Yurtdışındaki Yeni Hayatınıza Nasıl Adapte Olursunuz?

Yurtdışındaki Yeni Hayatınıza Nasıl Adapte Olursunuz?

Yurtdışında eğitim imkanı zor, ama bir o kadar da şaşırtıcı ve sıra dışı bir fırsattır. Dünyanın hangi ülkesinde eğitim alırsanız alın, karşılaşacağınız kültürler, insanlar, şehirler, tarih ve doğa sizi yepyeni bir deneyime hazırlayacaktır. Gelişen teknoloji, ülkeler arası ticaret ve uluslararası eğitim alanındaki ilerlemeler öğrenciler için yurtdışında okuma ve yaşama isteğini günden güne artırmaktadır. Bunda özellikle uluslararası üniversitelere sahip Amerika, İngiltere, Kanada, Avustralya gibi öncü ülkelerin de payı büyüktür. Gelin yurtdışındaki yeni hayatınıza adapte olabileceğiniz birkaç ayrıntıya beraber göz atalım!

İngilizce Öğrenin!

Günümüzde küresel ortak dil olarak kabul edilen İngilizce, yurtdışında eğitim almak isteyen öğrenciler için olmazsa olmaz bir kural haline gelmiştir. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, İngilizce eğitim veren bir üniversite bulabilirken; İtalya, İspanya, Almanca hatta Fransa gibi dünyanın en çok konuşulan ve öğrenilen ikinci dillerine sahip ülkelerde dahi İngilizce konuşan insanlara rastlayıp kolayca iletişime geçerek yaşayabilme imkanı bulursunuz.

Yurtdışında yaşam düşüncesi olan öğrencilerin gittikleri ülkeye, şehre, üniversiteye ve ortama daha kolay adapte olabilmeleri için İngilizceyi olabildiğince çabuk öğrenmelerini tavsiye ederiz. İlk adımda eğitim alacağınız kurumların size sunduğu kursları, öğrenci topluluklarını, sosyal aktiviteleri ve gezi programlarını kaçırmamanızı ve bu sayede bulunacağınız arkadaş ortamlarında bol bol İngilizce pratik yapmanızı öneririz. Zira yurtdışında yeni hayatınıza adapte olmak ile uğraşırken olabildiğince hızlı bir şekilde İngilizce konuşma ve anlama becerilerinizi geliştirebilmeniz böylelikle de içinde bulunacağınız kültüre ve şehre daha çabuk alışabilmeniz gerekir.

Bu kapsamda yurtdışında eğitim almak isteyen öğrencilerin yapmaları gereken ilk şey özellikle İngilizce dil bilgilerini ilerletmek ve IELTS/TOEFL gibi seviye testlerinden yüksek not almaya çalışmak olmalıdır.

Kültür Şokunu Çabuk Atlatın!

Yurtdışında yaşam heyecan verici bir deneyim olmakla birlikte, ilk defa ülkelerinden farklı bir ülkede yaşayacaklar için sanılanın aksine pek de kolay değildir. Yıllarca alıştığınız kültür, aile, şehir ve konuştuğunuz dili geride bırakıp hiç bilmediğiniz bir ülkeye, şehre, sizinle aynı dili konuşmayan hatta tamamen farklı yeme-içme, sosyal yaşam ve kültür alışkanlıkları olan insanların arasına gireceksiniz. İlk etap da yaşayacağınız sıkıntılar, bunalımlar ve zorluklar bir kültür şoku geçirmenize neden olabilir.

Bu durumdan kurtulmanın en kolay yolu, öncesinde de bahsettiğimiz İngilizce dil bilginizle doğru orantılıdır. Zira eğitim alacağınız şehir, üniversite, yurt ve kampüs ortamı ile arkadaşlarınızla kuracağınız ilişkilerin temeli İngilizcenize bağlıdır. Ne kadar iyi bir seviyede iseniz, yaşayacağınız sorunları, sosyal yaşama girişinizi kısacası kültür şokunu o kadar hızlı bir şekilde sonlandırırsınız.

Bazen aynı dili konuştuğunuz ülkenizde bile farklı bir şehre taşındığınız da hissettiğiniz yalnızlık ve destek ağınızdan uzak olma duygusu tabi ki yurtdışında yaşamaya başladığınızda daha da artacaktır. Bunun yanında her şeye iyi tarafından bakıp, olabildiğince pozitif düşünüp kendinize kuracağınız yeni çevreyle beraber çok değil, bir ya da iki ay içerisinde bu olumsuzlukları geri de bırakıp artık yurtdışındaki yeni hayatınıza adapte olmaya başlayacaksınız.

