Cambridge Dil Eğitimi Günlüğü
Öncelikle beni çoğunuz başı beladan kurtulmayan çocuk olarak Work and Travel ve Erasmus maceralarımdan biliyordunuz. Şimdi ise karşınıza bambaşka bir tecrübeyle çıkıyorum. Bildiğiniz üzere EDUMAG Ulusal İçerik Yarışması’nda katagori birincisi olarak yurtdışı dil eğitimi ödülü kazanmıştım. Bu hakkımı da Ocak ayında Cambridge Kaplan dil okulunda kullandım. Hazır lafı geçmişken de EDUMAG ailesine de sonsuz teşekkür ederim!
Taze bilgilerimle sizlerin merak ettiklerini ve geçirmiş olduğum harika bir ayın özetini elimden geldiğince anlatacağım.
Bana Cambridge dil okulu ödülünü getiren günlüğüme Çılgın Türk’ün Work and Travel ve Erasmus Maceraları bağlantısından ulaşabilirsiniz.
1. Cambridge'de ilk gün
Bildiğiniz üzere ilk günler her zaman zor olur. Ama benimki hiç o şekilde olmadı. Sabah erkenden uyanıp gittim, dil okulunun resepsiyonuna gidip yeni ögrenci olduğumu söyledim. Güler yüzle karşıladılar ve bana çay ısmarladılar. Biraz sohbet ettikten sonra beni diger arkadaşların yanına götürdüler. Benim gibi gelen ögrencilerin hepsi kafeteryada oturuyordu ve samimi bir ortam vardı. Yerimi aldıktan sonra, herkesin gelmesini beklerken çoğu kişiyle tanıştım. Yabancılar bu konularda bize oranla daha rahatlar. Bizlerde yabancı ortam, yurtdışı korkusu gibi çekimserlik varken onlarda daha çok merak var… 5 dakika içerisinde 10 arkadaş edinmiştim ve bunların çoğu onların adımlarıyla başlayan arkadaşlık ilişkileriydi. Yani arkadaş bulamam korkusunu yaşamayın, sizlerle tanışmayı bekleyen ve hemen hemen aynı kaygıları ve düşünceleri paylaşan birçok insanla karşılaşacaksınız.
https://www.instagram.com/p/BQJsnl8Ar4U/?taken-by=macerarehberiniz
Tanışma faslından sonra birkaç oryantasyon toplantısı yapıldı. Onu takiben de seviyemizi ölçmeye başladılar. İlk önce sonunda yolculuğumuzu tarif ettiğimiz bir metin yazmamızın istendiği bir test sınavına başladık. Sınav esnasında bizi grup-grup alıp konuşmamızı da test ettiler ve hepsi için yeterli zamanımız vardı. Yani sınavda ”Konuşma, Yazma ve Dil Bilgisi” kısımları vardı. Seviye sınavımız yapıldıktan sonra ülke ve okul kuralları hakkında oryantasyonlar yapıldı. Cambridge’de neler yapabiliriz, neler yapamayız gibi konuşmalar bittikten sonra kalabalık bir grup şeklinde şehir turu yaptık. Cambridge’in tarihi anlatılırken bir yandan hepimiz birbirimizi facebooktan aratıyorduk. Şehir turu bittikten sonra tanışma toplantısı olan burger party olacağını söylediler. Eski öğrenciler de yoğun şekilde katılım gösteriyorlarmış. Yeni arkadaşlarımla buluşma yeri belirleyip hep beraber gittik. Çok kalabalık fakat herkesin samimi olduğu bir ortam vardı. O gece orada olan herkesle tanıştım ve ertesi gün okula gittiğimde sanki okulun eski öğrencisiymişim gibi birçok kişi beni tanıyordu. Alışma süreci gerçekten çok hızlı oldu. Dil okulu öğrenciler için her gün 2-3 aktivite düzenliyor ve devamlı birileriyle kaynaşmanızı sağlıyordu.
https://www.instagram.com/p/BQEKa-ygh9x/?taken-by=macerarehberiniz
Eski ögrencilerin orada bir lafı vardı.. ”First day, best day”. Her ne kadar ilk gün gerçekten buna katılacağımı düşünmüş olsam da sonra ki günlere haksızlık ettiğimi fark ettim ve son günde arkadaşlarımın ”last day, best day. Don’t worry” dediklerini hatırlıyorum!
