Güney Kore Günlüğü: Bilinmeyen Rotalarda Farklı Bir Deneyim

Güney Kore Günlüğü: Bilinmeyen Rotalarda Farklı Bir Deneyim

Şu anda Mevlana değişim programı ile bulunduğum nokta olan Güney Kore. Yani siz bu satırları okurken ben bunları Seul’ün Hyehwa denilen bölgesinden yazmış olacağım.

1. Mevlana exchange programı ile Doğu'yu keşfim nasıl başladı?

1. Mevlana exchange programı ile Doğu'yu keşfim nasıl başladı?

Üniversite üçüncü sınıftayken bir dönemliğine Güney Kore’ye değişim öğrencisi olarak gitme imkanını elde ettim. Tabi bu bir hedefin pek çok denemeyle nihai sonuca ulaşmasıyla gerçekleşmişti. Okulumun normalde Kore ile bir anlaşması bulunmuyordu. Ben de ilk girdiğim yıldan itibaren bunun takibindeydim.

İkinci yıl Mevlana değişim programı hakkında istediğim üniversitelerle görüşmeye başladım. Uluslararası ofis istediğimiz okullarla bu anlaşma hakkında görüşebileceğimizi belirtmişti. Bunun üzerine istediğim okulların listesini hazırlayıp durumu izah eden birer mail gönderdim hepsine. Bazısından negatif cevap geldi, bazısından hiçbir geri dönüş olmadı tarafımıza. Derken bu gergin bekleyiş Sungkyunkwan Üniversitesi’nden gelen olumlu cevapla son bulmuştu. Sungkyunkwan Üniversitesi / SKKU ile Mevlana değişim programı ortak bir şekilde imzalandı ve gidiş süreci için hazırlıklara başlandı.

2. Katar aktarmalı uçuşumla Şubat'ın 19'unda Güney Kore’ye vardım.

2. Katar aktarmalı uçuşumla Şubat'ın 19'unda Güney Kore’ye vardım.

Şubat’ın 18’inde Katar aktarmalı uçuşumla ayın 19’unda G.Kore’ye vardım. Aktarmalı uçuşa pek sıcak bakmazdım ama Qatar Airways’den memnun kaldığımı belirtebilirim. Ve saat dört itibariyle Incheon Havaalanı’ndaydım. Sonrasında yoğun uğraşlar sonucu bulduğumuz otobüslerin kalkış noktasına geldik. Durakların hemen ilerisinde otobüs için, gideceğiniz rotayı belirleyerek alacağınız bilet gişesi yer alıyor. Kişi başı bilet fiyatı 10.000 wondu. Oradan otelin adresini göstererek biletimizi aldık ve kendi otobüs sıramıza girdik.

3. Otobüsle konaklamanıza gitmeniz için birkaç tüyo.

3. Otobüsle konaklamanıza gitmeniz için birkaç tüyo.

Euljiro (3) Ga’da yer alan Best Western Premier Kukdo Oteli’ne gidecektik. Otobüse binerken her bavulunuza ikili yapıştırmalardan bir tarafını yapıştırıp diğerini size veriyorlar. İnerken bavulunuz hem karışmasın hem rahat bulunsun diye kurulmuş bir sistem. Otobüs yolculuğu oldukça uzun sürdü açıkçası.

İncheon denilen bölge bir ada şeklinde, köprülerle Seul’e bağlanmış şehre uzak kalan bir yerleşim yeri. Otobüs otelin hemen önünde bıraktı bizi. Bu tarz gideceğiniz belli bir otel varsa adresine bakmanız veya otele ulaşımla ilgili önerileri okursanız yeterli olur zaten. Otobüsle hiç uğraşmayıp metro ulaşımını da tercih etmeniz mümkün. Hepsi gideceğiniz adrese göre değişebilir.

