Work and Travel: Cankurtaranlık

Work and Travel: Cankurtaranlık

Cankurtaranlık denince aklınıza ilk ne geliyor? Kırmızı mayolar, sahil, deniz, kum ve güneş mi? Veya güzel bir havuz kenarında güneşlenmek, arada bir havuza girmek, bir yandan da işinizi yapmak mı? Aklınıza ilk bunlar geliyorsa, bilin ki çok film izlemişsiniz. Work and Travel programı kapsamındaki ”Cankurtaranlık” işi için bu düşünceler pek de doğru sayılmaz. Evet bir havuz kenarındasınız, evet güneşleniyorsunuz ama bu iş bunlarla bitmiyor.

Yıllardır Cankurtaranlık işi, Work and Travel programının gözde işlerinden birisidir. Amerika’nın herhangi bir eyaletinde, su parklarında veya site havuzlarında Cankurtaranlık işi için bir çok kişi başvuruyor. Siz de bu işe başvuranlardan biriyseniz, yazınızın nasıl geçeceğini, nasıl bir iş olduğunu ve zorluklarını merak ediyorsunuzdur. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi, ben de Work and Travel programı için Cankurtaranlık işini seçtim.Cankurtaranlığı seçme sebeplerim bu işin çok talep görmesi, daha önce arkadaşlarımın da bu işi tercih etmesi ve eğlenceli olduğunu düşünmemdi. Cankurtaranlık işine başvururken, gerçekten ‘Can’ kurtaracağınızı ve gerçekten büyük sorumluluk isteyen bir iş olduğunu oraya gidene kadar anlamıyorsunuz. Benim öyle oldu. Gitmeden önce az çok nelerle karşılaşacağımı biliyordum.

Ben Teksas eyaletinin New Braunfels şehrinde, çok büyük bir su parkında çalıştım. Bu su parkının adı Schlitterbahn Waterparks. 9 farklı bölümden oluşuyor ve burada 100’den fazla cankurtaran çalışıyor. Ben de 2016 yazında o cankurtaranlardan biriydim.

İşe başlama ve cankurtaranlık eğitimi

İlk işe başladığınız zaman 3-5 günlük bir eğitime ve sınava giriyorsunuz. Bu eğitim ilk yardım ve kurtarmadan oluşuyor. Çok da hafife alınmaması gereken bir süreç, çünkü her gün 10 saat gibi bir eğitim ve sınavlara giriyorsunuz. Suya atlama, yüzme, sudan insan kurtarma, sudan ağırlık çıkarma, suyu izleme ve en önemlisi ilk yardım uygulamaları.

Uygulama yaparken İngilizce konuşuluyor olması biraz zorlasa da, eğitim verenler öğrenmeniz için yardımcı oluyor. Dikkat ve önem gerektiren eğitimler sonunda sizden bunları yapmanız için gruplar şeklinde uygulamalı sınavlara sokuyorlar. Genelde eğitimler 10-20 kişi toplu olarak oluyor. Yani hem Türk arkadaşlarınız ve hem de diğerleriyle birlikte eğitim alıyorsunuz. Uygulama sınavlarından sonra bir de test sınav oluyorsunuz. Test sınav içinde en kolayları. Bütün sınavlardan geçtikten sonra artık gerçek bir Cankurtaran olmaya hazırsınız! Geçemeyince ne oluyor diye sorarsanız. Geçememek için cidden çok zorlamanız lazım, rahat bir şekilde geçersiniz. Oldu ki geçemediniz tekrar aynı eğitimleri alıp, işinize 1 hafta geç başlamış olacaksınız. Kısacası eğitimler çok yorucu olsa da, yılmayın dikkatinizi verin ve aksaklık olmadan işinize başlayın. Zaten işe başladıktan sonra bu yorgunluklara alışacaksınız.

Çalışma ortamı ve cankurtaranlık

İlk olarak her işte olduğu gibi cankurtaranlığın da kademeleri var. Yani siz çalışırken, size hangi havuzda duracağınızı veya ne zaman mola vereceğinizi söyleyen, sizden daha bilgili ve bu işte daha uzun süre çalışmış Liderler oluyor. Liderlerin de bir üstü olan ‘Supervisor’ dedikleri liderleri ve cankurtaranları gözetleyenler var. Herkesi gözetleyen en üst kademe ise ‘Manager’ dedikleri kişilerdir.