2. Nerede kalacağım?
Türkiye’den ayrılmadan önce en çok düşündüğüm konu buydu. Önümde bazı seçenekler vardı. Çok araştırdım ve arkadaşlarım bana : Eğer yurtta veya öğrenci apartında kalırsan devamlı yaşıtım öğrencilerle beraber olacağımı, aktivitelerin göbeğinde yaşayacağımı fakat yemek maliyetimin fazla olacağını söylemişlerdi. Bende bütçemden dolayı aile yanı konaklamayı tercih etmek zorunda kaldım. Fakat sonrasında bunun benim için büyük avantaj olduğunu gördüm.
Eve vardığımda gece yarısıydı ve beni güler yüzle 2 yetişkin karşıladı. Polonya’dan Alex, İngiltere’den Emma.. Onlara da ne kadar teşekkür etsem az. Çok nazik ve sıcak kanlılardı. Her konuda bana yardımcı oldular ve korktuğum başıma gelmeyip iyi şekilde karnımı doyurmaya başardım. Evde aynı zamanda çiftin kızları olan Megan vardı. Hepsi konuşmayı ve konuşturmayı çok seviyordu. Evin içerisinde olduğum zamanlarda bile not defteriyle gezmeyi tercih ediyordum. Çünkü zaman zaman evin köpeği Rubi bile size İngilizce öğretebiliyordu. 🙂
https://www.instagram.com/p/BQd4xX1BRe6/?taken-by=primusinterpres
Merak eden arkadaşlarıma konaklama türlerinden biraz bahsetmek istiyorum. Aile yanı konaklama, öğrenci apartı, yurt, özel konaklama ve öğrenci evi konaklama türlerini tercih edebilirsiniz. Aile yanı konaklamada kahvaltı ve akşam yemeğiniz aile tarafından veriliyor. En azından bende öyleydi. Fakat diğer konaklama türlerine göre dezavantajı yanınızda misafir getiremezsiniz. Yemek yapmak sizin için sorun değilse ve 7/24 aktif bir ortamda bulunmak istiyorum diyorsanız diğer konaklama türlerini tavsiye ederim. Bunların dışında yaşadığınız evin kurallarına saygı göstermeye özen gösterin..
3. Kaplan International'da eğitim nasıl?
Her şey iyi güzeldi de dilimiz gelişti mi? Dersler nasıl işleniyor? Sıfır İngilizceyle gitsem dilim gelişir mi?
Dil öğrenmek açısından Erasmus ve Work and Travel’a göre çok daha faydalı bir seçenek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Öğretmenlerin aksanları tertemiz ve anlaşılabilirdi. Sabah derste öğrendiklerimizi, aktif şekilde pekiştirince nasıl hızlı şekilde kavradığınıza şaşırıyorsunuz ve dili kitabına göre öğreniyorsunuz. Kimse kimseyi yanlış yaptı, utandı ve ya çok konuşuyor-az konuşuyor diye yadırgamıyor. Sınıflar ortalama 6-12 kişilik ve dersler akıcı geçiyor. En büyük artısı ise dersler samimi ortamda geçiyor ve kimse yanlış yaparım diye çekinmiyor.
https://www.instagram.com/p/BQdv0I2hz3l/?taken-by=primusinterpres
Sınıflarda araç-gereçler fazlasıyla yeterliydi, kütüphanede öğrencilerin eğitimi için her türlü ekipman mevcuttu ve öğretmenler nazik, arkadaşlarım samimiydi.
Fikriniz olması adına bir dersimizi ve okuldaki bir günümü kısa kısa videoya aldım. İyi seyirler dilerim!
