gelişim anlamında öğretmenler yeni ve ayrıntılı bilgiler kazandıklarını ve yeni öğretim teknikleri öğrendiklerini belirtiyorlar. Ulusal ajans desteğiyle yurtdışında eğitim alan öğretmenlerse bu eğitimlerin özellikle İngilizce yeterliklerine katkı sağladığını ifade ediyor. Ayrıca katılımcılar Fatih Projesi kapsamında İngilizce öğretiminde teknoloji ve akıllı tahta kullanımı konusunda aldıkları eğitimlerin de faydalı olduğuna inanıyorlar.

Hizmet-içi eğitim programlarının zayıf yönleri

Araştırma sonucunda hizmetiçi eğitim programlarının 6 temel eksikliğinin olduğu tespit edildi.

1. Eğitim programlarının az olması: Katılımcılara göre hizmetiçi eğitimlerin en önemli eksikliği bu programların az olması. Örneğin 30 yıllık öğretmen olan bir katılımcı sadece bir kere eğitim aldığını belirtiyor, diğer bir katılımcı da sadece İngilizce öğretmenlerine yönelik bir eğitim verilmediğini iddia ediyor. Katılımcılar bu programların daha yaygın olması ve her şehirde verilmesi gerektiğine inanıyorlar.

2. Eğitimcilerin yetersiz olması: Öğretmenler hizmetiçi eğitimlerin öğretmenlik deneyimi olmayan ve gerçek sınıf ortamını bilmeyen kişiler tarafından verildiğini söylüyorlar. Bu sorunu aşmak için bazı katılımcılar üniversitelerle işbirliği yapılarak bu eğitimlerin akademisyenler tarafından verilmesini öneriyorlar.

3. Eğitimlerin pratiğe yönelik olmaması: Öğretmenlere göre hizmetiçi eğitimlerde pratiğe yönelik bilgiler yerine teorik bilgiler veriliyor. Sınıf içinde uygulanabilir olmayan konular işleniyor. Bir katılımcı bu programların büyük salonlarda sunum yoluyla verilmesinden yakınıyor ve dil öğretiminin pratik bilgi gerektirdiğini vurguluyor. Bu anlamda öğretmenlerin beklentileri sınıf içinde uygulayabilecekleri bilgilerin uygulamalı olarak öğretilmesidir.

4. Verilen eğitimin niteliksiz olması: Katılımcılara göre hizmetiçi eğitimlerde etkisiz yöntemler kullanılıyor, eğitimciler bir sunum açıp bu sunumu okuyarak ya da videolar göstererek bilgiyi aktarmaya çalışıyorlar. Bu durumun öğretmenlerin eğitim sürecinde aktif olmalarını ve dolayısıyla yeni bir şeyler öğrenmelerini engellediği belirtiliyor.

5. Zamanın ve yerin elverişsiz olması: Araştırmaya göre diğer bir husus ise verilen eğitimlerin zaman ve yerlerinin iyi planlanmaması. Öğretmenler okul çıkışından sonra ve geç saatlere kadar verilen eğitimlerin sağlıklı olmayacağını dile getiriyorlar. Bu anlamda bir katılımcı 6-8 saat dersten sonra eğitim almaktan yakınmış ve bu durumun kendi performanslarını düşürdüğünü belirtmiştir.

6. Eğitim programlarının göstermelik olması: Bazı katılımcılar bu programlarının ciddiyetten uzak olduğunu belirtiyor. Buna göre bu programların kağıt üzerinde yapılmış olmak için düzenlendiğini ve göstermelik olduğunu söylüyorlar. Bir katılımcı sunumların bile eğitimciler tarafından hazırlanmadığından bahsederek bu programların profesyonellikten uzak olduğunu belirtiyor ve bu durumun onların bu programlara katılma motivasyonlarını olumsuz bir şekilde etkilediği ifade ediliyor.

Yukarıda özetlenen hususlar etkili İngilizce öğretiminin önünde önemli bir engel teşkil ediyor. Mesleğini etkili bir şekilde nasıl yapması gerektiğini bilmeyen bir öğretmen öğretmen isteğini kaybedebilir ve dolayısıyla mesleğinden zevk almamaya başlayabilir. Bu durum öğrencilerin geleceğini etkileyecek ciddi sorunlara yol açabilir. Örneğin, verimsiz İngilizce dersleri yüzünden dil öğrenmeye hevesli olan yetenekli öğrenciler bile İngilizce’den uzaklaşabilir, İngilizce’ye karşı önyargı geliştirebilir.

Bu sebeplerden dolayı ülkemizdeki İngilizce öğretimini geliştirmek için etkili hizmetiçi eğitimler verilmeli ve öğretmenlerin gerekli yeterlikleri kazanmaları için düzenli, amaca uygun ve etkili eğitimler almaları sağlanmalı.

Dr. Öğrt. Üyesi Mehmet Sercan Uztosun

Kaynak: hurriyet
YAZAR HAKKINDA
Ufuk Akar

Yurtdışı dil okulları ve eğitime dair her şey