4. Samsung Destekli SKKU

4. Samsung Destekli SKKU

Gideceğim üniversite Kore’nin ilk üniversitesi olmakla birlikte 600 yıllık bir eğitim merkeziydi. İlk açıldığı zamanlarda Konfüçyüs stili eğitim verilirmiş. Bugün de sıralamalarda dünyanın en iyi 153. üniversitesi olarak seçilmiş, Kore’nin en iyi özel üniversitelerinden. SKKU’nun Samsung destekli bir üniversite oluşu ve 600 yıllık bir geçmişe sahip oluşu beni kendine çeken taraflardı.

Güney Kore, endüstriyel tasarım anlamında dünyada oldukça güçlü bir konumda artık. Ülkenin tasarım amaçlı pek çok destek programı, insanların tasarımla birebir ilgilenişi söz konusu bu ülkede. Bu sebepleri toplayıp bir araya getirince de seçmiş olduğum ülke daha da anlam kazanıyordu benim için. Kore’nin her açıdan daha sağlıklı ve de farklı bir bakış açısı olacağı hususunda kanaatim pek değişmedi bu yüzden.

5. Ve bugün yeni okulumun oryantasyon günüydü.

5. Ve bugün yeni okulumun oryantasyon günüydü.

Koreli ve yabancı öğrencilerin doldurduğu salonda, önce okul rektörü konuşmasını yaptı, ardından benim de Türkiye’deki Tüyap fuarında görmüş olduğum Blue LED projesiyle 2014 Nobel Ödülü’nü kazanmış olan konuk Profesör Amano Hiroshi ağırlandı. Sonrasında okulun yabancı öğrenciler için oluşturulmuş kulübü Hi-Club, kendi sunumunu gerçekleştirdi. Genel olarak, yabancı öğrenciler için çeşitli aktiviteler düzenleyen, aynı zamanda da bize sorunlarımızda yardım eden bir kulüp. Koreli öğrenciler iki yıl boyunca bu kulüpte çalışıyorlarmış, genel olarak İngilizcesini ilerletmek isteyen öğrencilerin oluşturduğu bir kulüp.

Bir de maple ya da buddy denilen olay var. O da şu oluyor; her yabancı öğrenciye bir Koreli öğrenci atanıyor, bir dönem boyunca bize eşlik etmesi, okulu, sistemi anlamamızı sağlaması için. Kore’de her üniversitede bu tarz sistemler mevcut. Oldukça faydalı olduklarını düşünüyorum.

6. Ders seçimleri Kore'de ölüm kalım mücadelesine dönüşmüş bir süreçmiş.

6. Ders seçimleri Kore'de ölüm kalım mücadelesine dönüşmüş bir süreçmiş.

Bizi uyarmışlardı seçimler başlar başlamaz bilgisayarda hazır bulunun ve derslerinizi seçin diye. O gün gelince anladık abartmadıklarını. Okulun her köşesinde bilgisayarlar başında Koreliler ders seçim saatini bekliyorlardı. Başladığı gibi de en istenen dersler direk doluyordu. Tasarım departmanında bu durum bizler için çok önemli değildi çünkü İngilizce verilen dersler bizi zaten oldukça kısıtlamıştı. Pek çok ilgi çekici dersler vardı ama çoğu Korece’ydi. Pratiğiniz olsa da sizi zorlayabilir bu durum. Kendi okulumda tanınmayan bir özellik daha vardı, farklı bölümlerden ders seçebiliyorduk. Önemli olan İngilizce olması ve yabancı öğrencilere açık olması. Böylelikle ders seçimini hallettik.

