Hepimizin Korktuğu Soru: ”Do You Speak English?”

Hepimizin Korktuğu Soru: ”Do You Speak English?”

İngilizce hayatımızın her anında karşımıza çıkıyor. Sokaklarda, tabelalarda, bilgisayarda, okulda… Bugün İngilizcesiz kariyer ise imkânsız. Ancak Türkiye’de mesele yabancı dil olduğunda işler pek yolunda gitmiyor.

Neden Bir Türlü İngilizceyi Öğrenemiyoruz?

Dil okulları, yurtdışı danışmanlık hizmeti, değişim programları gibi alanlarda çalışmalar yürüten Education First’ün (EF) bu yıl altıncısını yayınlandığı ‘İngilizce Yeterlilik Sıralaması’nda Türkiye ‘çok düşük düzey’deki ülkeler grubunda 51’inci sırada yer alıyor. Yani İngilizce’de ülkece “How are you?(Nasılsın?)” dan pek öteye gittiğimiz söylenemez.

Peki, İngilizcemizi geliştirmek için ne yapabiliriz? Neden bir türlü öğrenemiyoruz?

Eğer maddi imkânınız varsa ABD ve Birleşik Krallık dışında hangi ülkeler eğitim için doğru tercih? İngiltere’nin uluslararası eğitim ve kültürel fırsatlardan sorumlu en büyük organizasyonlarından British Council’ın İngilizce Bölümü Direktörü Ayşen Güven’e İngilizcemize güç katacak yöntemleri ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin Bayyurt’a ise neden bir türlü şeytanının bacağını kıramadığımızı sorduk.

Sürekli İngilizce çalışıyor, ancak yabancı biriyle karşılaştığınızda kitlenip kalıyor musunuz? Ya da yabancı dizilerdeki diyalogları kolayca anlıyor, fakat iş aynı cümleleri kurmaya geldiğinde aklınız mı karışıyor? Bu aslında sadece sizin değil, Türkiye’de birçok öğrencinin problemi. Peki, İngilizce’yi neden bir Danimarkalı kadar iyi konuşamıyoruz? Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Bayyurt, bunun beş nedenini sıralıyor:

Bu bir ders değil

İlkokul ikinci sınıftan başlayarak üniversite dahil eğitimin her kademesinde İngilizce öğreniyoruz. Öncelikle yabancı dil, matematik ya da sosyal bilgiler gibi bir ders değil. Bu tip dersler problem çözerek veya ödevlerle öğreniliyor. İngilizce ise ödevler tamamlandıktan sonra bir kenara bırakılacak alan değil. Hakim olmak için onu bir ders olarak görmekten vazgeçin. Eğer yabancı dilleri bir iletişim aracı olarak değerlendirirseniz, yol almaya başladığınızı göreceksiniz. İngilizce dünyada dil, din, ırk, cinsiyet ya da sosyal sınıf ayrımı yapmadan değişik coğrafyalardan tüm insanları birleştiren, hayatla iç içe bir iletişim aracı.

Sınav odaklı eğitim

Ülkemizde İngilizce eğitimi sınav odaklı. Okullarda okuma, yazma ve konuşmaya yeterince teşvik edilmiyoruz. İngilizce dil derslerinden beklentimiz genel olarak yabancı dil sınavlarına hazırlanmaktan öteye gitmiyor. Müfredatta okuma, yazma ve dinlemeyle ilgili etkinlikler olsa da İngilizce öğretmenleri, öğrencileri Yabancı Dil Sınavı (YDS) ve Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) gibi sınavlara hazırlamak adına bunları atlayarak ders işleyebiliyor. Bu da üniversitede yazma eğitimi almadığımız için akademik derslerde ve yazılı sınavlarda zorlanmamıza neden oluyor.

Dil bilgisi takıntısı

Değişik seviye ve yaş gruplarındaki öğrencilerin birçoğuna göre yabancı dil öğrenimi kelime ve dilbilgisinden ibaret. Yani bir dilde kelime dağarcığınız geniş olmadan ve dilbilgisi kurallarına uygun konuşmadan iletişim kurulamayacağı düşünülüyor. Fakat gerçekler böyle değil. Çoğumuz dilbilgisi hatası yapacağız diye konuşmaktan çekiniyoruz. Bundan korktuğumuz için de konuyu öğretmene sormuyoruz. Bu böyle sürüp gidiyor. Anadilimizde konuşurken bile hatalar yapıyoruz. Bu nedenle bundan korkmak yerine yabancı dili bir iletişim aracı olarak görmeye başlamalıyız.

Temas etmemek

Okulda aldığımız İngilizce eğitimi çoğunlukla sınıfta kalıyor. Fakat size bir gerçek; yabancı dil sosyal hayatta öğrenilir. Kendinizi geliştirmek istiyorsanız, günlük hayatınızda onunla daha fazla haşır neşir olmaya çalışın. Bunun için yabancı dil konuşabileceğiniz ortamlarda bulunun. İngilizce düşünebilecek kadar dile hakim olmak için her fırsatta pratik yapmaktan çekinmeyin. Ona olabildiğince maruz kalın.

Teknolojiyi dışarda bırakmak

Bugün Türkiye’de çoğu gencin internete ulaşımı var. Fakat teknolojinin yabancı dil öğrenmedeki katkısını göz ardı edebiliyoruz. İnternet dünyası dil eğitimi için sayısız imkân sunuyor. İster Milli Eğitim Bakanlığı’nca tavsiye edilen İngilizce eğitim sitelerinden elektronik kitap indirin. İsterseniz de Youtube’ta birçok dildeki eğitici video ya da müzik kanallarıyla vakit geçirin. Ayrıca sosyal medyada yabancı arkadaşlar edinebilir ve hayatınıza her gün biraz daha İngilizce ekleyebilirsiniz.

