Dünyanın En ”Cool” Kanyonuna Seyahat : Antilop Kanyonu
Bu yazımda 16 yaşındayken hayalini kurduğum Antilop Kanyonu gezimi anlatacağım. Bugüne kadar yazmış olduğum hiçbir yazı beni yazarken bu kadar heyacanlandırmamıştı.
Bu yolculuğumda, o ünlü kovboy filmlerindeki Monument Vadisi’nden – Mexican Hat’a, aksiyon severlerin favori mekanı Powell Gölü’nden – Utah’ın simgesi Arches Ulusal Parkı’na, kayaların gri renginden – kırmızıya dönüşmesine ve yemyeşil doğadan nasıl uçsuz bucaksız çöllere geçtiğimi bahsedeceğim.
Güzargahımız ise şu şekilde olacak : Wyoming – Utah – Arizona – Nevada – California
1. Kan kırmızısı kayalar
Wyoming denilince akla ilk gelen bildiğiniz üzere milli parklar. Dünyadaki ilk milli park olan Yellowstone’un yanı sıra bölgede muazzam şekilde ardı ardına sıralanan dağlardan oluşan Grand Teton Ulusal Parkı da bulunuyor. Yani Wyoming denilince aklınıza Doğu Karadeniz gibi bir bölge düşünebilirsiniz. Her yerde ayı çıkabilir tabelası olan, kar erimesi sonucu oluşan cam gibi gölleri bulunan, tamamiyle yeşil doğası ve vahşi hayatıyla öne çıkan küçük sakin bir eyalet.
Wyoming eyaletinden çıktığım yolda Las Vegas’a doğru sürerken yol güzargahımı arkadaşım için değiştirip Utah eyaletinin Moab şehrini ziyaret etmeye karar verdim. Wyoming’den başladığım yolculukta komşu eyalet olan Utah’a seyahat ederken doğanın bu derece değişebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Yollar altımda kayıp giderken, bulutlar dağılıyor, hava ısınıyordu ve çok geçmeden Utah’ın başkenti olan Salt Lake City’e gelmiştim. Salt Lake bana bir arabulucu, orta nokta şeklinde gözüktü. Çünkü dağ manzaralarını kaybetmemiştim fakat havada fazlasıyla ısınmıştı. Bana göre gerçek Utah iste tam da buradan başlıyordu.
Salt Lake’ten sonra birkaç saat araç sürdükten sonra bitki örtüsünün değişimini bariz şekilde fark etmeye başladım. Toprak turuncu, kayalar parlak kırmızı ve gökyüzü masmavi gözüküyordu. Etrafımda gördüğüm tek yeşil renk kaktüsler olmaya başladı diyebilirim. Ayı çıkabilir tabelaları da yoktu artık, onun yerine yola atlayan çöl hayvanları vardı.
2. Arches Ulusal Parkı
Burayı ziyaret etmek aklımın ucundan bile geçmedi. Arkadaşımı ziyaret ettikten sonra, önerisi üzerine aksiyon severlerin iyi bildiği Powell Gölü’ne doğru aracımı sürmeye karar verdim. Sıcak bir çöl gününde yoluma koyulmuşken, gözüme çölün ortasında yalnızca duran bir tepe belirdi. Uzaktan çok hoş gözüken bu tepenin aslında Utah’ın sembolü olan Arches Ulusal Parkı olduğunu öğrendim. Çölün ortasında yalnızca bir tepe düşünün ve bu tepenin içinin sanki insan eliyle oyulup bir sanat eserine dönüştürüldüğünü hayal edin. Fakat bu kayaya hiçbir şekilde insan eli değmemişti, bu insanlığa doğa ananın bir mirasıydı.
3. Adrenalin severlerin favori gölü : Powell Gölü
Powell Gölü adı bize uzak fakat videoları bize yakın olan bu göl adrenalin sevenler için cennet niteliğinde diyebilirim. GoPro tanıtımında gördüğüm bu yerin bana yakın olduğunu duyduğumda hiç düşünmeden, rotama ekledim. Uzun bir yolculuğun ardından vardığım göl, çok büyüktü. Watersports yapmak niyetiyle gittiğim bu yerde, kötü hava şartlarıyla karşılaşmamdan dolayı bu hayalimi gerçekleştiremedim. Fakat bir gün tekrar burayı ziyaret edeceğime eminim. Gölü sizlere anımsatmak amaçlı aşağıdaki linklerle videolar paylaşıyorum ve şiddetle izlemenizi tavsiye ediyorum.
