Kralların Şehri Krakow’u Gezmeniz için 10 Şaşırtıcı Neden

Kralların Şehri Krakow’u Gezmeniz için 10 Şaşırtıcı Neden

Polonya’da bir Erasmus öğrencisi olarak Krakow’a, 600 yıl başkentlik yapmış bir şehri dolaşmak istemekle başladım.

1. Krakow'da gökyüzünde akşam yemeği

1. Krakow'da gökyüzünde akşam yemeği

Krakow terminalinden çıkar çıkmaz rastladığım ve çok ilginç gelen olay ”Dinner in the sky” yazısını gökyüzünde görmem oldu. Meydanda oluşturulan platformda gökyüzünde eşsiz Krakow görüntüsüyle ister baş başa, ister bir iş toplantısı amacıyla muhteşem bir akşam yemeği sizi bekliyor. Bu demek oluyor ki Polonya’da yerin kulağı yok. 🙂

2. Krakow'u ikiye bölen kale.

2. Krakow'u ikiye bölen kale.

Krakow’u gezerken masal şehrindeymişsiniz gibi hissetmeniz mümkün. Neden mi öyle dedim. Çünkü resimdeki gördüğünüz kale o kadar etkiliyici ki, sanki bir masal kitabı açılırken kitaptan bu kale belirmiş ve içine beni almış gibi bir his uyandırmasından dolayı.

Bununla birlikte, Barbakan(gözetleme) kalesinin yapım amacı dinlemeye değer. Kale yuvarlak bir daire olarak yapılmış ve etrafı hendekler yapılarak içi su doldurulmuş. Dairenin amacı ise eskilerde ani bir tehlikeye karşı 360 derece görüş alanı oluşturmak ve her pencereden ok atmak. Hendekler ise kaleye hemen ulaşılmasını su kanallarıyla engellemek. Arkasındaki Florion Kapısı’yla da şehri ikiye bölen bir eser.

3. Savaş izlerini hatırlatan anıt

3. Savaş izlerini hatırlatan anıt

Polonya’nın 2. Dünya Savaşı’nda kayıplarından hatırlamak istemeleri ve kurtarıcıları olan şehit komutanlarına ithafen yapılan en ünlü meydanlarından biri. Etkiliyici bir eser acılarını unutmak istememeleri için yapılmış. Acılarını hatırlamak için anıt yapmaları bana ilginç gelmişti ama amaçlarını duyunca daha bir etkilendim doğrusu. Ülkelerini ne kadar zorlukla elde ettiklerini hatırlayıp sahip çıkmak. Eğer anma gününe denk gelirseniz çok büyük ve etkiliyici bir askeri geçidi ve anma törenlerini görebilirsiniz.

4. Muhteşem kilisenin muhteşem hikayesi

4. Muhteşem kilisenin muhteşem hikayesi

St. Mary kilisesi old town meydanını 80 metrelik ihtişamlı görkemiyle kaplayan aynı zamanda hikayesiyle de ilgi çeken bir kilise.

Orta çağ yapımı bu kilise kralın isteğiyle seçilmiş iki mimar kardeşin eseri. Kral güzel olan kuleye ödül koymak istemesiyle başlayan hikaye şöyle devam ediyor: Seçilen bu iki mimar kardeş kiliseyi inşa etmişler. Farklı boyutta kulelerin inşa edilmesiyle de ünlü olan kulenin büyük olan kuleyi küçük kardeş yapmış ve kral onu ödüllendirmiş. İki kardeşin bu kuleyi inşa etmesine anneleri sevinirken abinin zoruna gidiyormuş. Abi bir gece yarısı kardeşini bıçaklayarak öldürmüş. (Bıçağında bir hikayesi var tabi o da bir aşağıdaki resimde) 🙂

Ayrıca kilisenin başında her saat başı trompet çalınır. Bunun hikayesi de şöyle başlıyor: Aslında kralın geldiğini haber vermek için çalınıyormuş. Bir gün trombet sesi yarıda kalmış. Aslında trombet atlı askerlerin geldiğini haber vermek için çalınmak istenirken boğazından ok atılarak öldürülmüş ve trombet yarıda kesilmiş. 13.yy dan bu yana her saat başı yarım trombet çalınır ve de bu itfayeciler tarafından çalınır. Trombeti çalmak halk arasıda en anlamlı görevlerden sayılıyor.

5. Büyüleci müzik eşliğinde nostaljik bir meydan

5. Büyüleci müzik eşliğinde nostaljik bir meydan

Polonya’nın en eski meydanı o kadar iyi bir izlenim veriyor ki bize, anlatmasam olmazdı. Meydanın dört bir tarafından gelen insanı ele geçiren müzik, Krakow’u gezmek için süslenmiş arabalı atlar, mumlarla ve rengarenk çiçekleriyle süslenmiş lokantalarıyla, resimde arkamda bulunan meydanı hareketlendiren en eski kapalı çarşısıyla görülmeye değecek bir yer daha Krakow’da. Eski kapalı çarşının girişine de Mimar kardeşlerin olayını simgeleyen bıçakta burada asılı bulunmakta.