Bu aşamada size tavsiyemiz yaşadığınız şehirden tutunda alışveriş yapacağınız markete, eğitim alacağınız üniversitenizden konaklayacağınız yurda kadar, etrafınızda olan bitenleri iyi bir şekilde gözlemleyerek endişelerinizi ve çekingenliğinizi olabildiğince hızlı bir şekilde üzerinizden atmanızdır. Zira etrafınızda sizin gibi farklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrenci aynı etkiden kurtulmaya çalışıyor olacaktır.

Yabancı Gibi Hissetmeyin!

Yurtdışında eğitim ve yaşam kararı alan çoğu insanın çelişkiye düştüğü ve yanıldığı konulardan biri de, kendini yabancı gibi hissetmek ve bu önyargıyla başka bir ülkeye yerleşmektir. Şunu unutmayın ki yaşayacağınız şehir de ya da eğitim alacağınız kurumda hiç kimse size ‘’yabancı mısın?’’ diye bir soru yöneltmeyecek ve sizden sadece hangi ülkeden geldiğinizi öğrenmek isteyecektir. Zira özellikle günümüzde uluslararası eğitim ağının gitgide daha da büyümesi, çok sık turist ziyaretlerine sahip olmayan ülkelerin bile yurtdışından öğrencilere kapılarını açmasına neden olmuştur. Bu da beraberinde ülkemizde de olduğu gibi farklı ülkelerden gelen öğrencilere aşina olmamızı sağlamıştır.

Bununla birlikte yurtdışında yeni bir hayata adapte olmaya çalışan öğrencilerin yapması gereken ilk şeylerden biri de kendilerini basmakalıp ve yanlış düşüncelerden arındırmak olabilir. Kendinizi eğitim alacağınız ülkenin, şehrin yerel yaşam tarzına, kültürüne, tarihine, yeme alışkanlıklarına alıştırıp sabırlı ve çevrenizdeki insanlara karşı anlayışlı ve saygılı olmanızda fayda var.

En önemlisi de tabi ki yalnız olmadığınızı bilmektir. Bu da sizi bir miktarda olsa rahatlatacaktır. Çünkü sizin gibi farklı ülkelerden gelen öğrenciler de aynı düşüncelerde olacak ve olabildiğince çabuk arkadaşlıklar kuracaksınız. Onlar da sizin gibi aynı zorlukları, sıkıntıları ve karmaşaları yaşayacak ve içinde bulunacağınız arkadaş gruplarında bu aşamaları beraberce daha hızlı bir şekilde atlatacaksınız.

Son yıllarda özellikle facebook, twitter, instagram gibi sosyal ağların yaygınlaşması ile yurtdışında eğitim amacıyla bulunan öğrenciler daha ülkeye adım atmadan konaklayacakları yurttaki oda arkadaşlarından sınıfta ders alacakları öğrencilere kadar herkesi sosyal medyadan araştırarak ekleme ve tanışma fırsatı buluyorlar.

Şehirde Tur Atın!

Bir ülkenin kültürüne, alışkanlıklarına, ruhuna, insanlarına kısacası yurtdışındaki yeni hayatınıza adapte olmanıza yardımcı olacak en önemli etkenlerden biri de yaşayacağınız şehri tanımaktan geçer. Eğitim alacağınız üniversitedeki programınızın yoğunluğuna bakarak boş vakitlerinizde bol bol yürüyerek, okulla konaklama yeriniz, alışveriş yapacağınız marketle gezeceğiniz parklar arası mesafeleri gözlemleyerek müzeleri, tarihi yerleri araştırırken insanlarla içi içe olabileceğiniz kafeleri, konserleri, şehir etkinlik takvimlerini inceleyebilirsiniz.

Genellikle şehirde olan etkinlikler, festivaller yakın mesafelere düzenlenen gezilerle ilgili hem üniversitelerinizden hem de turistler için açılmış danışmalıklardan bilgi alabilirsiniz. Aynı zamanda şehirle ilgili bilgilere internet sitelerinden ulaşabilirsiniz. Özellikle Londra, Paris, New York, Milano gibi öğrenci şehirleri gelişmiş sosyal medya hesaplarına ve sitelerine sahiptir.

Ders Çalışmayı Unutmayın!

Yurtdışında öğrenci olmak, yeni bir ülkede ve şehirde yaşamak, farklı milletlerden insanları tanımak muhteşem bir deneyim gibi görünecek ve ilk başlarda etrafınızda olup bitenleri anlamaya, ev ortamınıza alışmaya, yeni tatları denemeye çalışırken zamanın nasıl geçtiğini unutup gideceksiniz. Siz siz olun yurtdışındaki yeni hayatınıza adapte olma sürecini olabildiğince çabuk atlatmaya ve belirli bir düzene sokmaya çalışın.

