Adım Adım Belçika’da Erasmus

Adım Adım Belçika’da Erasmus

Zorlu vize sürecini atlattıktan sonra gözlerimi Belçika’da açtım. Aslında hiç kapatmadım gözlerimi. İçim kıpır kıpırdı. Yeni deneyimler, yeni kültürler, yeni arkadaşlar…

1. Erasmus tatlı streslerle başladı.

1. Erasmus tatlı streslerle başladı.

Hayal gibi geçen uçak yolculuğumun ardından gerçeklerle yüz yüze kaldım. İngilizce seviyemin çok iyi olmaması ile kendime sürekli sorular sordum. “Ben neden geldim?, Benim burada tek başıma ne işim var?, Arkadaş edinebilecek miyim? Ya hiç arkadaşım olmazsa? Derslerim nasıl olacak?” gibi birçok soru kafamda dönüp durdu. Yurdumda ve okulumda hiç Türk öğrenci olmaması beni bir yandan tedirgin bir yandan da mutlu etti. Herkesin kendi ülkesinden bir arkadaşı vardı. Ama benim yoktu. O anda kendime geldim ve şöyle dedim: “Hayatta hiçbir şey kolay elde edilmiyor, her şeyin üstesinden gelebilirsin.” Her gün kendime bunu hatırlattım.

2. Stres yerini maceralara bırakıyor.

2. Stres yerini maceralara bırakıyor.

Okul gezileri birçok kişi ile tanışma fırsatı sundu. “Arkadaş edinebilecek miyim?” sorusu “Bugün ne yapıyoruz?” sorusu ile yer değiştirdi. Stres yavaş da olsa azaldı. En azından arkadaşlık konusunda.

3. Her zaman tatlı stres olmaz! Dersler başlıyor...

3. Her zaman tatlı stres olmaz! Dersler başlıyor...

Araştırmalarıma göre Belçika diğer ülkelerdeki Erasmus sistemine göre daha katı. Her şey zorunlu. Konferansın ortasında yoklama kağıdı çıkaran öğretmenler, ezbere kimin gelip gelmediğini sayan öğretmenler… Her ders için ayrı ayrı sunum ve ödevler… Bu süreç gerçekten beni yordu. Dersleri anlamakta güçlük çekiyordum. Ders sonlarında arkadaşlarıma tekrar tekrar sorular sordum. Sunum günlerinde elimden geldiğince çaba gösterdim ve öğretmenlerimden güzel bir şekilde geri bildirimler almayı başardım.

4. As bayrakları, as as as!

4. As bayrakları, as as as!

Burada tek Türk olmamın verdiği gurur bambaşka. Elimden geldiğince ülkemi en güzel şekilde tanıttığıma inanıyorum. Bazı insanlar Türkiye hakkında gerçekten yanlış bilgilere inanıyorlar. Bu konuda onlara açıklamalar yapmak gurur vericiydi.

5. Kısır ve lokum olmadan olmaz.

5. Kısır ve lokum olmadan olmaz.

Uluslararası günde kısır ve lokum ikramları hazırladım. Gördüğünüz kısırlar tam 5 dakika içinde, lokumlar ise 15 dakika içinde bitti. Koordinatörüm gelip “Tebrik ederim” dedi. Kişi sayımız fazla olsaydı daha neler yapmazdık ki…

6. Canım İspanyollar..

6. Canım İspanyollar..

Her ne kadar kendi aralarında İspanyolca konuşsalar da arkadaş canlısı olmaları Türklere benzettiğim özelliklerinden oldu. Hatta onlar İspanyolca ben Türkçe kelimeler öğretmeye başladım.

Belçika'da Erasmus ile ilgili bu içerikleri de mutlaka okuyun!

YAZAR HAKKINDA
Şeyma Çakır

ÇOMÜ / VIVES - Belçika'da Erasmus / Primary Education