Kanada Günlüğüm: Yeni Başlangıçlara Merhaba!
Kimsenin beni tanımadığı yerde yeni bir başlangıç yapmak..
Mezun olduktan sonra bu cümleyi kendime defalarca söyleyip Kasım 2015’de valizimi topladığım gibi kendimi dünyanın en yaşanılası şehri olan Toronto’ya İstanbul’dan yaklaşık 11 saat sonra vardım. Amacım dil okulundan sonra üniversitede master programına katılıp daha sonra Kanada vatandaşı olmaktı.
Toplamda 7 ay kaldığım daha sonra kendimi başka ülkeye atmama kadar olan maceralarımı sizlerle paylaşıyorum.
1. Toronto’da ilk günlerim böyle başladı.
Sonunda Toronto Pearson Havaalanı pasaport kontrolündeyim. Uzunca pasaport ve evrak kontrolünden sonra görevlinin bana ”Welcome to Canada” demesi ile artık resmen dünyanın diğer ucunda olduğumu fark ettim.
Toronto’yu ilk görenler her zaman şunu söyler ”çakma New York”. Şehrin en canlı yeri olan Downtown Toronto’nun en yüksek binaları ile doludur, öyle ki CN Tower 550 metre ile Amerika kıtasının en yüksek yapısıdır. Ayrıca dünyanın en uzun caddesi Yonge Street burada yer alır.
2. Dünya harikası; Niagara Şelaleleri'ne yolculuğum..
Niagara denildi mi akla şelale gelir ama aslında Amerika ve Kanada sınırlarında kalan daha çok Las Vegas’a benzeyen lüks otellerin ve gazinoların bulunduğu şehirdir Niagara. Toronto’dan 2 saat uzaklıkta bulunur. Ben Chinatown’dan gazino otobüslerine binip giderdim ve $10 öderdim yoksa normalde $30.
3. Toronto mimarisine hayran kaldım!
Bir iç mimarlık mezunu olarak gittiğim her ülkenin mimarisi beni cezbeder tıpkı Kanada gibi. Üniversitede iken mezuniyet projemin konusu ”müze” idi ve Google’da yüzlerce müze araştırırken karşıma bir ”bina” çıktı. İsmi ve nerede olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu. Bu yapıya hayran kalmıştım hatta masaüstü fotoğrafı yapmıştım. Aradan 1 yıl geçti. Toronto’da St George caddesinde yürürken bir de ne göreyim! O bina! Aniden karşıma çıktı. İnanamadım. Nasıl sevindim anlatamam.. ROM yani Royal Ontario Museum. Toronto’nun en sevdiğim yapısıdır kendisi.
4. Viktoryan tarzı villaların bulunduğu semt; Rosedale.
Toronto’da keşfettigim Rosedale, ki burası Toronto’lu zenginlerin yaşadığı benim de çok sevdiğim Viktoryan tarzı villaların bulunduğu semt. Gezmesi en az 2 saat sürüyor ama ben bisikletimle gezdim.
5. Kanada'da mutlaka bisiklet alın!
Kanada’ya yolunuz düşer ise kesinlikle bir bisiklet alın. Ben tüm Toronto’yu bu
arkadaş ile gezdim. Ara sokak, ana cadde demeden her yere gittim. Müthiş yerler de
keşfettim. Dipnot: ikinci elden $50’a alıp $60’a sattım! Ha bir de ilkbahar ve yazın
öneririm yoksa Kanada işte.
6. Soğuk, çok soğuk, buz gibi!!
15 Şubat 2016.. Hiç unutmam, hava durumları 10 gün önceden uyarmıştı -35 derece olacağını. Zaten o gün de hafta sonuna denk geldiği için nasıl olsa evdeyim dışarı çıkmam demiştim. Ama durur muyum! Mağazada %90 indirim olduğunu duyunca tabi ki de çıktım. Dışarı çıktıktan 10 dk sonra vücut ısımın düştüğünü, ellerimin mosmor olduğunu, kirpiklerimin buzla kaplandığını görünce aklıma ”Kanada soğuğunda elleri moraran kızın parmaklarını kestiler” haberi geldi(Bu olay 3 yıl önce yaşanmıştı). Neyse ki alışverişten sonra kendimi eve atabildim ve hasta olmadım(Fotoğraf odamın manzarasından).
Bu arada fiyatı $700 civarı olan ”Canada Goose” dedikleri mont var. -40’a kadar sıcak tutuyormuş ve herkes de bundan var. Uzun sure kalacaklara tavsiye edilir.
7. Beni hüsrana uğratıp hayallerimden vazgeçiren okul: Toronto Üniversitesi
Toronto Üniversitesi, Kuzey Amerika’nın en iyi üniversitesi. Müthiş bir mimari kampüsü olan ve NASA için çalışma yapılan laboratuvara sahip bir okul. Toronto’nun tam merkezinde yer alır. Fiyatı ile beni hüsrana uğratıp hayallerimden vazgeçiren okul. Senelik fiyatı tam $40.000 ama Kanada vatandaşı iseniz $10.000. Ve burada insanın aklına şu geliyor: ”I want to be a Canadian.”