7. SKKU'da bahar dönemi yılın ilk dönemi oluyordu aslında.

7. SKKU'da bahar dönemi yılın ilk dönemi oluyordu aslında.

Kore’de yaz kış tatilleri okuldan okula farklılaşabiliyor. İkişer ay yaz-kış tatili yaygın olanı ve dönemler tersten başlayabiliyor. SKKU’da bahar dönemi yılın ilk dönemi oluyordu aslında. Yabancı öğrenciler istedikleri dönemde gidip kalıyor, kendi okullarında bunu ikinci dönem olarak göstermede bir sorun yaşamıyorlar tabi. İklimsel olarak 4 mevsimi yoğun olarak yaşayan bir ülke olmasından kaynaklı bu durum. Kışı inanılmaz sert olduğu için iki aylık bir tatil verilebiliyor. Yazları da feci bir nem oranı insanı sokağa çıkamaz hale getirebiliyor. Gözünüz korkmasın, her güzelliğin bir bedeli oluyor maalesef. Temmuz sıcağında Seul’den uzak durmak verilebilecek en önemli tavsiyemdir. Türkiye’deki gibi bir sıcaklık söz konusu değil, muson ikliminin etkisi sonucu boğucu bir sıcaklık var gerçekten. Öte yandan bahar mevsimleri Kore’nin en güzel hali hiç şüphesiz.

8. Kampüs hayatı

8. Kampüs hayatı

Okulun iki kampüsü var; Seul’de Jongno denilen muhitte yer alan kampüs pek çok departmanı bünyesinde bulunduruyor. Ancak fen ağırlıklı bölümler Suwon kampüsünde ki şehir merkezine yakın bir yer sayılmaz kendileri. Samsung’un desteklediği ana departman da daha çok bu kampüste yer alıyor, mühendislik gibi.

İlk fotoğrafta değişim öğrencileri olarak resim çekildiğimiz o kütüphane de Samsung’un oldukça meşhur yeni ek binası, Suwon’da bulunuyor. Seul kampüsünde departmanlar binalara ayrılmış, bunlar dışında bir bina öğrencilerin kulüpleri için özelleştirilmiş vaziyette. Öğrenci binasında birbirinden farklı çok değişik kulüpler yer alıyor. Müzik, sanat ve spor kulüplerin genel başlıklarıydı. Bunlardan resim ve kaligrafi kulübüne bir uğramışlığım var. Yoğun bir ders programım olmasaydı sürdürmekten zevk alabileceğim iki branştı bunlar. Hani sonradan bir gevşeme gelir ve bazı şeyler ertelenir, boşlanır ya. Bu gruplar için bu durum söz konusu değildi. Koreliler fazlasıyla çalışkan ve hırslılar. Büyük bir ciddiyetle derslerini de, eğlencelerini de bir arada yaşamaya çalışıyorlar. Herkes sorumluluğunun bilincinde ve her şey planlı programlı işliyor. Ki buna alışık değilseniz, sizi zorlayabilir bile bu durum.

9. Okulun değişim öğrencilerine eğitim ücreti almayacağı bir programdı bu.

9. Okulun değişim öğrencilerine eğitim ücreti almayacağı bir programdı bu.

Dönem bittikten, yani 4 aylık eğitimden sonra bir ay kadar daha vaktim vardı. Bu süreçte yaz okuluna gitmeye karar verdim. Okulun değişim öğrencilerine eğitim ücreti almayacağı bir programdı bu. Belli başlıklar belirleniyor ve yurtdışından da profesörler getiriliyordu. Bu yılın konusu sürdürülebilirlikti. Buna göre de dersler belirlendi; Yaratıcılık, İnovasyon ve Tasarım başlıklı dersi aldım. Her gün öğle saatlerinde olacak ve Fransız asıllı Hong Kong’dan gelen bir eğitmenle işlenecekti. Bu programın detaylarına girmek istedim çünkü Korelilerle daha yakından projeler hazırlayıp sunduğumuz, iletişim kurabildiğimiz, aradaki engelin silikleştiği bir dönem geçirebilmiştik. Öyle ki bir ayım dört ayıma bedeldi. Eğitmenin dikkatiyle ve de bu büyük sınıfların bütün okuldan karışık bölümlerin öğrencilerini içermesindendi bu fark. Normalde bir tasarım stüdyosunda 20 kişiysek, bu büyük sınıfta 50 kişiyi bulabiliyorduk. Koreliler çekingen ve iletişim kurması pek kolay olmayan insanlar. Hi-Club üyeleri ve yurtdışına çıkmış, dolayısıyla İngilizcesine güvenenler bu grubun dışında kalıyor. Her ne ülkeyi keşfe giderseniz gidin, o ülkenin insanlarıyla bir arada bulunmadıkça o kültürü tam anlamıyla öğrenemez, hissedemezsiniz. Bu yüzden önemliydi benim için bu insanları yakından tanımak. Ve bu yaz programı seyahatime önemli bir anlam katmıştı. Sınıfta her hafta bir ya da iki projemiz oluyordu. Bu proje ekiplerini de eğitmenimiz mutlaka karıştırıyordu Koreli ve yabancı öğrenciler olarak. Bir projede hep birlikte Gangnam civarındaki kafelerde bir keşif turumuz olmuştu örneğin. Oldukça eğlenceli ve farklı bir süreç yaşanmış oldu herkes için.

