Gerçek Bir Gezgin Olmanın 7 Yolu!

Gerçek Bir Gezgin Olmanın 7 Yolu!

Tekrardan merhaba arkadaşlar! Yeni bir yazı yazmaya Amerika’dan gelen bir e-mail ile karar verdim. Sizlere önce gerçek bir gezgin olmanın tavsiyelerini vereceğim, ardından da bana gelen bu e-mail ve ilhamın nasıl geldiğini açıklayacağım. İşte gerçek bir gezgin olmanın yolları:

1. Zamanı dert etmeyin!

1. Zamanı dert etmeyin!

Gezinizde ne kadar süre gittiğiniz yerde kaldığınızın bir önemi yok arkadaşlar. Bazı gezilerimde bir şehirde sadece birkaç saat kaldığım zaman bile oldu. Bu, arkadaş edinmeme ya da mükemmel anılar elde etmeme engel olmadı.

Her seferinde zamanınızı dert etmeyin. Kısa sürede elde edebileceğiniz gezi anılarını değerlendirmeye bakın. Bu konuda zaman yönetimi falan da yapmanıza gerek yok. Akışına bırakın. Zamana tasma takmak zaman kaybından başka bir şey değildir.

2. Plansız programsız çıkın yola!

2. Plansız programsız çıkın yola!

Bir gezgin atasözü ne demiş: “Geziye çıkmadan önce yapılan bütün planlar yok olmaya mecburdur”. Ne de güzel demiş!

Ya otobüs kaçırılır, ya uçak, ya hatlar karışır, ya elektrik gider ya da arkadaş gelmez… Bu liste uzar da gider. Yapılan bütün planlarda da değişime gidilmek zorunda kalır. Hiç planlama yapmayın! En iyisi! Belli başlı planlardan bahsetmiyorum tabi. Harfi harfine uyulması gerektiğine inandığınız planlardan bahsediyorum. Hani ”özellikle buraya gitmem gerekiyor” demek yerine ”şuraya da pek kişi gitmemiştir bir de şuraya gideyim” demeyi tercih etmek gibi.

İşin özetini yapacak cümlem de bir harika arkadaşlar: “Saldım çayıra mevlam kayıra!”

3. Klişelere bağlı kalmayın!

3. Klişelere bağlı kalmayın!

Klişeleşmiş şeylerden kastım; özellikle popüler olmuş şehirleri gezmeyin sadece! Küçük kasabalara yolunuzu düşürün. O zaman size özel hazırlanmış anıları ve hayatınıza renk katacak değerleri fark edeceksiniz.

Avrupa turumda bunu denedim. Popüler şehirleri gezdiğim sırada o şehirlerden uzak kasabalarda konakladım. Örneğin Amsterdam’a gittiğim zaman özellikle Amsterdam’da kalmadım. Schoorl adında şirin bir köyde kaldım. Huzur dolu, sessiz, sakin, insanda filmlerdeki gibi sahneleri yaşatan ve kendimi dinleyip düşüncelerimi temizleyebildiğim bir yerdi benim için. Emin olun Amsterdam’dan daha çok hoşuma gitti. Farkınız olsun kötü mü olur ki?! Gerçek hayatlara dokunduğunuz bir zaman dilimi sizin de hoşunuza gidecektir.

4. Mümkünse tek çıkın!

4. Mümkünse tek çıkın!

Hadi ama arkadaşlar! Bunu tek başınıza yapabileceğinizi fark edin. Kendinizi keşfedin. Ne kadar cesur olduğunuzu çevrenize ve kendinize ispatlayın. Korkmayın!

Ben her zaman şöyle düşünürüm “Eğer başıma bir şey gelecekse oturduğum yerde de gelebilir.” o zaman neden oturduğunuz yerde başınıza gelecek olan şeyi gezi sırasında yaşayarak deneyim edinmeyelim?!

Yaptım hiç pişman olmadım ben. Hayatta her alanda zorluk var. Bir iki aksaklık nedeniyle gezinizi zehir etmeyin. Tek çıkmak zihinsel bir yolcuğun ve kişisel gelişiminizin farkına varacağınız bir deneyim katar size. Daha güçlü, öz güveni yüksek, problemler karşısında sakin ve hızlı çözüm üretebilen, bakış açısı geniş, hoşgörülü ve kültürlü bir birey yolunda başarılı yürüme anahtarınız olur.

Bunlar dışında daha birçok şey var. Onlardan bahsetmiyorum bile! En olmadı birlikte gittiğiniz kişiyle aranız bozuldu veya başka bir şey oldu diyelim. Anılarınızda burukluk, nefret vs. gibi duyguları bulaştırmak istemezsiniz. Hayatta her zaman yalnızız!

