İngilizcede En Çok Yapılan 13 Hata

İngilizcede En Çok Yapılan 13 Hata

İngilizce konuşurken/yazarken yapılan birçok hata bizlerin hem kişisel hem profesyonel anlamda bir adım öne geçmesini engelliyor. İngilizce genel olarak çok geniş kalıp ve deyimler haznesine sahip, birçok kelimenin telaffuzu aynı fakat anlamları bambaşka ve anadili İngilizce olan birçok insan bile gün içerisinde veya profesyonel hayatlarında bu hatalardan en az birini yapıyor. Bu demek oluyor ki ister anadilin olsun ister olmasın kuralları gözden kaçırmak “kaçınılmaz.” İş başvurusunda bulunurken, bu yaygın İngilizce hataları yapmanız başvurunuzu etkileyebilir – özellikle CV’nizde veya kapak mektubunuzda yapılmışsa. Gelin bu sıkça yapılan İngilizce hatalara birlikte göz atalım:

1. Your & You’re

Okunuşları aynı, anlamları çok farklı!

-Your: Sahiplik-aitlik gösterir.
Örnek: Your shoes are fancy.

-You’re
You’re, you are kalıbının kısaltılmış şeklidir.
Örnek: You’re so rude.
If you’re interested, send me an email.

2. Kesme işaretlerini doğru kullanmamak

İngilizce dilinde kesme işaretinin başlıca iki kullanımı vardır:

-Birincisi düşen harflerin yerini almalarıdır.
Örnek: it is=it’s, they are=they’re

-İkinci ise aitlik bildirmede kullanılmalarıdır.
Örnek: The store’s light
The cat’s toy

3. Its & It’s

Bu ise, İngilizce’de en çok yapılan hataların başında yer alıyor.

-It’s
“It is” kalıbı kesme işareti ile, “it’s” oluvermiş.
Örnek: Don’t go outside because it’s raining.
It’s my birthday today.

-Its
Its bir şeyin dişi veya erkek harici bir şeye aitliğini göstermektedir.
Örnek: My car has its lights on the back.
Your hair looks great with its new color.

4. There/Their/They’re

Okunuşu birbirine fazlasıyla benzeyen 3 kelime ile karşı karşıyayız. Hadi anlamlarına bakalım.

-There: Bir yer veya bir bölgeden bahsetmek için kullanılır.
Örnek: The bar is over there.
There are no more muffins left in the kitchen.

-Their: Aitlik-sahiplik belirtir.
Örnek: The guests left their room tidy.
Mary and John went to their house at the weekend.

-They’re: They are kalıbının kısaltılmışı olarak karşımıza çıkar.
Örnek: They’re running in the garden.

5. To/Two/Too

Herhalde üçünü de aynı şekilde okudunuz fakat anlamları bambaşka!

-Two: “2” takamıdır.
Örnek: I have two books.

-Too: Hem de veya istenenden daha fazlası anlamlarına gelir.
Örnek: Me too, I’m going to there at 3 o’clock.
My cup of coffee is too hot.

-To: Fiillere gelen mastar eki görevindedir. Aynı zamanda -e doğru, -e karşı anlamındadır.
Örnek: I’m going to the party tomorrow.
To earn more money, you need to make better sales.

6. Then/Than

Bu iki kelime neredeyse telaffuz olarak aynı. Ayrıca “th” kısmını telaffuz ederken hata yapmamak şart!

-Then: Bu kelime bir süreçten diğer bir sürece geçilirken kullanılır. Nasıl mı?
Örnek: We will go home, then we will go to the shop.
Let me just finish this, and then we can talk.

-Than: Bu kelime ise iki şeyi veya durumu karşılaştırmak için kullanılır.
Örnek: A strawberry has more sugar than a lemon.
Jennifer is taller than Robert.

7. Affect/Effect

Bu kısma dikkat edin çünkü anadili İngilizce olanlar bile bu hatayı yapıyor! Hata ne mi?

-Affect: Bu bir fiil ve etkilemek, yankı uyandırmak anlamlarına geliyor.
Örnek: The tornado has really affected the city.
The economic crisis really affected families.

-Effect: Bu bir isim ve “etki” anlamına geliyor.
Örnek: The new boss had a negative effect on morale.
The new player had no effect on the team’s results.

8. “Taking” a coffee

İngilizce dilinde kahve siparişi verirken bir baristaya söylemeniz gereken en son şey “Can I take a coffee?”!
Gelin bu hataya düşmeyin ve “have” kullanın. “Can I have a coffee?”

9. “I have 25 years”

Daha çok İspanyol, Fransız veya Portekizlilerin yaptığı bu yaygın hataya göz atalım.
Doğru hali: “I am 25 years old” olmalıdır. Bunun yerine “I am 25” de diyebilirsiniz. (Merak etmeyin, ben de hala yirmibeş diye okuyorum, orasını bir gün halledeceğiz! 🙂 )

10. Long & Tall

Bu hataya en çok düşenler ilginçtir ki Almanlar! Halbuki İngilizce dilinin en iyi konuşulduğu Avrupa ülkelerinden biri Almanya!

-Tall: Birinin boyuna uzun demektir.
Örnek: Jim is very tall.

-Long: Bir şeyin uzunluğundan bahsetmek için kullanılır.
Örnek: This cable is very long.
Your hair is very long.

11. “How” Kullanımı

Neredeyse çoğu cümlenin bir yerlerinde mutlaka “how” görüyoruz. Fakat “how” bu kadar çok kullanıma uygun değildir.

Yanlış: How does it look like?
Doğru: What does it look like?

Yanlış: How is the world in English?
Doğru: What’s the world in English?

Yanlış: How do you call?
Doğru: What do you call?

12. “Explain me, listen me, tell me”

Bazen kullanımı gerekli bazen gereksiz olan “to” ile karşı karşıyayız. Örneklere bakalım.

Örnek: Could you please explain to me how to turn on my laptop?
Listen to me when I’m speaking.
Tell me if it’s too hot.

13. “Thanks God”

Doğrusu “Thank God” olmalıdır.

Örnek: Thank God that you’re here.

Yukarıda saydığımız İngilizcede en sık yapılan hataların bazılarını zaten biliyordunuz veya bazılarını daha önce hiç duymamış olabilirsiniz. Fakat bir dili konuşurken veya yazarken her ayrıntıyı en ince noktasına kadar bilmek şarttır, değil mi?

İngilizce hatalar ile ilgili bu içerikleri de mutlaka okuyun!

YAZAR HAKKINDA
Merve Sayın