Londra’da eğitim şansı

Türkiye’de öğrencilerin İngilizcelerini geliştireceği ve pratik yapma şansı bulacağı bir fırsat daha var: ‘Erasmus+’. Dünyada 30’uncu yılını kutlayan program Türkiye dahil olmak üzere 33 ülkede lisans ve lisansüstü öğrencilerin başka ülkelerde eğitim alması için eşsiz bir fırsat. Yılda 2.2 milyar Euro’nun hibe edildiği programda Türkiye 2004’ten beri yer alıyor. Bu sürede 400 binden fazla kişi Avrupa’da eğitim, staj, işbirliği ve gönüllülük olanaklarından faydalandı. Ayrıca bazı vakıf üniversiteleri öğrencilerine ABD ve İngiltere’de anlaşmalı üniversitelerde veya kendi kampüslerinde İngilizce hazırlık programları da sunuyor. Bu kampüslerde yabancı eğitimciler ve öğrencilerle, Türkiye’den gelenler dillerini çok daha hızlı, yaşayarak geliştirebiliyor. Bunlardan biri de Nişantaşı Üniversitesi. Üniversite Londra’da açtığı kampüsünde ek eğitim ücreti talep etmeden isteyen tüm öğrencilerine dönemlik veya yıllık eğitim fırsatı sağlıyor. Nişantaşı International Campuses Of Higher Education (NICHE) yapılanmasının ilk kampusu olan Londra Yerleşkesi’nde öğrenciler okudukları bölüme dair dersleri de eş zamanlı alabiliyor. Böylelikle dönem kaybı olmadan dil eğitimi de tamamlanıyor.

**

Yabancı dil öğrenmek için en etkili yollardan biri de yurtdışı. Bunun için ilk akla gelen ABD ve İngiltere olsa da, İngilizce eğitimiyle öne çıkan başka ülkeler de var. İşte yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS’in alternatif rotaları.

Dil eğitimi için alternatif rotalar

Maddi gücünüz varsa dil öğrenmek için yapabileceğiniz en iyi yöntem, anadil olarak konuşulduğu bir ülkede eğitim almak. ABD, İngiltere gibi büyük oyuncuların yanı sıra İngilizce eğitimiyle öne çıkan başka ülkeler de var. Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS, Türkiye’den öğrencilerin de ilgisini çekebilecek dört alternatif ülke paylaşıyor.

Sosyal hayata karışın

Akdeniz’deki ada ülkesi Malta, uzun yıllar bir İngiliz kolonisi olmasının tüm avantajlarını kullanıyor. Canlı hayatı, uygun yaşam masraflarıyla Türkiye’den öğrencilerin de ilgisini çekiyor. Avrupa Birliği’nin en küçük üyelerinden Malta’da İngilizce resmi dillerden biri. Bu nedenle sokakta karşılaştığınız hemen herkes İngilizce konuşabiliyor. Dil okullarının çoğu başkent Valletta’da. Bunlarda iki haftalık eğitimler genel olarak 1500 dolardan başlıyor, konaklama ve kurs uzunluklarına göre 10 bin dolara kadar çıkabiliyor. Ayrıca birçok eğitim şirketi aile yanında konaklama imkânı da sunuyor. Bu sayede günlük hayatta daha çok pratik yapma şansı da bulabiliyorsunuz.

Sayısız kurs

Kanada, İngilizce eğitimde akla ilk gelen ülkelerden olmasa da özellikle Toronto ve Ottawa’daki sayısız İngilizce kursuyla “Yarışta ben de varım” diyor. Gerek şirketler gerekse üniversitelerde İngilizce hazırlık kurslarına katılabiliyorsunuz. Ülkede iki haftalık bir kurs için yaklaşık 2 bin dolar harcamanız gerekiyor. Bunun içerisinde genelde aile yanında konaklama ve eğitim masrafları da yer alıyor.

Yüzüklerin Efendisi’nin coğrafyası

Yüzüklerin Efendisi’nin hayranıysanız, Yeni Zelanda sizin için zaten çok şey ifade ediyor olmalı. Bunun üzerine eşine az rastlanır manzaraları, arkadaş canlısı insanları ve dünyanın en yaşanabilir şehirlerini de ekleyin. İngilizce okulların çoğu Auckland’da. 2-3 haftalık kurslarsa 1500 dolardan başlıyor. Birçok üniversite de İngilizce program sunuyor. Bu nedenle üniversitelerin yurtlarında konaklayabiliyorsunuz.

Dil eğitimine Afrika deneyimi katın

Eski bir İngiliz kolonisi olan Güney Afrika Cumhuriyeti’ni de listenize eklemelisiniz. Ülkede 11 resmi dilden biri de İngilizce. Herkes İngilizce konuşabiliyor. Yabancı dil eğitimine Afrika deneyimi katmak isteyenler mutlaka Güney Afrika’daki kurslara bir göz atmalı. Çoğunlukla Cape Town’da yer alan okullarda iki haftalık kurslar yaklaşık 2 bin dolardan başlıyor. Bunun içerisinde konaklama da yer alıyor.


%30'a varan indirimlerle yurtdışında İngilizce öğren!

Dünyanın en iyi dil okullarında indirimli fiyatlarla İngilizce öğrenme fırsatını kaçırmayın! Bilgi almak için hemen tıklayın

YAZAR HAKKINDA
İdil Uğural