5. İnsanlarla sosyalleşin!

5. İnsanlarla sosyalleşin!

Genci, yaşlısı, kadını, erkeği, çoluğu çocuğu demeden herkesle iletişim kurun. Gittiğiniz yerlerden gerçek insanlar toplayın.

Geri döndüğünüzde sizi hala hatırlayıp halinizi hatırınızı soran ve size olan özlemini dile getiren emailler, mesajlar aldığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Yazımın başında da bahsettiğim gibi Amerika’dan email gönderen bir ailem var. Beni seven, her fırsatta özlemlerini, mutluluklarını, sevinçlerini, üzüntülerini olabilecek her havadisi bana e-mail atan insanlardan bahsediyorum. Yoğun iş hayatım arasında aniden gelen bir maile bakıp masamda gözlerim doldu. “Bundan daha değerli ne olabilir ki?” dedim kendi kendime.

Samimiyetinizi hiçbir zaman eksik etmeyin, her zaman insanlığımızı her gittiğimiz yerde gözler önüne sermeliyiz.

6. Sevin!

6. Sevin!

İnsanız! Bizim için din, dil, ırk, cinsiyet, zengin, fakir hiçbir şey gözetmeksizin herkese insan gözüyle bakıp eğlenmeye, sevmeye zaman ayırın.

Hayat bu sahtelik ve robotlaşma içerisinde canlılığı tekrardan yakalamamızı sağlayacak fırsatlar sunmaktadır. Bana göre en büyük fırsat gezginliğimizde saklı!

7. Seyahatlerinizden minik hatıralar saklayın!

7. Seyahatlerinizden minik hatıralar saklayın!

O kadar gezerken geri döndüğünüzde mükemmel bir köşe yapabilmenize yardımcı olacak küçük detayları beraberinizde getirmeyi unutmamalısınız.

Bu detaylardan kastım alışveriş yaparak değil de daha çok bindiğiniz bir tramvay bileti, metro bileti, girdiğiniz bir müzenin bileti, gezinizde tanıştığınız insanlardan aldığınız ufacık şeyler.

Ben gezilerimde tanıştığım kişilerden ayrılmadan evvel küçük ondan gelen bir hediye isterim. Örneğin; Barselona gezimde sevgili arkadaşım bana küçük bir taş hediye etmişti ve o taş 2 yıl önce vefat eden annesinin koleksiyonundan bir taştı. Sadece size verdiği değeri görmekle kalmıyor, sanki kalbinize nakış işliyorlar gibi hissediyorsunuz.

Seyahat etmenin mucizevi değerini kavramış olmaktan gurur duyuyorum.

8. Bonus: Gerçek bir gezgin olmanın mutluluğu bir e-maille bile anlaşılıyormuş.

8. Bonus: Gerçek bir gezgin olmanın mutluluğu bir e-maille bile anlaşılıyormuş.

Amerika’daki ailem diyebileceğim insanlardan gelen bir e-mail sayesinde yazıya başladım. Ne kadar değerli ve mutluluk verici olduğunu, onlara “ailem” dememden anlarsınız.

Dünya, gözümüzde büyük, yaşantımızda küçük bir yerdir. Zaman, doldurabildiğimizde kısa, boşlukta uzun bir kavramdır. Hayat, duygularımızla değerli ve canlı, hissizlikle değersiz ve robot.

Kavramlar etrafımızı sararken onları şekillendirenlerden olmanızı isterim. Geçmişte veya yaşanmış diye adlandırılan duyguları, kavramları siz geçmişinize yazın ve yaşayıp kendinizce açıklayın. Hayat o zaman çok daha kıymetli ve özgün oluyor emin olun.

Her birimiz insanız, her birimiz yeni hikayeler yazabiliriz. Genelden özele gelip gezilerimize indirgiyorum şimdi de. Gezi hikayelerimiz! Bu hikayelerimiz andan ibaret kalmasın ve hayatımız boyunca etkileri sürsün.

Gezgin olmayı “Bon yurt doşonda şorayı gozdom” şeklinde yorumlayanlardan ziyade, gerçek bir gezgin olmanızı dilerim. Nice geziler, nice güzel insanlar, nice anılar…

Sevgi ve saygıyla Tuğba…

Gerçek bir gezgin olmak ile ilgili bu içerikleri de mutlaka okuyun!

YAZAR HAKKINDA
Tuğba Özdemir

Work and Travel - Rapid City, South Dakota - 2016
Avrupa Turu 6 Ülke - Tek - 2017