Hatırladınız değil mi şimdi? 🙂 Yolunuz Colorado – New Mexico – Arizona – Utah’a düşecek olursa kesinlikle burayı ziyaret edin. Gölün her bir köşesinde ayrı bir aktivite mevcut. Daha öncesinde bahsetmiş olduğum kızıl kayaların kıvrımlarının arasından kanonuzla geçebilir, efsane fotoğraflar da çekebilirsiniz.
4. Meksika Rüzgarı : Monument Valley
Redkit severleri hemen buraya alalım efenim.
Monument Valley (Monument Vadisini) görmek de Arches Ulusal Parkı gibi hiç aklımda yoktu. Buraya gelene kadar doğasına aşık oldum diye arabayı sürekli durdurup etrafımdakilerin fotoğrafını çekerken bir de bu sürpriz ile karşılaştım. Yıllardır filmlerde, çizgi filmlerde gördüğüm bu yeri şans eseri bulmuş olmam beni o anlık dünyanın en şanslı kişisi hissettirmişti. Aynı filmlerdeki gibiydi, vahşi atlar güneş batarken etrafta birbirlerini kovalıyor, güneş yolların üzerinden batıyordu. Ben ise bu yolculuğumda Volkan Konak parçalarıyla coşuyordum.
Arizona ve Utah sınırında bulunan bu doğal güzelliği umarım bir gün hepiniz ziyaret etme fırsatı yakalarsınız.
5. Büyük final: Antelope Canyon (Antilop Kanyonu)
16 yaşında kendime verdiğim sözü tutmama çok az kalmıştı. Öyle bir yer düşünün ki sırf o yeri seyahat etmek için dünyanın öbür ucuna uçuyorsunuz, aylarca çalışıyorsunuz, millerce yolculuk yapıyorsunuz ve sonunda oradasınız. Önümde sadece son bir engel kalmıştı. İndiğimde saat geceydi ve kanyonun keyfini çıkarmam için gündüz olmasını beklemem lazımdı.
Antilop Kanyonu‘nun dibinde Arizona’nın büyük şehirlerinden biri olan ve kızıldereli kökenli olarak adlandırdığımız yerel halkların güçlü olduğu Page şehrindeydim. Rezervasyonum olmadığı için gittiğim tüm hostel ve otellerden olumsuz cevaplarla döndüm. Odası olanlar da günde 350 dolardan fiyat açıyordu. Aracımı Walmart’a sürüp, park alanında yatmaya karar verdim. Her ne kadar sabaha kadar heyecandan uyuyamamış olsam da, yorgunluğum beni benden almıştı. Yaklaşık 2 saat uyuduktan sonra, bacağımın uyuşması sonucunda uyandım ve o vakit gelmişti sonunda.
İlk iş olarak şehir merkezine gidip tüm tur firmalarıyla görüştüm fakat hiçbirinde yer yoktu ve dünyam başıma yıkılmıştı. YILMADIM! Kanyonun adresini bularak gittim, şehirden 20-30 dakikalık bir uzaklıktaydı. Fakat yerel halk kanyon girişlerini parsellemişti. İçeri girebilmenin tek yolu kapıdakilerle anlaşmaktı. Her 5 milde 1 bir kanyon girişi bulunuyordu ve hepsi ayrı bir ailenin yönetimindeymiş. Her kanyon kolunun uzunluğuna göre farklı fiyatlandırmalar bulunmaktaydı. İlk olarak gittiğim yerin giriş cüreti 68 dolardı fakat yer yoktu. 100 dolara kadar teklifte bulundum fakat hiçbir şekilde içeri sokmadılar. Aracıma atlayıp sürekli devam ettim. Fiyat 55 oldu, 60’a çıktı, 34’e indi derken hiçbir yerde yer yoktu. Aslında yer vardı fakat kanyondaki kayalar derin olduğundan dolayı günde sadece saat 11 ile 13 arasında güneş ışığı içeri giriyordu ve ancak etrafı o şekilde güzel görebiliyorsunuz. Boş olan yerler hep 15.00-16.00 saatlerinde olduğu için işime yaramayacaktı. En sonunda bir tane yerli teyzecim bana kapıda acıdı. 27 senedir orada çalışıyormuş ve onun bulunduğu girişe daha önceden hiçbir Türk gelmediğini belirtti. Bana ”seni içeri sokmak istiyorum” dedi. Gitti benim için diğer çalışanlarla görüştü ve ekstra para teklif etmeme rağmen normal ücretini talep edip beni içeri soktu. Hem de 11.30 seansında, kanyonun en güzel saatiydi. O teyzeyi asla unutmayacağım, kendisiyle fotoğraf çekilmek istedim fakat döndüğümde orada değildi.