Benim çalıştığım su parkında 9 bölüm vardı. Her gün, her bölümün farklı liderleri oluyor. Size verilen çalışma programınıza göre her gün çalışacağınız bölüme gidiyorsunuz ve o bölümün lideri herkese iş dağılımı yapıyor. Bölümleri biraz açıklamak gerekirse. Her bölümde değişik havuzlar ve kaydıraklar var. Her havuzun, her kaydırağın başında birçok cankurtaran durması için sandalyeler var. Yani iş dağılımına göre bir kaydırak tepesinde de durabilirsiniz, kaydırak sonunda da durabilirsiniz ya da havuz kenarlarında durabilirsiniz. Bu tamamen o gün çalıştığınız bölüme ve liderlerin yönlendirmesine göre değişiyor. Bir de sizin lifeguard ya da deepguard olmanıza göre değişiyor. Deepguard olmak için farklı bir sınava giriyorsunuz, bu size derin havuzlarda çalışabilme yetkisi veriyor ve iş yerine göre biraz daha fazla para almanıza yardımcı oluyor. Bir yandan da daha derin ve tehlikeli havuzlarda çalışmış oluyorsunuz.

Peki işiniz tam olarak ne? Bütün gün sadece aynı yerde mi oturuyorsunuz? Tabi ki cevap ‘HAYIR’.

Bölümlerde her havuzun numaraları ve adları var. Sabah işe gidiyorsunuz, cankurtaranların toplandığı yere gidiyorsunuz, liderler size ilk gitmeniz gereken numarayı söylüyor ve oraya gidiyorsunuz. Tabi ki bütün gün aynı yerde duracak değilsiniz. Yerleriniz 30-40 dakikada bir değişiyor. Bunu da rotasyon çubukları ile yapıyorsunuz. Bir süre aynı yerde durduktan sonra sizin yerinize geçecek kişi geliyor ve size bu çubuğu verip yerinizi alıyor. Çubukta sizin bulunduğunuz numaradan sonraki numaraya gidip, siz de o numaradaki kişinin yerini alıyorsunuz. Bu bir döngü olarak bütün gün devam ediyor.

Şimdi gelelim iş sırasında neler yaptığımıza. Gerçekten büyük bir su parkında ve kalabalık bir yerde çalışıyorsanız dikkat isteyen bir iş. Öncelikle iş kıyafetleriniz, kafanızda şapka, boynunuzda bir düdük, kimliğiniz, belinizde bir çanta içinde ilk yardım için bir suni teneffüs maskesini iş boyunca taşımak zorundasınız ve bir de su matarası tabi. Bir süre sonra bu aletlerle bütünleşmiş olacaksınız.

Eğer ki bir havuz kenarında çalışıyorsanız elinizde ’lifeguard tube’ denilen yardım tube’leri tutuyorsunuz. Havuzda birine yardım ederken onla birlikte atlıyorsunuz. Suyu sürekli izlemek zorundasınız, yani ‘scan’ yapmanız gerekiyor. Bir de cankurtaranlar arası iletişim için düdük kullanımı var. Eğer ki suda biri boğulma halindeyse, ciddi bir durumsa ve atlamanız gerekiyorsa, atlarken 3 düdük çalmanız ve öyle atlamanız gerek. Bu şekilde Liderleri ve Supervisorları yardıma çağırmış oluyorsunuz. 1 düdük çalarak havuzdaki insanları uyarıyorsunuz. 2 düdük çalarak ise yakınınızdaki cankurtaranlarla iletişime geçebiliyorsunuz. Liderler ve Supervisor’lar sizi sürekli izliyor ve arada bir sizi teste sokuyorlar. Testlerden geçmek tamamen suyu izlemenize ve dikkatinize bağlı.