4. Hangi aktiviteler var?
Dil okulları zaten bu konularda çok aktif. Her güne özel günde 2-3 aktivite sizlere sunuluyor. Hatta belli günler ”bowling gecesi, burger party, salsa party, şehir turu, akşam yemeği, tiyatro-sinema günü” gibi standart aktiviteler oluyordu. Onun dışında sportif aktiviteler, gezi planlamaları da yapılıyordu. Cambridge gibi bir yerdeyseniz bölgenin popüler etkinliği olan Punting yapmayı unutmayın. Amerika’ya gidenler için bir NBA, Nascar, MBL; İngiltere için Premier Lig maçlarına gitmelerini tavsiye ederim. Bunların dışında zaten aktif bir öğrencisiyseniz ve arkadaşlık ilişkileriniz güçlüyse, emin olun her gün bir yerlere davet edileceksinizdir. Benim en güzel tecrübelerimden biri de Brezilyalı futsalcı arkadaşlarımın, Arjantinlilere karşı yaptığı maçta eksik olmalarından dolayı yabancı transfer olarak beni oynatmasıydı. Böyle ilginç tecrübeler edinebileceğinize de eminim.
https://www.instagram.com/p/BQI82ACgfuJ/?taken-by=macerarehberiniz
Punting yaptığımız aktiviteyi sizlerle paylaşıyorum. İyi seyirler dilerim 🙂
https://www.youtube.com/watch?v=f3W4RGxc7YY&t=1s
5. Gece hayatı ve eğlence
Parti ve gece hayatını seviyorsanız Türkiye’ye oranla çok daha iyi partiler bulmanız mümkündür. Gece kulüplerinin yanı sıra ev ve yurt partileri de fazlasıyla popüler. Özellikle sizlerden önce ayrılan arkadaşlarınızın son günlerinizi kutlamak için düzenlediği organizasyonları seveceğinize eminim. Genel olarak bir eğlence mekanına gitmeden önce tüm öğrenciler bir pub, restoran, bar veya herhangi bir arkadaşınızın evinde-odasında toplanır ve partilere beraber gidersiniz.
6. Okulda zaman nasıl geçiyor?
Benim derslerim her gün 14.00’dan 17.30’a kadar sürüyordu. Fakat ben sabah erkenden okula geçip, zamanımı okulda geçirmeyi tercih ediyordum. Çünkü okulda çok samimi bir ortam vardı. Okula ne zaman gitseniz beraber sohbet edebileceğiniz bir arkadaşınızı kesinlikle bulabiliyordunuz. Bunların yanı sıra okulda masa tenisi, xbox gibi aktivetelerde mevcuttu. Bunların yanı sıra kütüphaneye gidip boş vakitlerinizi ders çalışarak ve okulun imkanlarını kullanmayı tercih edebilirsiniz.
7. Harika arkadaşlıklar kazandım!
Dünyanın her yerinden arkadaşlıklar edindim. Cambridge’den ayrılırken benim için gözyaşı dökenler gördüm. Kısa sürede de olsa dünyanın her yerinden devamlı görüşeceğim arkadaşlık edindim. Yaklaşık 50 kişilik bir whatsapp grubumuz var ve aramıza kilometreler girmesine rağmen her gün şakalaşıp birbirimize video ve fotoğraflar gönderiyoruz. Birçoğu beni ülkelerine ve evlerine davet etti. Bu da bana yeni gezi planları yapmam gerektiğini gösterdi.
8. İngilizcem gelişti mi?
Daha öncesinde birçok kez farklı sebeplerden yurtdışında bulunmuştum. Work and Travel ve Erasmus tecrübeleri de bunlardan bazıları. Fakat dil okulunun yeri benim için her zaman ayrı kalacak. Unutulamaz zamanlar geçirip, harika insanlarla tanışmamın yanı sıra İngilizcem de fazlasıyla gelişti. Giderken dilime güvenerek gitmiştim ve birçok konuyu yanlış bildiğimi gördüm, kısa süreli de olsa birçok grammer kuralı ve yeni kelime öğrendim. İngilizcem açısından bu zamana kadar yapmış olduğum en büyük atılımdı ve hepinize Work and Travel ve Erasmus gibi programlara katılmanızı da şiddetle öneriyorum. İlk amacınız dil geliştirmekse kesinlikle yapmanız gereken dili yerinde eğitim alarak öğrenmektir.
https://www.instagram.com/p/BQd3RVwAvhX/?taken-by=macerarehberiniz
Tecrübeleri paylaştığım youtube kanalımda daha ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Instagram : MaceraRehberiniz
Bu yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.