10. Samsung Digital City

10. Samsung Digital City

Yine bu programda sınıfça bir turumuz oldu. Samsung’un bütün o tasarım ve üretim süreçlerinin gerçekleştiği Samsung’un dijital şehri diyebileceğimiz alandaki İnovasyon müzesini ziyaret ettik. Ziyaretçiyi mekanla iletişim kurdurarak yönlendiren ilgi çekici bir temaya sahip. Seul’ün aşağısında kalan Suwon’da yer alan bu mini şehri mutlaka ziyaret etmelisiniz. Gitmeden giriş kurallarıyla ilgili bir araştırma yapmanız önerilir. İnsanlık tarihi boyunca keşfedilmiş önemli buluşların ve bugüne kadar yaşanmış bu gelişmelerin günümüzdeki haline nasıl ulaştığıyla beraber, Samsung’un en yeni, en son ki ürünleri de bu müzede sergileniyor. Teknoloji meraklılarına duyurulur.

11. Okulda İngilizce, sokakta Korece iyi bir dengeleme oluyor.

11. Okulda İngilizce, sokakta Korece iyi bir dengeleme oluyor.

Kore’de değişim öğrencisi olarak İngilizce eğitim almanız mümkün. Bu konuda bir sıkıntı çekmedim. İngilizce bilen öğrenciler ve çalışanlarla da gerekli iletişimi sağlayabiliyorsunuz. Yabancı öğrenciler azımsanmayacak derecede fazla, gittikçe de fazlalaşıyor. Lakin sokakta insanlarla daha rahat iletişim kurabilmek için Korece pratiğiniz olması size büyük avantaj sağlayacaktır. Türkçe’deki dil yapısıyla benzerliği temel düzeyi öğrenirken zorlamayacaktır diye düşünüyorum. Ama tabi telaffuz farklılığı ve ilerledikçe zorlaşması da bir gerçek. Öte yandan okulda İngilizce, sokakta Korece iyi bir dengeleme oluyor. Ve iletişim sıkıntısı çekmenize engel oluyor.

12. Yabancılara karşı inanılmaz yardımsever ve de düşüncelilerdi.

12. Yabancılara karşı inanılmaz yardımsever ve de düşüncelilerdi.

Bir dönem boyunca aldığım derslerden ve yaz okulundaki karışık programdaki derslerden alıp da memnun kalmadığım bir ders veya profesör olmadı. Aksine yabancılara karşı inanılmaz yardımsever ve de düşüncelilerdi. Eğitimimizin yanında Güney Kore’yi elimizden geldiğince tanımamızı istiyorlardı. Biliyorlardı ki bir dönem çok uzun bir süreç değildi ve bunu çok yönlü geçirmemiz için yardımcı oluyorlardı sağolsunlar. Her derste mutlaka bir sunum veya bir proje ekibi oluyordu istisnasız. Birlikte proje hazırlıyor, sunuyor ve dersi bitirmiş oluyordunuz. Dönem sonunda oldukça aktif bir eğitim süreci geçirmiş olduk böylece.