Birden havuza oyuncak bebek atabiliyorlar veya kendileri müşteri kılığında atlayıp boğulma taklidi yapıyorlar. Görürseniz 3 düdük çalıp hemen atlamak zorundasınız. Eğer ki görmezseniz Eksi almış oluyorsunuz. Bunun dışında ilk yardım testleri de yapıyorlar. Liderler birden kendini yere atıp bana ilk yardım uygulamaları yap diyebilir. Havuz kenarında çalışırken bütün gün suyu izlemek cidden uyku getiriyordu. Bazen uyukladığım ve uyarı aldığım bile oluyordu.

Benim çalıştığım yerde nehir tarzında havuzlar ve dalga havuzları çoktu. İkisinde de su çok hızlı akıyor ve izlemek daha da zorlaşıyordu. Bana sadece bir kere test yaptılar, onda da oyuncak bebek atmışlardı. Çok yüksek bir sandalyeden sığ bir suya atladığım için ayağımı incitmiştim ama yinede o akan suda bebeği yakaladım ve artı puan aldım.

Havuzlar çok derin olmadığı halde insanlar cidden boğulma tehlikesi yaşıyordu. Ama siz suya atlayıp yardım ettikten sonra, size yardım için herkes yanınıza geliyor. O yüzden çok korkulacak bir yanı yok.

Kaydırak başlarında çalışmakta, en az havuz kenarı kadar dikkat isteyen bir iş. İnsanları tek tek yolluyorsunuz. Kaydıraktan çıktıklarını görene kadar diğer insanları yollamıyorsunuz ki kaydırak içinde bir çarpışma olmasın.

Geldik en can sıkan göreve. Çalıştığım yerde dediğim gibi uzun nehir tarzında havuzlar vardı. İçinde insanlar botlara binip bazen yavaş yavaş, bazen de hızlı bölümlerde hızlı gidiyorlardı. Cankurtaranlarda bu havuzların belirli bölgelerinde duruyordu. Görevi de sıkışan insanların botlarını itmekti.

Amerikalıların obezite sorununu biliyorsanız, can sıkan bölümünü anlamışsınızdır. Cidden bazı insanları itmek çok zor oluyordu ve size yardım etmek için kılını bile kıpırdatmıyorlardı. Bunlar tabi benim çalıştığım yerde geçen durumlardı. Bir site havuzunda cankurtaranlık ve küçük bir su parkında çalışmak daha değişik olabilir.

Ne kadar çalıştım ve ne kadar para kazandım?

Ben saatlik 7,5 dolar kazanıyordum. Birkaç hafta sonra deepguard oldum ve saatlik 8 dolar kazanmaya başladım. Sabah 9’da işe başlıyordum ve akşam 8 de iş bitiyordu. İş bittikten sonra da 1 saat parktaki botları ve eşyaları düzenliyorduk. Günde 30-40 dakika arası yemek molası oluyordu. Bazı günler daha az çalışıyordum. Çalışma saatleri iş yerinize ya da size bağlı oluyor. Yani günlük toplam kazandığım para 80-90 doları buluyordu. Haftada 5 gün çalışınca haftada 400-450 dolar oluyordu. Maaşları da 2 haftada bir alıyorduk. Tabi Amerika vatandaşı olmadığınız için Vergi kesintisi biraz fazla oluyordu. Yani 2 haftada kazandığınız paradan elinize kalan para 600-700 dolar oluyordu. Size tavsiyem çok para kazanmak için kendinizi biraz sıkın ve fazla çalışmaya çalışın.

Bu iş benim için her ne kadar zor olsa da, işin son saatlerine doğru yorgunluktan ölmüş duruma gelsem de gerçekten eğlenceliydi. O ortamda olmak, iş arkadaşlarım, liderler, müşteriler her biri ayrı güzeldi. Tekrar bu işi yapar mısın? diye soracak olursanız, biraz düşünmem gerek. Ama yine de anlattığım zorluklarla beraber, eğlenceli bir yaz için seçilebilecek işlerden biri. Eğer ki bu yaz Work and Travel yapacaksanız ve Cankurtaranlık işini seçtiyseniz, güzel, sıcak, sulu ve yorucu bir yaza hazırlık olun!

Merak ettikleriniz ve sorularınız için iletişime geçebilirsiniz.

YAZAR HAKKINDA
EDUMAG

EDUMAG size keyifli ve yararlı yurtdışı eğitim içerikleri sunan bir sosyal içerik platformudur.