Sadece Türk Erasmus Öğrencilerinin Anlayacağı 8 Durum

Sadece Türk Erasmus Öğrencilerinin Anlayacağı 8 Durum

Gözlemledim, dinledim, çok şaşırdım, çok güldüm. Erasmus deneyimine sahip bir Türk öğrenci olarak aklımda yer edinmiş birkaç durum tespit ettim. Sanıyorum ki yalnız değilim. Şahit olduğum, yaşadığım, bizzat içinde bulunduğum ve sadece Türk arkadaşlarımın anlayabileceği durumlar neler mi, işte sayıyorum:

1. İlk günler yabancı öğrencilerin şehir değiştirir gibi ülke değiştirmesine şaşırırsınız.

1. İlk günler yabancı öğrencilerin şehir değiştirir gibi ülke değiştirmesine şaşırırsınız.

Noel, Paskalya, Christmas tatillerinde bütçe sorunu yaşamadan eve gidip, tatil yapıp, tekrar Erasmus yapılan şehre dönen Avrupa Birliği vatandaşlarına ilk görüşte hepiniz şaşırmışsınızdır. Erasmusunuz güz dönemine denk gelmişse günler süren, market kapattıran, bizim pek aşina olmadığımız tatil dönemine mutlaka rastlanır. İşte bu tatil günlerinde İtalyan, Fransız, İspanyol birçok öğrenci şehir değiştirir gibi ülke değiştirir. Evine tatile gider. Bir Türk öğrenci olarak ülkemize gidip dönmemiz hibemizin yarısından fazlasını harcamamız demektir. Biz de Mari’ye, Paul’a el sallarız mecburen!

2. Farklı gördüğünüz her mimari yapılarda fotoğraf çekilirsiniz.

2. Farklı gördüğünüz her mimari yapılarda fotoğraf çekilirsiniz.

Anlatılmaz yaşanır… Kiliseler, katedraller, bazilikalar mimarisine hayran bıraktırır Avrupa’da. Özellikle de bizi, Türk öğrencileri! La Sagrada Familia’nın elimde en az 80 fotoğrafı var ondan biliyorum.

3. Israrla Türk kahvesini tattırır, fal bakar ve köpüğünü bol tutarsınız.

3. Israrla Türk kahvesini tattırır, fal bakar ve köpüğünü bol tutarsınız.

Bir Türk, Türk kahvesi olmadan yurtdışına çıkmamalı. Örneğin bir Portekizli arkadaşına ya da bir İtalyan’a mutlaka İngilizce fal bakmalı; çünkü gelenek (!)

4. En sevdiğiniz eğlence mekanınında aniden Türkçe şarkı çalarsa havalara uçarsınız.

4. En sevdiğiniz eğlence mekanınında aniden Türkçe şarkı çalarsa havalara uçarsınız.

“Duyuyor musun, Demet Akalın çalıyor? “Bir o yana bir bu yana” diye bağırır, sonrasında Mahmut Orhan parçası duyar ve herkese bu şarkının sahibi Türk diye seslenmeden duramazsınız.

5. Yabancı arkadaşınıza Türkiye'de kahvaltının kaç çeşit yendiğinden bahsedersiniz.

5. Yabancı arkadaşınıza Türkiye'de kahvaltının kaç çeşit yendiğinden bahsedersiniz.

Kahvaltıda el kadar mısır gevreğiyle doyan yabancı arkadaşlarınıza çeşitli kahvaltılık tarifler verirsiniz. Hiç unutmadan söyleyeyim her sabah aynı mısır gevreğini yemeden güne başlamayan biricik İtalyan arkadaşıma yumurtalı ekmek yedirmişliğim bir de tarifini ballandırarak anlatmışlığım var. “Sen bir de annemin kahvaltısını görsen neler düşünürdün? (You can not imagine…)”

6. Türkiye'yi gururla tanıtıp turizme katkı sağlamaya çabalarsınız.

6. Türkiye'yi gururla tanıtıp turizme katkı sağlamaya çabalarsınız.

Kaç video izletmişliğimiz, kaç tatil yeri önermişliğimiz var, anlatamam…

7. Bir vize hikayesi: Avrupa'ya bir daha kolay kolay gelemeyeceğini düşünüp Schengen vatandaşlarını çok ama çok kıskanırsınız.

7. Bir vize hikayesi: Avrupa'ya bir daha kolay kolay gelemeyeceğini düşünüp Schengen vatandaşlarını çok ama çok kıskanırsınız.

Yeşil pasaportluları ayrı tutalım…

8. Mutlaka ve mutlaka en az bir kelime Türkçe öğretmeden kimsenin yakasını bırakmazsınız.

8. Mutlaka ve mutlaka en az bir kelime Türkçe öğretmeden kimsenin yakasını bırakmazsınız.

Bu sayede Avrupa’da 5 insandan 4’ü en azından “teşekkürler kanka” diyebiliyordur, buna eminiz.

Tespitlerimi bir arada görünce yine o günlere gitmiş oldum. Umarım beğenmişsinizdir, okuduğunuz için teşekkür ederim.

Erasmus ile ilgili bu içerikleri de mutlaka okuyun!

YAZAR HAKKINDA
Merve Sayın