6. Başı kesik adam heykeli

6. Başı kesik adam heykeli

Bu heykel inanın resimde görünenden daha büyük o kadar büyük ki insanlar içine girip heykelin gözünden bakıp fotograf çektiriyorlar. Bende çektirmesem olmazdı. Elini herkelin burnuna koyanlar da var. İsterseniz sizde yapabilirsiniz, hatta resimde biri yapmış 🙂

Bu heykelin ilginç yanı da yukarıda bahsettiğim (St.Mary kilisesi) Meryem Ana kilisesinin kulelerinden birini yapan başı kesilen mimarını temsil ettği söyleniyor.

7. Krakow sokaklarında her an her şey çıkabilir.

7. Krakow sokaklarında her an her şey çıkabilir.

Sokaklarda dolaşırken ilginç kostümlü insanlarla karşılaşmanız mümkün. Ben ise en son kendimi bir askerle kılıç savaşı yaparken buldum. Dahası da var. Yolda yürüyen robotlar, kız arkadaşına yüzük almak için piyano çalan tavşan, aynalarla dolanmış adam, bronz renkte görünen kuş. Ama aldanmayın ansızın sizi korkutabilir. 🙂

8. Vistula Nehri'nde günbatımı görülmeye değer

8. Vistula Nehri'nde günbatımı görülmeye değer

Vistula Nehri vapur gezisi yapabileceğiniz aynı zamanda vapur restoranlarında bir tarafınızda Wavel Şatosu bir tarafınızda nehir ve doğayla beraber yemek yiyebilirsiniz. Ben ne mi yaptım? Eğer öğrenciyseniz çok lükse kaçmadan da oranın keyfini çıkarmanız mümkün. İlk vapur gezisiyle başladım. Tabi öğrenciye indirim yapıyorlar veya siz istiyorsunuz 🙂 Çünkü Vistula Nehri’nin kenarları seyre doyulmayacak kadar güzel. Daha sonra oranın ihtişamına doyamayıp çimlere oturup gün batımını izledim. Tavsiye ederim, benim gibi ayrılamayacaksınız.

9. Şehir efsanesiyle Wavel Kalesi ve içindeki sürpriz.

9. Şehir efsanesiyle Wavel Kalesi ve içindeki sürpriz.

Wavel Kalesi, Polonya’da krallara ve onların ailelerine ait olan ihtişamlı bir kale. Aynı zamanda kaleye ait bir katedral aile şatosu ve de aile müzesi barıdırıyor. Zaten kalenin içine girdiğimde içimden geçirdiğim şey krallara laik kelimesiydi. Wavel’in içinde bir sürpriz var çakraların birinin burada olduğuna inanılıyor. Birçok insanı çakra yerine gelip dakikalarca durduğuna şahit olabilirsiniz.

Wavel Kalesi’nin dışı da içi kadar ilginç. Vistula Nehri ve Wavel arasında duran ateş püskürten ejderhayı da görmek mümkün. Krakow’un simgesi haline gelen ejderhanın da bir hikayesi var. Ejderha kız ve koyun sürüsüyle beslenen bir canavar. En son olarak da kralın kızını yemek istemektedir. Ama kralın kızını kurtaran kişi de prensesle evlenecektir. Krak adındaki çoban ejderhaya kuzu süsü vermiş yakıcı madde ile dolu postu ejderha için hazırlar. Kuzuyu gören ejderha yer ve içi yanar. Alevler püskürterek bütün nehrin suyunu içer ve patlayarak ölür. Krakow’un bu kişiden geldiğine rivayet edilen Krak, prensesle evlenir.

10. UNESCO korumasındaki Nazi Kampı

10. UNESCO korumasındaki Nazi Kampı

Auschwitz – Birkenau’ya tüm Avrupa’dan 1,3 milyon insan yerleştirilmiştir. Bunların, 1 milyonu Yahudi olmak üzere 1,1 milyon insanın öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Yaklaşık 900.000 kişi kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderilmiş ya da vurularak öldürülmüştür. 1979 yılında UNESCO’nun İnsanlığın Kültür Mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları ve Yahudi mezarlığı, Auschwitz – Birkenau Devlet Müzesi ve Holokost anma mekânı olarak kamuya açılmıştır.

Ayrıca, iki Türk öğrencinin Nazi işareti yapıp gülmelerinden dolayı gözaltına alınıp sınır dışı edilmişlerdir.

YAZAR HAKKINDA
Semiha Dervişoğlu

19.03.1993 hatay / iskenderun doğumluyum.
Ortaokul 88.90
lise okul 2.liği
Karadeniz Teknik Üniversitesinde bilgisayar mühendisi olarak hala devam etmekteyim.Yurtdışında erasmus öğrencisi olarak polonya UTP universitesinde eğitim aldım.