Antilop Kanyonu o kadar güzeldi ki, iyi ki buraya ziyaret etmeyi yıllar önce düşünmüşüm ve bu yolculuğa karar vermişim dedim.
Antilop Kanyonu hakkında bilgi verecek olursam:
- Kesinlikle gitmeden 2 hafta öncesinde online rezervasyon yaptırın. Hem kanyon girişi için hem de Page şehrinde konaklama için.
- Kanyon rezervasyonunuzun 11.00 ile 13.00 arasında olmasına dikkat edin. Aksi halde güneş açısı değiştiğinden dolayı kayaların arasından güneş ışığı içeri girmeyecektir. Etraf da karanlık olacağından dolayı sizi yeterince memnun etmeyebilir.
- Kanyon büyüklük-kalabalıklık oranına göre Amerika’nın en çok ziyaret edilen turistik bölgesi ve dünyada en fazla fotoğraf çekilen yerler arasında.
- Lower ve Upper olarak ikiye ayrılıyor. İkisi de birbirinden güzel fakat sohbette bulunduğum bölgenin yerel insanları ilk gidişim olduğu için Upper Antelope Canyon önermişlerdi.
- Antilop Kanyonu’nun erozyon sonucu oluştuğu düşünülüyormuş ve yağmurlu havalarda içerisine su dolduğu için Lake Powell gibi bir akarsuya dönüşüyormuş. Bu yüzden çok tehlikeliymiş ve gideceğiniz günün bol güneşli bir gün olmasına dikkat edin.
- Ayrıca, gezdiren tur rehberleri fotoğraf çekmeniz için iPhone kullanıcılarına kameralarını Crom ayarına getirmelerini tavsiye ediyorlar.
Peki sizce ben kanyonu ziyaret etmenizi önerir miyim? Kesinlikle gitmelisiniz! Hatta bence kanyonu gördüğünüzde AŞIK OLACAKSINIZ. Gerekirse arabanızı satın, fakat yine de gidin!
Bonus : Horseshoe Bend
Gözlerimin görme şerefine nail olmadığı fakat kesinlikle bu rota esnasında ziyaret edilmesi gereken muhteşem bir yer. Antilop Kanyonu’yla iç içe olan bu doğa güzelliğini ziyaret etmeyi unutmayın. Arizona’nın Page şehrindeki Antilop Kanyonu’na gittiğinizde bu enfes doğa harikası Horseshoe Bend için bilgi almayı unutmayın.
Bonus 2 : Grand Canyon
Bir kanyon yetmez en az iki olmalı diyorsanız, sizlere muhteşem bir haberim var. Antilop Kanyonu’ndan sonra birkaç saatlik araç yolculuğu mesafesinde Grand Canyon (Büyük Kanyon Ulusal Parkı) var. Burası da Antelope Kanyonu kadar heyecan verici bir yer. Mutlaka görülecek yerler listinize eklemenizi öneririm.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Soru ve görüşleriniz için Instagram hesabımız olan : @MaceraRehberiniz adresimizi takip edebilir ve iletişime geçebilirsiniz.
Antilop Kanyonu ve gezilecek yerler ile ilgili bu içerikleri de mutlaka okuyun!
- Work and Travel Öğrencilerinin Mutlaka Görmesi Gereken 11 Doğa Harikası
- Amerika’da Mutlaka Görmeniz Gereken 26 Nefes Kesici Yer
- Amerika’da Gezilecek En İyi 8 Eyalet ve Görmeniz Gereken Yerler