13. Sokakta herhangi bir metro güzergahına yönelip, şehri baştan sona keşfedebilirsiniz.

13. Sokakta herhangi bir metro güzergahına yönelip, şehri baştan sona keşfedebilirsiniz.

Seul metro ağı, şehrin her tarafına uzanmış vaziyette. Yani sokağa çıkıp herhangi bir metro güzergahına yönelip şehri baştan sona keşfedebilirsiniz. Otobüsler belli güzergahlarda tercih edilebilir ama bir Koreli’den yardım almakta fayda var. Gittiğiniz duraklardaki otobüs isimlerini ve geçtikleri duraklardaki isimleri yine durakta yer alan tabelalardan biraz zaman da alsa okuyabilirsiniz. Metronun çok ters düştüğü bir noktada otobüsler daha elverişli olabiliyor. Ama metroya nazaran daha karışık.

14. Sırf turşularını bile yeseniz doyabileceğiniz bir mutfağa sahipler.

14. Sırf turşularını bile yeseniz doyabileceğiniz bir mutfağa sahipler.

Gelelim Kore yemeklerine. Uzakdoğu mutfağına alışkın olmayan insanların nereye kaçacağını şaşıracağı bir mutfak şüphesiz. Ama bana göre yer yer bizim yemeklerimizle benzettiğim şekliyle beğenilebilecek lezzetler. Sırf turşularını bile yeseniz doyabileceğiniz bir mutfak. Yakıcı bir acıyla, kaynar kaynar servis edilen çorbalar Kore Mutfağını özetler nitelikte. Sağlık bu mutfağın ana başlığı. Yemeklerinin böylesi az tuzlu, yağsız ve acı içermesi bununla bağlantılı. Acı yemeği fokur fokur kaynarken içmek, yemeğin en lezzetli olduğu anı olarak düşünmelerinden. Sonuç olarak acınız ikiye katlanıyor yani. Yanınızda büyük bir paket peçete bulundurmanızı samimiyetle tavsiye ediyorum. Çünkü gözyaşı, burun ve ağız yanması yemeklerin yan etkileri.

Estetiğe önem vermeleri yemek sunumlarına da yansımış vaziyette. Oldukça küçük detaylardan yemek pişirirken dahi vazgeçmiyorlar. Deniz ürünleri, domuz içeren yemekler, erişteler, pirinçli yemekler ve elbette mezeler (turşular) genel yemek grupları diyebilirim. Domuz inanılmaz tüketiliyor, helal gıdaya dikkat eden öğrenciler için bir öğün yemek oldukça zor koşullara dönüşebiliyor. Normal bir sokak esnafına yemek içeriğiyle ilgili soru ve isteklerinizi en güvenilir şekilde basit bir Korece ile halletmeniz önerilir.

15. Jeju Adası benim Türkiye'ye dönmeden gerçekleştirdiğim son gezimdi.

15. Jeju Adası benim Türkiye'ye dönmeden gerçekleştirdiğim son gezimdi.

Seul dışında gidilmesi gereken yerlerin başını Busan çekiyor. Türk şehitliğinin de yer aldığı Kore Savaşı mezarlığı ziyaret edilmeli. Busan deniz kenarında yer alan bir şehir o yüzden kıyı şeridinin keyfini çıkartabilirsiniz. Jeju Adası benim Türkiye’ye dönmeden gerçekleştirdiğim son gezimdi. Hani burada övmeme gerek bile yok, siz bir gidin kendiniz karar verin diyorum bu adanın ne tür bir yer olduğuna. Gwangju şehri de Kore’nin tarihi bir şehri. Eski Kore evleriyle, saraylarla dolu bir başka şehir. Vakit arttıkça gezilmesi gereken yerler de artıyor şüphesiz. Bütün bu şehirleri önem sırası ve vakit bağlantısı kurarak seyahat etmenizi tavsiye ediyorum.

15. maddeye geldiyseniz şayet, sabrınız için tebrik ediyor, zamanınız için teşekkür ediyorum. Genel bir özet şeklinde Güney Kore’nin bendeki değerini, farklılıklarını ve bana öğrettiklerini sıralamaya çalıştım. Hakkında bahsedilecek daha pek çok konu ve ayrıntı var muhakkak. Daha fazla detay için kişisel blogumu ziyaret edebilirsiniz.

İyi okumalar,

YAZAR HAKKINDA
Rümeysa Memiş