8. Toronto’da sıfırdan başlayıp kolej okumaya karar verdim.
Evet, ülkenin yarısından çoğu göçmen ve bende göçmen olmak istiyorum fikri işte burada ortaya çıktı. Tabi ülkenin şartları var; eğitim durumun, kaç dil biliyorsun gibi… Ben hepsini göze alıp Toronto’da sıfırdan başlayıp kolej okumaya karar verdim. 2 yıl eğitim, 3 yıl iş hayatı derken daha sonra göçmen olacaktım ve çok güzel bir gelirim olacaktı, yaşam standartlarım yüksek olacaktı ve çifte vatandaşlık alacaktım. Ama gel gör ki 5 yılımı da feda edecektim. Sonuçta dünyanın diğer ucunda tek başıma soğuk bir ülkede.. Bu düşüncelerle kendimi uzunca bir meşgul ettim.
9. Kanada'da insan nüfusundan çok sincap var desem?
Her yerdeler! Özellikle sonbahar ve ilkbaharda ortaya çıkıyorlar, bir de fıstık verdiniz mi yanınızdan hiç ayrılmıyorlar. Bu arada pencereniz açık uyumayın, odanıza giriyorlar..
”Hi human, is there a peanut?”
10. Toronto'nun festivalleri aklınızı alıyor!
Havaifişeği en çok kullanan ülke Kanada desem yanlış mı olur! Fotoğraftaki yapı Belediye binası. Her yılın kasım ayında yılbaşının gelişi bu şekilde kutlanır. Bu arada yılbaşına bu kadar önem veren başka bir ülke daha görmedim. Yılbaşı demişken, Noel Baba’nın Kanada’lı olduğunu belirteyim.
Yazın çok fazla festival oluyor özellikle adalarda(Toronto’nun 3 küçük adası var). Bir de unutmadan ülkenin en büyük eğlence merkezi Wonderland var. Gördüğüm en büyük Roller Coaster’ler orada. Biletler online satılıyor sanırım. $15 gibi bir ücreti var.
11. Montreal’e gittiğim zamanki yağmuru hiçbir zaman unutamam.
Yağmurun altında kaldığımda üzerimdeki ince hırka dışında hiçbir şeyim yoktu. Neyse ki iyi gezdim ama maalesef dünyaca ünlü Habitat 67 evlerini yakından göremedim.
12. Quebec'te kendimi farklı ülkede hissettim.
Quebec Eyaleti’nin başkenti Quebec City, resmi dili Fransızca’dır. Oraya gittiğim zaman kendimi farklı ülkede hissettim çünkü İngilizce konuşan kimse yok! Kanada’nın en pahalı eyaleti ki bir sandviçe $8 ödemiştim. En sevdiğim fotoğraflarımı burada çektim, müthiş bir manzarası vardı ayrıca kesinlikle gün batımını izlemeniz gerek.
13. Kanada'nın başkenti ve dördüncü büyük kenti Ottawa'ya geçtim.
Parlamento binası ve diğer bakanlık binaları burada bulur. Başkan Justin Trudeau’nun evi de bu fotoğrafta gördüğünüz örümceğe yakın.
Ottawa’nın bir de nehri var. Amerika sınırlarını onunla gezebilirsiniz. $10 gibi bi ücreti var ve 2 saat sürüyor.
14. Quebec, Montreal, Ottawa şehirlerini 3 günde nasıl mı gezdim?
3 gün 3 şehir.. Toplamda 50 km’den fazla yürüdüm.
15. Ve sonunda ayakkabım yırtıldı.
Daha doğrusu ortadan ikiye ayrıldı!
16. Kanada’nın bana kattıklarına gelirsek..
Artık dünyanın dört bir yanından arkadaşım var. Latin Amerika’dan tutun Asya’ya kadar.
17. İyi bir İngilizceye sahibim artık..
Bu deneyime atılarak ileri seviyede İngilizce konuşma yeteneği kazandım.
18. Dünyanın en yaşanılası ülkesi Kanada'daydım.
Her ne kadar soğuk bir ülke olsa da bana göre dünyanın en yaşanılası ülkesi Kanada.
19. Şimdi Avrupa'yı geziyorum ve görüyorum ki..
Şimdi Avrupa’yı geziyorum ve görüyorum ki hala Kanada’yı özlüyorum. Kim bilir belki bir gün gene yolum düşer..
20. Kanada'da yaşamak bana yeni bir vizyon kattı!
Şu an eğitim için İtalya’da bulunuyorum ve gelecek planlarım arasında dünyayı keşfetmek var.
Eğer siz de dünyayı benim gözümden görmek isterseniz, instagramım: @meliscnl
NABA Milan yuksek lisans ogrencisi. Yeni yerler kesfetmeyi, fotograf cekmeyi, mimari ve tasarima ilgi duyan bir gezginim.