Zira eğitim alacağınız üniversiteler de bir de burslu okuyorsanız devamsızlık yapma, araştırma ve laboratuar çalışmalarını es geçme ve ödevleri atlama gibi bir şansınız olmayacaktır. Öğretmenler sınıflarda aktif olarak bulunmayan öğrenciler için çok da olumlu düşüncelere sahip olmadıkları gibi hem sınav hem de tez aşamalarında yardımcı olmazlar.

Tabi derslerim iyi olsun diye de hayatınızda belki bir daha karşınıza çıkmayacak bu muhteşem yurtdışında yaşama fırsatını da eziyete dönüştürmeyin. Planlı ve programlı bir şekilde zamanınızı ayarlayarak, olabildiğince erken kalkarak, derslerinizi sınıfta dinleyerek, arkadaşlarınızla bir kafede harcayacağınız birkaç saati şehirde tur atarak geçirmeyi deneyin.

Alışkanlıklarınızdan Kurtulun!

Yurtdışında yeni hayatınıza adapte olurken artık alışkanlıklarınızı ülkenizde geri bırakıyor olacağınızı unutmamanız gerekir. Çünkü gideceğiniz Amerika, Malezya, Avustralya, Norveç, Çin gibi ülkeler kendilerine özgü alışkanlıklar ve kültür farklılıklarına sahiptir. Bu yüzden de yurtdışındaki yeni yaşam beraberinde sizin yeni alışkanlıklar edinmenizi sağlayacaktır. Gelin ülkelere ve şehirlere göre değişen dünyanın farklı yerlerinden birkaç sıra dışı geleneğe göz atalım!

Yurtdışı eğitimleri için Hindistan’da yer alan öğrencilere Mart ayında baharın gelişinin kutlandığı Holi Fest’i kaçırmamalarını öneririz. Bembeyaz giysilerini giyen halk ellerindeki rengarenk toprak boyaları birbirlerine atarlar. Hint inanışına göre kötülüklerden arınılan bu gelenekte kırmızı renk masumiyeti, yeşil canlılığı, mavi sakinliği, sarı da dindarlığı simgeler.

İngiltere’de özellikle futbolun ne kadar önemli olduğunu ve bu alanda dünyanın en başarılı Liverpool, Chelsea, Manchester gibi futbol takımlarına sahip olduğu herkes tarafından bilinir. Ülkenin adından söz ettiren diğer bir spor dalı da Cooper’s Hill’de 200 yıldan fazladır yapılan Peynir Yuvarlama Festivalidir. Her yıl geleneksel olarak bahar mevsiminde yaklaşık dört kilo ağırlığındaki peynirlerin bir tepeden aşağı yuvarladığı festival İngiltere’de eğitim alacaklar için ilginç olabilir.

İtalya’da eğer akşam yemeğine davetliyseniz siz siz olun tabakta yemek bırakmayın. Zira İtalyanlar için tabağın silinip süpürülmesi yemeğin beğenildiği anlamına gelir.
İzlanda’nın başkenti Reykjavik’te köpek beslemek yasak! Olurda sokakta yavru bir köpeğe rastlayıp eve götürmeye kalkmayın. Zira yasa doğası ve yeşilliği ile meşhur ülkede hayvanların doğal ortamlarından kopartılıp kısıtlı alanlarda yaşatılmalarına engel olmak amacıyla çıkartılmış.

Tibet’te misafir uğurlanırken ona dil çıkarmak bir saygı göstergesidir.

Wurstkuchl olarak bilinen ve dünyanın ilk restoranının açıldığı yer olan Almanya, aını zamanda Adidas ve Puma gibi dünyanın iki büyük spor markasına ev sahipliği yapar. Aynı aileden birbirine küsen iki kardeşin kurdukları rakip markalar günümüzde tanımayan yoktur.

Fransa’da eğitim alacak öğrencilerin, yaklaşık 3000 adet patentli sosuyla bilinen Fransız mutfağının tadına bakmalarını tavsiye ederiz. Okullarda geleneksel mutfak kültürünü korumak için ketçap yasaklanmıştır.

İsveç’te olanların Ocak ayının son haftasına denk gelen dönemde gerçekleşen ve buzdan heykeller, kuzey ışıkları ile konserler ve çeşitli etkinliklerle süslenen Kiruna Kar Fetivalini kaçırmamalarını öneririz.

İlk olarak 2002 yılında Bangladeş’te yasaklanan plastik torbalar günümüzde Fransa, Tanzanya ve Meksika’da da kullanılmamaktadır.

Singapur’da eğitim almayı düşünenlere sakız çiğnemenin yasak olduğunu hatırlatmakta fayda var.

YAZAR HAKKINDA
Leyla Özlüoğlu

Hotcourses Turkey
İçerik Yöneticisi